ABD’nin önde gelen gazetelerinden
Washington Post’ta, sağ muhalefetin sokak şiddetini kışkırttığı Venezuela’daki
gelişmeleri ele bir yazıda, Devlet Başkanı Maduro erken seçime gitmeyi kabul
etmezse “bir grup yurtsever generalin düzeni yeniden sağlamak için onu
devirebileceği” iddia edildi.
“Venezuela ve Amerikan liderliğindeki
tutulma” başlıklı ve Jackson Diehl imzalı dün yayınlanan yazıda, Venezuela
sokaklarındaki şiddet “Geçtiğimiz hafta Karakas bir kez daha devrimin
kıyısındaki bir başkenti gibi görünüyordu” sözleriyle “devrim” olarak
nitelendirilirken, “Bir kez daha gözlemciler Maduro’nun iktidardaki günlerinin
sayılı olduğunu, ya muhalefetin seçim önerisini kabul etmek zorunda kalacağını
ya da bir grup yurtsever general düzeni yeniden sağlamak adına -belki de bu kez
haklı olacaklar- onu yerinden edeceğini öngörüyorlar” ifadelerini kullanarak
Venezuela’da “ya seçim ya darbe” olacak imasında bulundu.
Yazı boyunca “diktatörlük” olarak
nitelendirdiği Venezuela yönetimine hakaretlerde bulunan ve “boynuna kadar
uyuşturucu ticaretine batmış olduğu gibi” mesnetsiz iddiaları rahatlıkla
yazabilen Diehl’in, Maduro için iktidarı bırakmanın “Hapse girmek” anlamına
geleceğini yazması da dikkat çekti.
LATİN AMERİKA’NIN DEMOKRASİ AŞIĞI ABD!
“Venezuela aynı zamanda Amerikan
liderliğindeki tutulmanın da öyküsünü anlatıyor. En azından son 100 yıldır
ABD’nin batı yarıkürede herhangi bir devletin iflasına izin vermeme kararlılığı
konusundaki uluslararası bir görevi olduğu konsepti başarısız oldu” diyen
Diehl,
ABD’nin bu görevi kimi zaman “çirkin ve
yanlış yönlendirilmiş emperyalist motivasyonla” askeri darbeleri desteklemek
şeklinde, son yıllarda ise “ekonomik ve askeri kozunu kullanarak demokratik
değişime zorlamakla” yaptığını ileri sürdü. Yazar, ‘demokratik değişim’ örneği
olarak 1980’lerde Salvador ve Nikaragua’ya ABD müdahalesini ve “düşen
demokrasiyi kurtarma” hamlesi olarak nitelendirdiği 2000’den sonra Kolombiya’ya
yönelik müdahaleyi örnek gösterdi.
‘HALK ABD’NİN ÜLKEYİ KURTARMASINI
BEKLEDİ’
Venezuelaların ise Washington
yönetiminden “1998’den sonra Chavez’in yarattığı sahte sosyalist karışıklık”a
müdahale etmesi “yarı beklentisi” içinde olduğunu ileri süren Washington Post
yazarı, “Bugüne kadar Maduro durmaksızın ABD işgalinin eli kulağında olduğunu
iddia etti. Fakat gerçek olan tam tersiydi. Üç yönetim boyunca –hâlâ oluşmakta
olan Trump yönetimini de sayarsanız dört- ABD politikası, Venezuela’ya en küçük
müdahaleden kaçınmak oldu” diyen Diehl, bu durumun “Chavezciler”e hizmet
ettiğini ve ABD’yi başarısız gösterdiklerini ileri sürdü.
“ABD, Venezuelalıları ekonomik ve siyasi
felaketten korumak için hiçbir şey yapmadı” diyerek “ekonomik yaptırım dahi”
uygulanmamasını eleştiren Washington Post yazarı, diplomatik baskı da
yapılmadığını iddia etti.
Diehl, Amerikan Devletleri Örgütü’nün
(OAS) Venezuela’ya yönelik siyasi baskısını ise övdü ancak “Bu yeterli değil”
dedi. Venezuela’nın sağcı iktitidarlarına özlemini dile getirmekte beis
görmeyen Diehl, yazısını, “Bir zamanlar ABD’nin yakın demokratik müttefiki ve
Latin Amerika’nın en zengini olan ülke, eski süpergüç gözünü kaçırırken,
yıllarca daha şiddet ve açlığa mahkum ediliyor” diyerek bir anlamda ABD
müdahalesi çağrısı yaptı. (DIŞ HABERLER)
Kaynak: Washington Post