Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini
sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 631'inci kez Galatasaray Meydanı’nda
bir araya geldi. Eylemde “Failler belli kayıplar nerede” pankartı açıldı,
kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Emek
Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş,
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanı
Lami Özkan, TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel, kayıp yakınları ve çok
sayıda yurttaş katıldı. Bu haftaki eylemde 23 yıl önce gözaltında kaybedilen
Ahmet Bulmuş'un akıbeti soruldu.
'ADALET ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ELİNDE'
Eylemde ilk sözü gözaltında kaybedilen
Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin aldı. Bilgin, çocuklarını kaybedenlerin
yargılanması talebiyle yıllardır mücadele ettiklerini belirterek, ''Aynı acılar
bir daha yaşanmasın diye buradayız. Ama bu ülkede adalet kalmamış. Hükümet,
'büyük adalet sarayı' yaptık diyor. Ben saraylara bakmam, içindeki adalete
bakarım. Bu ülkede adaleti tecelli edenler siyasi erkler tarafından
belirlenmiştir. Bu noktadan sonra adalet adına birşey beklemiyorum. Ülkeyi
yönetenlerin elinde adalet'' dedi. Türkiye tarihinin katliamlarla dolu olduğuna
değinen Bilgin şunları söyledi: ''Geçen hafta Ermeni katliamında hayatını
kaybedenleri andık. Bu hafta ise 1 Mayıs 1977'de öldürülen emekçi kardeşlerimiz
anıyoruz. Suruç, Ankara katliamı yaşandı. Bu ülke adaleti sağlamayamamıştır.
Adalet bir türlü tecelli etmiyor.''
'BİZ BU ÇİFTE STANDARTI TANIMIYORUZ'
Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail
Kırbayır yaklaşık çeyrek asırdır Galatasaray Meydanı'nda oturduklarını
söyleyerek, '''Bizi burda oturtmak zorunda bırakan şu ellerimizdeki hiç yaşlanmayan
fotoğraflardır. Bu fotoğraflar devletin elinde keyfi olarak katledilen
kardeşlerimizin fotoğrafı. Onların faillerinin bulunması için burda oturuyoruz.
1 Mayıs 1977'de de bu coğrafyada iyiyi, doğruyu, güzel olanı anlatmak için
Taksim'de buluşan emekçilerin katledilmesinin 40'ıncı yılı. Gönül isterdi ki 1
Mayıs'ı Taksim'de kutlayalım. Hükümet güvenliği bahane ederek izin vermedi.
Hükümet, 335 gün boyunca gece gündür Taksim'in her alanı insanlarla doluyken
güvenliği nasıl sağladın. İstediğin kişilere güvenlik sağlıyorsun. Güvenliği
sağlayamıyorsan işin ne? Biz bu çifte standartlar içinde buradayız'' diye
konuştu. Kırbayır, son olarak 1 Mayıs'ta katledilen emekçileri andı.
'BULMUŞ AİLESİNİN ADALET MÜCADELESİ
BİZİM DE MÜCADELEMİZ'
Cumartesi anneleri adına basın
açıklamasını Meryem Göktepe okudu. "Ahmet Bulmuş dosyasındaki 23 yılık
cezasızlık son bulsun" diyen Göktepe, "631. haftamızda 23 yıldır
yargı ve siyaset işbirliğiyle üzeri kapatılmak istenen bir cezasızlık dosyasını
kamuoyu ile paylaşıyoruz. Fatım Bulmuş ve çocuklarının ‘Bir mezarımız olsun,
bize bu acıları yaşatanlar yargılansın’ diyenlerin seslerini Galatasaray’dan
yükseltiyoruz" dedi. Göktepe, "48 yaşındaki Ahmet Bulmuş 1994 yılının
Nisan ayında bozuk radyosunu tamirciye götürmek için evinden ayrıldı. Yolda
arkadaşı B.G’ye rastladı. Arkadaşının tanıdığı bir tamirciye doğru birlikte
yürüdüler. Mardin Caddesi üzerinde bulunan tamirci dükkânına 4-5 metre kala,
bölgedeki insanlar için devlet şiddetinin simgesi olan Beyaz Toros marka bir
araç yanlarında durdu. Aracın içinden inen silahlı ve telsizli üç kişi Ahmet
Bulmuş ve B.G’ye kimliklerini sordu. Kimlik kontrolü sonrasında B.G.’nin
kimliği iade edildi. Ahmet Bulmuş ise araca bindirildi. Araç hızla Dörtyol
istikametine doğru gitti. Olaya tamirci B.E. de tanık oldu" diye konuştu.
Son olarak Göktepe şunları söyledi: "1996 yılının Ocak ayında Silopi Sinan
Lokantası’nın bahçesindeki kuyuda 6-7 kişiye ait olduğu düşünülen kalıntılara
ulaşıldı. Kuyudan çıkartılan çuvalın içinde kafası olmayan bir beden de bulunuyordu.
Bedenin üzerindeki giysiler sağlamdı. Olay yerinde bulunan Fatım Bulmuş bu
giysilerden bedenin eşine ait olduğunu teşhis etti. Ancak yoğun korku ortamında
resmi bir başvuru yapamadı. Silopi Belediyesi bulunan kalıntıları yer bilgisini
açıklamadan toplu olarak Silopi kimsesizler mezarlığına gömdü. 9 - 14 Mart 2009
tarihleri arasında Silopi'deki BOTAŞ tesislerinde iki kuyuda yapılan kazılarda
biri kafatası olmak üzere 17 kemik parçasına ulaşıldı. Bunun üzerine Vedat
Bulmuş bulunan kafatasının babasına ait olabileceği düşüncesiyle Cizre
Cumhuriyet Savcılığına başvuru yaptı. 24.03.2009 tarihinde Vedat Bulmuş Cizre
Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma (2009/430) kapsamında savcıya
ifade verdi. İfadesinde Cemal Temizöz’ün babasının kaybından sorumlu olduğunu
belirterek olayı anlattı. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen maddi gerçeği açığa
çıkartacak ve ceza adaletini sağlayacak adli bir süreç işletilmedi, bilinen
failleri korundu. Bulmuş ailesinin adalet mücadelesi bizim de
mücadelemizdir."