Kocaeli Üniversitesi’nde iş
cinayetinde ölen inşaat işçisi Ali Çalışkan için basın açıklaması yapan
öğrencilere polis müdahale etti. 16 öğrenci gözaltına alındı.
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe
yerleşkesinde, geçtiğimiz günlerde meydana gelen iş cinayetinde, kampüs
içerisinde yapılmakta olan bir inşaatta kalıp ustası olarak çalışan Ali
Çalışkan isimli işçi, 4. katından aşağıya düşmüştü. Yüz ve kaburga kemikleri
kırılan 35 yaşındaki Çalışkan, 1 haftalık yaşam mücadelesi sonucu hayatını
kaybetmişti.
Kocaeli'de
iş cinayeti
Çalışkan’ın ölümü üzerine
öğrenciler, iş cinayetlerine tepki göstermek amacıyla yürüyüş ve basın
açıklaması yapmak isteyen yerleşkede toplandı. Ancak açıklamaya izin vermeyen
polis henüz öğrenciler açıklama yapmaya hazırlanırken özel güvenlik eşliğinde
müdahale etti. “KAZA DEĞİL CİNAYET, TAŞERONA HAYIR” yazılı pankartı yırtan
polis toplam 14 öğrenciyi de gözaltına aldı.
Öğrencilerin gerçekleştiremediği
basın açıklamasında şu satırlar yer aldı:
Basına ve kamuoyuna,
4 Şubat 2018 tarihinde
üniversitemizin Batı Yerleşkesi’nde devam eden Eğitim Fakültesi inşaatında
alınmayan önlemler nedeniyle Ali Çalışkan adlı işçi 4.kattan düştü. Bir hafta
boyunca komada kalan işçi 11 Şubat’ta hayatını kaybetti. İnşaat alanına
gittiğimizde, alanın çevresinde olması gereken güvenlik ağının olmadığını ve
işçilerin takması gereken emniyet kemerinin bulunmadığını öğrendik. Milyon
liralarla şekillenen bu projelerde, işçilerin önlemleri için ayrılacak olan para
oldukça küçük bir miktara denk düşüyor. Kimi zaman kader kimi zaman fıtrat
denilerek üzeri örtülmeye çalışılan işçi cinayetlerinin gündelikleştiği
ülkemizde, üniversitemiz sınırları içerisinde taşeron bir şirketin daha fazla
kar elde etmek amacıyla almadığı güvenlik önlemleri sonucu bir işçinin yaşamını
yitirmesi açık bir cinayetten başka bir şey değildir.
Üniversitenin yüksek
kademesindekilerin kendi lükslerinden ödün vermezken öğrencilerin cebindeki son
kuruşlara göz dikildiği, gözünü para hırsı bürümüş okul yönetiminin paralı
uygulamalara her geçen gün bir yenisini eklemesiyle yönetmeye çalıştığı
üniversitemizde yine para hırsı nedeniyle gerekli önlemleri almayarak bir
işçinin yaşamını yitirmesine neden olan bir şirketle iş yapılması tesadüfi
olmasa gerek. Bu ihalelerin denetlenmesinde ve şekillenmesinde doğrudan payı
olan Rektör Sadettin Hülagü’nün de en az taşeron firma kadar ihmali vardır.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Meclisi’nin 2018 ocak ayı raporuna göre en az 141 işçi hayatını kaybetti. 2017
yılı raporu ise kayıtlara geçen işçi ölümlerinin sayısının en az 2006 olduğunu
ortaya koyuyor. Her geçen gün yeni mega projeler ortaya konulurken kar hırsı ve
zamanla yarış işçilerin güvenliğiyle ilgili alınması gereken tüm önlemleri geri
plana atıyor, işçiler bu taşeron sistem sonucu tamamen savunmasız bırakılıyor.
Özellikle inşaat sektörü her geçen yıl kontrolsüzce büyümeye devam ederken
güvencesizlik ve denetimsizlik katlanarak artıyor. Yalnızca inşaat sektöründe
sayısı 300’ü geçkin taşeron şirketleri denetleme mekanizmaları ise çok büyük
ölçüde göstermelik olmaktan ibaret. İktidara yakın olmalarıyla bilinen dev
inşaat şirketleri rekabete devam ederken ve güvenlik için alınması gereken tüm
önlemler göz ardı edilirken, bu şirketleri denetlemekle görevli olan denetçilerin
ceza yazmaları isteseler de çok zor. Kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği
alanı yaratmak için bütünlüklü bir sistem gerekiyor. Taşeron oldukça bu sistem
mümkün değil. Özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarına son verilmesi ve
göstermelik denetimler yerine sistemli bir denetim mekanizması kurulması şart.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği’nin
pek çok fakültede ders olarak verildiği üniversitelerimizde, daha fazla kar
hırsı nedeniyle işçi güvenliğini göz ardı eden bir taşeron şirkete üniversite
sınırları içerisinde inşaat işi verilmesi sonucu bir işçinin hayatını
kaybetmesi kabul edilebilir değildir.
Biz Kocaeli Üniversitesi
öğrencileri olarak duyuruyoruz. Daha geçtiğimiz ay taşeron bir şirketin
işlettiği yemekhaneden 50’ye yakın arkadaşımız zehirlendi. Bugün taşeron bir
şirketin para hırsı yüzünden üniversite sınırlarımız içerisinde alenen bir işçi
cinayeti gerçekleşti. Tüm bunlar denetimsiz, güvencesiz ve taşeron
çalıştırmanın sonuçlarıdır. Kamusal alanın taşeronlarla kuşatıldığı bu ortamda
öğrencisinden, işçisine herkesin hayatı tehlike altındadır. Ve bunlardan bu
şirketler kadar, bu ihaleleri verenler, bu denetimsizliğe göz yumanlar ve
üniversitemizin her köşesini gözünü para hırsı bürümüş bu şirketlere
açanlardır. Biz Kocaeli Üniversitesi öğrencileri olarak, tüm bunları kabul
etmiyoruz. Bunların ne kaza, ne fıtrat ne de kader olmadığını biliyoruz. Başta
üniversitelerimiz olmak üzere memleketin her yerinde kamusal alanların
nitelikli dönüşümünü, taşeronun değil güvenli ve denetimli bir mekanizmanın hakim
olduğu bir sistemin mücadelesini vereceğiz.