İnsan olarak anlamın başlangıcında olsak da zamanın
oluşum sırrını kendimizde anlarız. Yaşamımızı kısa sürede büyük etkileyen bazı
gerçekleri biliriz. Bunlar tarihsel belleğimizin ve toplumsal kimliğimizin
eskimeyen oluşum gerçekleridir. Bu coğrafyada eşitlik ve özgürlük tohumunu ekip
umudu büyüten ve yol açan, İbolar, Denizler, Mahirler, Mazlumlar bu hakikata
görkemli güneş gibi, karanlık, sömürü ve zulüm dünyamıza ışık ve yol açıcı
olmuşlardır. Haliyle devrim ve sosyalizm savaşımında on binlerce özgürlük şehitleri
de bu güneşin kıvılcımları, ışığın ve özgürlüğün havarisi ve umudun savaşçıları
olmuşlardır..
İşte 2018 Ocak ayının sonunda T.C. devletinin Kandile
yönelik hava başlatmış olduğu saldırılarında bir grup yoldaşıyla birlikte
kaybettiğimiz Kemal Akyol yoldaşta işte bu umut militanlarından dı.
Daha genç yaşında özgürlük ve eşitlik umuduyla yönünü
dağlara dönmüştü Kemal yoldaş. Genç yaşta özgürlük yürüyüşünün bir militanı
olarak Paris'te Kürdistan dağlarına yol almıştı. Yaşamını halkların eşitliği ve
özgürlüğünün zaferine adayan Kemal Akyol binlerce Kürt özgürlük savaşçısı gibi,
faşist T.C. devletinin inkar ve imha politikasına karşı elde silah dilde,
devrimci şiarıyla ölümsüzler ordusuna katıldı.
Kemal Akyol yoldaş annesi Erzincanlı babası Elazığlı
Kürt bir ailenin çocuğu olarak, Fransa'nın Paris kentinde yaşama gözlerini
açtı.
Devrimci bir ailenin çocuğu olması nedeniyle, Kemal
daha küçük yaşlarda, emperyalist kapitalist sistemin emekçi halkların düşmanı
ve haliyle bu halk düşmanı sistemin yıkılması gerektiği devrimci düşüncesiyle
tanıştı ve bu ortamda büyüdü. Burjuva kapitalist sistemi yıkmanın yolunun
örgütlü savaşımda geçtiğini bilince çıkartan Kemal, olumsuzluklara seyirci
kalmak yerine, savaşmak ve her bakımdan arınmak istiyordu.
Daha 20’sine yeni basmıştı. Neki o Paris’in puslu
havasında yönünü dağlara dönek istiyordu. Kemal Akyol devrimci ailesinin çocuğu
olarak yaşama gözlerini açmıştı Adını 1996 yılında MLKP önderliğinin
talimatıyla Almanya’nın Duisburg kentinde hain bir pusuda katledilen Kemal
Yazar yoldaştan almıştı. Ailesi oğullarının militan ve tuttuğu koparan yürekli
bir devrimci olması için, Ona Kemal adını vermişti.
Nitekim Kemal kendisine verilen bu isme layık bir
yaşam ve savaşım içinde olarak, Paris'in çürüme ve yozlaşmadan başka birşey
üretmeyen havasına kılıç çalarak yönünü; Kürt ulusunun özgürlüğü ve Türkiye
halklarının demokrasiye kavuşması için enternasyonalist bir ruhla Kürdistan
dağlarına çevirmiş ve savaşılarak ancak özgürleşeceği gerçeğini pratiğe
dökmüştü.
Kemal daha doğduğundan itibaren zorluklar içinde
yaşamı tanıdı. Ailesinin devrimci faaliyetler içinde olması nedeniyle pek rahat
el bebek gül bebek bir yaşam içinde olmadı. Hep zorluklar ve yoksunluklarla
savaşım içinde büyüdü. Ama bu yoksunluk ve yoksulluk Kemal asla başka eğilimler
içine itmedi ve küçük burjuva hayallere kapılmadı. Bir çok anlı şanlı devrimci
geçinenlerin Paris'in çürümüş bataklığında kaybolurken Kemal başka bir
alternatif olmaması nedeniyle yurtsever devrimciliğe tutunarak Kürt özgürlük
hareketinin saflarında kavgaya katıldı. Bir dönem Paris’te genç çalışmaları
içinde yer aldı ama esas hedefi görmediği-bilmediği Kürdistan dağlarına gitmek
ve kavgayı burada yükseltmek ve Kürt ulusunun özgürlüğe kavuşması için
savaşmaktı.
Biliyoruz ki, adanmanın sınırı yoktur. Her şey sende
gizlidir. Anlam yüklü bir ışık tanesi yükselir yerden göğe, kaynağına dönmek
ister. Yol devam eder, sınırı yoktur. Dağların ardında başka dağlar vardır.
Başka sular, ovalar. Her biri bir güzelliktir, ayrı demlerdeki manzaralar…
Direnişin sınırı yoktur. Fırtına da kızıl bir gül
olarak yüzüyor dalgaların ardında. Fırtına büyük gemilerin direklerini yıkıp,
onları kayalara savursa da körpe gül fidesine bir şey yapamıyor. O denizin
coşkusuna kapılmış dans ediyor, savaş dansı. Faşizm acımasız hain ve kalleş.
sistemli olarak saldırıyor, dağları, ovaları bombalıyor. daha çok kan döküp
zulüm kusarak halkların direnişini boğmak istiyor. Tonlarca bomba yağıyor
Kürdistan’ın dağlarına, davudi sesiyle Mehmetçik medyanın spikerleri ölen
gerillaların sayılarını veriyor. On elli yüz ve bin..
Gözyaşları tarihten gelen ana, tilili savuruyor göğe.
Ocak 2018'in son haftasında yağan bombalar kemalin körpecik bedenini
parçalıyor. Her karış toprağı kanla sulanan Kürdistan toprakları şehitlerini
basıyor bağrına. Sesinde acı tütüyor bir o kadar umut yüklü. Her yok oluş
varlığa kurban oluyor. Adanıyor gelecek özgür yaşama, sarılıyor körpe bedenine.
Yüreği bir sevgiyi kaldıracak büyüklükte Kemalin. Kucaklıyor dünya sevgilisi
güzelini. Körpe bedenin, koskocaman yüreğine dokunuyor. Kemalin bedeni
yoldaşlarının gözyaşlarıyla yıkanıyor. Toprak kokuyor. Yağmurlardan sonra
ıslanan topraklar gibi şimdi genç yoldaşın bedeni. Bu toprağın bereketini,
yaratıcılığını, kutsallığını içine çekiyor ana. İnsan eli değmemiş topraklar gibi
temiz ve kutsal buluyor fidanını. Kemal binlerce gerilla gibi tohum oluyor
düşüyor Kürdistan topraklarına, eşitlik ve özgürlük bayrağını geride kalanlara
bırakarak el sallıyor, biz yaktık özgürlük ateşini siz zafere taşıyın diyerek.
Kemal yoldaşın anış önünde saygıyla eğiliyor ideallerini yaşatacağımız söz
veriyoruz.
Kemal Akyol
Ölümsüzdür..!
Faşizme Ölüm
Kürdistan’a Özgürlük..!
Özgürlük
Savaşçıları Ölümsüzdür..!