Efrîn’e yönelik saldırılar 59’uncu
gününe girdi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ÖSO adlı grupların merkezine
girdiği Efrîn’e destekler gelmeye devam ediyor. Yüzbinlerce sivilin evlerini
terk etmek zorunda kaldığı Efrîn’e bir destek de Avrupa’dan geldi.
Milletvekili, belediye başkanı, gazeteci
ve futbolcu grevde
HDP Muş Eski Milletvekili ve HDK-Avrupa
Sözcüsü Demir Çelik, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, HDP Van
Milletvekili Özdal Üçer, Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret, Karakoçan
Belediye Eşbaşkanı Burhan Kocaman, Suruç Belediye Eşbaşkanı Orhan Şansal, Sur
Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Şık Barut, Londra Harıngey Belediyesi Başkanı Aligül
Özbek, Futbolcu Deniz Naki, Gazeteci Filiz Koçali, Gazeteci Ahmet Nesin ve
HDK’den Feyzullah Tunç) İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş
Milletler (BM) binası önünde süresi açlık grevine başladı.
Basın toplantısıyla açlık grevine
başladıklarını duyuran grup adına hazırlanan ortak açıklamayı Türkçe HDP
Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Kürtçe Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret,
Almanca futbolcu Deniz Naki, Fransızca Nursel Kılıç ve İngilizce Londra Harıngey
Belediyesi Başkanı Aligül Özbek okudu.
‘BM kararlarına göre savaş suçu'
Efrîn’de halkın topraklarını terk etmek
zorunda kaldığının belirtildiği açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Suriye
rejimine muhalif olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Efrîn Kantonu
Sağlık Komitesi ve Avrin Hastanesi gibi birçok kuruluşun şimdiye kadar
yaptıkları açıklamaya göre, sivil yerleşimlerin T.C. savaş uçakları, tank ve
obüs toplarıyla bombalanması sonucunda kadın ve çocukların ağırlıkta olduğu
yüzlerce sivil bu bombardımanlarda yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Yüzlerce
yaralının yattığı Efrîn'deki hastane TC silahlı güçleri tarafından
bombalanmıştır. Bu saldırı BM kararlarına göre savaş suçu kapsamındadır. BM
Genel Sekreteri sayın Antonio Guterres'in de dile getirdiği gibi Efrîn'de bir
insanlık dramı yaşanmıştır. Yüzbinlerce insanın yaşadığı Efrîn merkezine giden
içme suyu tesisi TC uçakları tarafından bombalanmış ve insanlar içme suyundan
mahrum bırakılmıştır. Bu da BM kararlarına göre savaş suçudur.”
'Sorumlusu sessiz kalan BM’dir'
Efrîn’de IŞİD’i de vuruyoruz iddialarına
da değinilen açıklamada şöyle devam edildi: Türk devletinin, Efrîn'e saldırı
gerekçeleri arasında saydığı terör örgütü 'DAİŞ ile de savaştığı' iddiası,
bizzat Koalisyon sözcüleri tarafından yalanlanmıştır. Efrîn'de DAİŞ
olmadığından o bölgenin DAİŞ ile uluslararası mücadele koalisyonunun görev
alanında olmadığı belirtilmiştir. Gelinen aşamada, TC ordusunun havadan ve
karadan bombardımanı sonucu yüz binlerce Efrînli evlerini terk etmek zorunda
kalmıştır. Efrîn şehir merkezi TSK’nin öncülüğünde EL Kaide-DAİŞ zihniyetli,
köktenci ÖSO’nun eline geçmiştir. Kendi yayımladıkları videolarda, Efrînlilerin
ev ve iş yerlerinin yağmalandığı ve yakıldığı görülmektedir. Efrîn'e dünyanın
çeşitli bölgelerinden toplanmış selefi ÖSO gruplarının yerleştirilecek olması
Suriye’de DAİŞ ve türevlerinin yeniden yayılması anlamına gelecektir. Suriye’de
DAİŞ ve El Kaide yeniden hortlayacaktır. Bunun sorumlusu Türk devleti ve onun
meşru olmayan işgaline karşı bir yaptırıma gitmeyen Birleşmiş
Milletler'dir."
‘Hava sahası kapatılsın’
BM’nin harekete geçmesinin istendiği
açıklamada şu talepler sıralandı;
- Efrîn hava sahasının uçuşa
kapatılmalı.
- BM, Efrîn’e bir gözlem gücü
göndermeli.
- Efrîn'i terk etmek zorunda kalarak
açıkta kalan yüz binlerce insanın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması için
Kızılhaç örgütü bir an önce devreye girmeli.
- Yurtlarından göç etmek zorunda kalan
Efrîn halkının evine dönmesi sağlanmalı.
- Bireylerin mülkiyet hakkının korunması
kapsamında, gasp edilen ev, iş yeri ve diğer varlıklarının iadesinin
sağlanmalı.
- Evlerine dönecek kişilerin işkence,
kaybedilme, öldürülme saldırılara maruz kalmaması için can güvenliklerinin
sağlanmalı.
- Efrîn'in demografik yapısının
değiştirilmemesi için, Efrînli olmayanların BM gözetimindeki kampların dışında
Efrîn'e yerleştirilmemesi.
- Yaklaşık 2 aydır devam eden
saldırılarda sivillerin yaşam hakkının ihlali ve savaş suçunun araştırılması
için BM bünyesinde bir komisyon kurulmalı.