Türkiye’nin faşist şeriatçı gruplarla
birlikte Efrin’e girmesini protesto eden Kürtler ve devrimci-demokrat güçler,
İsviçre’nin Cenevre kentinden bulunan Birleşmiş Milletler (BM) binası önünde
süresiz açlık grevi başlattı. Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP)
eski milletvekili Demir Çelik, Faysal Sarıyıldız, Özdal Üçer, Cizre Belediyesi
Eşbaşkanı Leyla İmret, Karakoçan Belediyesi Eşbaşkanı Burhan Kocaman, Suruç
Belediyesi Eşbaşkanı Orhan Şansal, Sur Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Şık Barut,
Londra/ Hangigey Belediye Başkanı Aligül Özbek, Futbolcu Deniz Naki, Gazeteci
Filiz Koçali, Yazar Ahmet Nesin ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Avrupa
Temsilcisi Aziz Tunç’un da bulunduğu bir grup, BM’nin sorumluluklarını yerine
getirene kadar açlık grevlerini sürdüreceklerini kaydetti. BM Cenevre binası
önünde bir basın açıklaması ile başlayan açlık grevine çok sayıda sivil toplum
kuruluşu, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi destek veriyor.
Açlık grevine girenler adana açıklama yapan HDP Şırnak Milletvekili Faysal
Sarıyıldız, uluslararası güçlerin Efrin sessizliğine dikkat çekti.
58 gün boyunca bombalandı
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011
yılından bu yana Halep, Idlib, Hama, Lazkiye gibi birçok bölgeden göç eden
yüzbinlerce sivilin Efrin’e sığındığını hatırlatan Sarıyıldız, TSK ile birlikte
on binlerce selefinin saldırısı nedeniyle Efrin kent merkezine sığınmak zorunda
kalan sivillerin 58 gün boyunca ağır bombardıman altında kaldığını kaydetti.
‘Savaş suçu kapsamında’
Suriye rejimine muhalif olan Suriye
İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Efrin Kantonu Sağlık Komitesi ve Avrin
Hastanesi gibi birçok kuruluşun şimdiye dek yaptıkları açıklamaya göre, sivil
yerleşimlerin Türk savaş uçakları, tank ve obüs toplarıyla bombalanması
sonucunda kadın ve çocukların ağırlıkta olduğu yüzlerce sivilin hayatını
kaybettiğini belirten Sarıyıldız, şöyle devam etti: “Yüzlerce yaralının yattığı
Efrin’deki hastane TC silahlı güçleri tarafından bombalanmıştır. Bu saldırı BM
kararlarına göre savaş suçu kapsamındadır.
Efrin’de bir insanlık dramı yaşanmıştır.
Yüzbinlerce insanın yaşadığı Efrin merkezine giden içme suyu tesisi TC uçakları
tarafından bombalanmış ve insanlar içme suyundan mahrum bırakılmıştır. Bu da BM
kararlarına göre savaş suçudur.”
‘Türkiye yalan söyledi’
BM’nin 24 Şubat 2018’de Suriye’de aldığı
ateşkes kararına rağmen Türkiye’nin bu kararı uygulamadığını anımsatan
Sarıyıldız, “Türk Devleti, Efrin’e saldırı gerekçeleri arasında saydığı terör
örgütü ‘DAIŞ ile de savaştığı’ iddiası bizzat Koalisyon sözcüleri tarafından
yalanlanmış, Efrin’de DAIŞ olmadığından o bölgenin DAIŞ ile uluslararası
mücadele koalisyonunun görev alanında olmadığı belirtilmiştir” dedi.
IŞİD ve El KAİDE’yi hortlattılar’
Havadan ve karadan yapılan bombardıman
sonucu yüzbinlerce Efrinlinin evlerini terk ettiğine dikkat çeken Sarıyıldız,
şunları söyledi: “Efrin şehir merkezi TSK’nin öncülüğünde AlQaide/ IŞİD
zihniyetli köktenci ÖSO’nun eline geçmiştir. Kendi yayımladıkları videolarda,
Afrinlilerin ev ve işyerlerinin yağmalandığı ve yakıldığı görülmektedir.
Efrin’e dünyanın çeşitli bölgelerinden toplanmış selefi ÖSO gruplarının
yerleştirilecek olması Suriye’de IŞİD ve türevlerinin yeniden yayılması
anlamına gelecektir. Suriye’de IŞİD ve El Kaide hortlayacaktır. Bunun sorumlusu
Türk devleti ve onun meşru olmayan işgaline karşı bir yaptırıma gitmeyen
Birleşmiş Milletlerdir. Tüm bu süreçte bu vahşet ve insanlık suçlarına seyirci
kalan BM ve AB gibi uluslararası yaptırım gücüne sahip kurumlar insanlığın
vicdanında mahkum edileceklerdir. Bu kurumların güvenilirlikleri ve
saygınlıkları büyük yara almıştır.”
BM’nin tepkisiz kalarak yaşananları
dolaylı olarak onayladığını ifade eden Sarıyıldız, BM’nin kuruluş felsefesinin
gereği olarak, çok acil bir şekilde devreye girmesi çağrısında bulundu.
Açlık grevine başlayanların, BM Genel
Sekterliği ve Güvenlik Konseyi’ne ilettiği 8 maddelik talep listesi şöyle:
* Efrin hava sahası uçuşa kapatılsın
* Efrin’e bir BM gözlem gücünün
gönderilsin
* Efrin’i terk etmek zorunda kalarak
açıkta kalan yüzbinlerce insanın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması için
Kızılhaç örgütünün bir an önce devreye girmesi
* Yurtlarından göç etmek zorunda kalan
Efrin halkının evine dönmesinin sağlanması
* Bireylerin mülkiyet hakkının korunması
kapsamında, gasp edilen ev, işyeri ve diğer varlıklarının iadesinin sağlanması
* Evlerine dönecek kişilerin işkence,
kaybedilme, öldürülme saldırılara maruz kalmaması için can güvenliklerinin
sağlanması
* Efrin’nin demografik yapısının
değiştirilmemesi için, Efrin’li olmayanların BM gözetimindeki kampların dışında
Efrin’e yerleştirilmemesi
* Yaklaşık 2 aydır devam eden
saldırılarda sivillerin yaşam hakkının ihlali ve savaş suçunun araştırılması
için BM bünyesinde bir komisyonun kurulması yönündeki taleplerimizin yerine
getirilmesi