8 Mart 2018 Perşembe

Kadın-erkek arasındaki uçurum…..!



Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan “Global İş ve Sosyal Sorunlar: 2018 Kadınlara Dair Eğilimlere Genel Bakış” başlıklı araştırmaya göre, iş dünyasında kadınlar ile erkekler arasında ayırım giderek artıyor. Araştırmaya göre, son 20 yılda kadın-erkek eşitliğinde kaydedilen ilerlemelere rağmen istihdam piyasasına erişim, işsizlik ve çalışma koşulları gibi konulardaki eşitsizlikler ciddi boyutlarda. Kadınların çalışma yaşamına katılım oranının erkelere göre çok geride olduğuna dikkat çekilen araştırmaya göre, 2018 yılında çalışma şartlarını yerine getiren kadınlar arasında istihdam oranı yüzde 48,5 iken, bu oran erkeklerde yüzde 75’e ulaşıyor. Kadınlar arasındaki işsizlik oranının da erkeklerden yüksek olduğuna yer verilen araştırmaya göre, kadınlarda işsizlik oranı yüzde 6 olarak tespit edilirken, erkeklerde bu oran 0,8 puan daha düşük.
‘Sosyal normlar’ etkili
Dünya üzerinde çalışan her 10 erkeğe karşı kadın emekçilerin sayısının 6 olduğunu dikkat çekilen raporu okuyan ILO Genel Müdür Yardımcısı Deborah Greenfield, “Önemli ilerlemelere ve bu ilerlemeler için verilen çabalara rağmen kadınların iş perspektifleri halen erkeklerinkine eşit olmaktan oldukça uzak” yorumunu yaptı. Başta Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki işsizlik oranları arasındaki farklar oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Greenfield, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadın işsizlik oranları erkeklerinkinden iki kat daha fazla olduğuna vurgu yaptı. Greenfield, bunda özellikle birçok ülkede “sosyal normlar” nedeniyle kadınların iş yaşamına atılmasının önüne konulan engellerin etkili olduğunu söyledi.
Gelişmiş ülkelerde oran yakın
Kadın ve erkekler arasındaki istihdam oranları gelişmiş ülkelerde birbirine çok yakın iken, özellikle yükselmekte olan ülkelerde kadınlar aleyhine makasın açıldığını belirten Greenfield, ancak bu farkın yükselmekte olan ülkelerde kadınların yüksek öğrenimde giderek daha fazla yerlerini almaları nedeniyle iş yaşamına daha geç atılmaları nedeniyle oluştuğunun da tahmin edildiğine dikkat çekti.