Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, MGK’nın tavsiyesiyle Bakanlar Kurulu toplantısında OHAL'i 3 ay daha uzatma kararı aldıklarını duyurdu. Son uzatma kararı sonuna kadar uygulanırsa Türkiye'nin 1 yılı OHAL altında geçmiş olacak. CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, OHAL’in “Anayasa referandum sürecine ve YSK'nın tutumuna karşı gelecek tepkileri kontrol altına almak için çıkarıldı” görüşünde. 21 Temmuz'da ilan edilen ilk OHAL'den bu güne OHAL KHK'leriyle 98 bin 813 kişi işten atıldı. Cezaevlerindeki gazeteci sayısı 157 ulaştı. HDP'nin eş başkanları da dahil 13 milletvekili tutuklandı. Toplam 10 bombalı saldırıda, 120 kişi öldü.
Referandumdan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan ilk MGK ve ardından gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nda OHAL'in dördüncü kez uzatılması kararı çıktı. İlk OHAL darbe girişiminden sonra 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edildi, 3 Ekim 2016'da uzatıldı. Referandum öncesi son olarak 4 Ocak 2017 tarihinde ikinci kez uzatıldı. 4 Ocak’taki uzatma kararına ilişkin Meclis’e iletilen tezkerede, “Milli Güvenlik Kurulu'nun 3 Ocak 2017 tarihli ve 501 sayılı tavsiye kararı göz önünde bulundurularak” ifadesi kullanılmıştı. Ancak 3 Ocak 2017’de MGK toplantısı yapılmamış, Bakanlar Kurulu toplantısında da konunun ele alınmadığı açıklanmıştı. Durum tartışmalara neden olunca Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıklamanın Bakanlar Kurulu sürerken yapıldığını, OHAL’in de o esnada ele alındığını savunmuştu.
‘AMAÇ REFERANDUM TEPKİLERİNİ ENGELLEMEK’
Anayasa referandumundan sonra ilk toplanan MGK ve Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla OHAL'in 3 ay daha uzatıldığını Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş duyurdu. Bu uzatma kararı Meclis'te onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. Uzatılan OHAL'i Evrensel'e değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, “Zaten Türkiye sürekli bir OHAL halinde. Son uzatmayı da hukuksuz referandum sürecine ve YSK'nın tutumuna karşı gelecek tepkileri kontrol altına almak istediler. Demokratik yolları kapatmak için yasal bir araç yaratmaya çalışıyorlar” dedi.
İNSANLAR İŞSİZ KALDI
OHAL sürecinde çıkarılan 9 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile toplam 98 bin 813 kamu emekçisi ihraç edildi. 2 Anayasa Mahkemesi üyesi, 41 personeli de OHAL sürecinde ihraç edildi. HSYK'da farklı tarihlerde gerçekleşen 7 ihraç dalgasında toplam 3 bin 940 hakim ve savcı ihraç edildi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'den ihraç edilenlerin sayısı ise 109 oldu.
Bazı bakanlıklardaki ihraçlar ise şöyleydi: Adalet Bakanlığı'ndan 4 bin 218, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan 563, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 1812, Gelir Dairesi Başkanlığı'ndan 1294, İçişleri Bakanlığı'ndan 890, Maliye Bakanlığı'ndan 1220, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 33 bin 937, Sağlık Bakanlığı'ndan 6 bin 384, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden 20 bin 683 ve üniversitelerden 5 bin 187 kişi ihraç edildi.
SİYASET VE MEDYA DEVRE DIŞI
OHAL'de toplam 178 medya kuruluşu kapatıldı, bu kuruluşların sadece 9’u için kapatma kararı kaldırıldı. TGS’nin verilerine göre cezaevlerindeki gazeteci tutuklu gazeteci sayısı 157'ye ulaştı. OHAL ilanından sonra yayınlanan KHK'lar ile faaliyetleri durdurulan toplam 1500 dernekten sadece 175’i itirazlar üzerine geri açıldı, 1325’i fiilen kapatıldı. HDP’ye dönük operasyonlar neticesinde toplam 8 bin 655 kişi gözaltına alındı. HDP eş genel başkanlarının aralarında bulunduğu 13 milletvekili tutuklandı. Toplamda bugüne kadar DBP'li 10 il, 64 ilçe ve 9 belde toplam 93 belediyesine kayyum atandı. Belediyelerde 89 eş başkan tutuklandı.
120 KİŞİ BOMBALI SALDIRILARDA HAYATINI KAYBETTİ
OHAL sonrası toplam 10 bombalı saldırı oldu. Saldırılarda toplam 120 kişi yaşamını yitirdi. 10 Ağustos’taki Diyarbakır saldırısında 5 kişi, aynı gün Kızıltepe’deki patlamada 3 kişi öldü. 17 Ağustos’ta Van’daki patlamada ve bir gün sonra Elazığ’daki patlamada 3’er kişi hayatını kaybetti. OHAL döneminde meydana gelen saldırılardan biri de Antep’te düğün yerinde IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırı oldu. 20 Ağustos’taki saldırıda çoğu çocuk 51 kişi hayatını kaybetti. 6 Ekim’de Yenibosna’da gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden olmazken 10 kişi yaralandı. 16 Ekim’de Antep’te ev baskınları sırasında yaşanan patlamada 3 polis yaşamını yitirdi. 4 Kasım Diyarbakır patlamasında 9 kişi, 24 Kasım Adana patlamasında ise 2 kişi hayatını kaybetti. 10 Aralık’ta İstanbul’da Beşiktaş-Bursaspor maçının ardından yaşanan patlamada 44 kişi yaşamını yitirdi.
'İDAMA EVET ÇIKMAZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum sonuçlarında sonra “idamı da referanduma götürürüz” sözünü değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, şu yorumda bulundu: “İdam tartışmasının günümüzde sürdürülüyor olması, Türkiye'nin insan hakları alanındaki ilerlemeleri aslında nasıl geriye götürmeye hazır olduğunu gösterir. Ancak referandum için diyet gibi sunulan bu idam isteminin referanduma götürülmesi konusundaki Cumhurbaşkanının ifadeleri kabul edilemez. Bu çağ dışıdır ve çağla örtüşmesi mümkün olmayan bir konudur. İnsanı öldürerek eğitmek son derece ilkel bir yoldur. Bu başarılamaz. Referandum için bir diyetti ama ondan sonra da sürdürülüyor olması bizi ürkütüyor. Ama idam referanduma götürülürse hepimiz ayağa kalkarız ve direniriz. İdamla ilgili referandum olmamaz, olsa dahi evet çıkmaz.”