15 Nisan 2017 Cumartesi

Gazi Mahallesinde Polis Devrimci liselileri kafalarından vurarak İnfaz etti..!

Gazi Mahallesi’nde polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren lise öğrencileri Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’un cenazeleri ön otopsilerin ardından toprağa verilmek üzere cemevine götürüldü. Gençlerin, "Ateşli silah sonucu beyin kanaması"ndan öldüğü kaydedildi.
İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi’nin baraj bölgesinde bir araca polisler tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 2 gencin cenazesi, Adli Tıp Kurumu’ndan alındı. Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul isimli lise öğrencilerinin cenazeleri, ATK’de yapılan otopsi ve kimlik teşhisi ardından Gazi Mahallesi’nde bulunan Gazi Cemevi’ne götürülmek üzere yola çıkarıldı.
ÖN OTOPSİ RAPORU
Yapılan ön otopsi raporunda iki gencin kafatasına kurşunların isabet ettiği, "Ateşli silah sonucu beyin kanaması" olarak gösterildi. Cenazeler gün içerisinde Gazi Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
İKİSİ DE LİSE ÖĞRENCİSİ
Yaşamını yitirenler Barış Kerem’in 18 yaşında, Oğuzhan Erkul’un ise 17 yaşında olduğu, iki gencin de Alibeyköy Meslek Lisesi Elektrik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencileri olduğu öğrenildi. Yaşamını yitiren Barış Kerem’in babası Mehmet Kerem’in ise 2000’li yıllarda cezaevlerindeki açlık grevlerinde 120 gün kaldığı öğrenildi. Baba Kerem’in girdiği açlık grevinden kaynaklı yakalandığı Wernicke Korsakoff hastalığı nedeniyle 15 yıldır yurtdışında yaşadığı belirtildi.
ALTÜRK’ÜN TEDAVİSİ SÜRÜYOR
Ağır yaralanan Ramazan Altürk ise Gazi Mahallesi’nde bulunan Toplum Tıp Merkezi’nde tedavisi devam ediyor.
TANIKLAR İFADE VERDİ
2 öğrencinin hayatını kaybettiği, bir kişinin de yaralandığı aracın şoförü Demirhan Erkul ve ve aynı araçta kurtulan Birkan Yüksel, olay anına dair ifade verdi. Akşam saatlerinde Mimar Sinan Orman Parkı’nda doğum günü kutlaması yaptıklarını belirten tanıklar, polisin kendilerine 25-30 el silah sıktığını iddia etti.
‘CAMI AÇTIK, POLİS İÇERİYE BAKTI’
Taranan aracın ön koltuğunda oturan Birkan Yüksel, emniyetteki beyanlarında şunları anlattı: “Saat 19.00 sıralarında arkadaşlarım Oğuzhan Erkul ve Ramazan Altürk ile birlikte Gazi Mahallesi Mimar Sinan Kent Ormanı’na gitmiştik. Ramazan ve Oguzhan da ortak arkadaşlarımız olan Barış Kerem ve Demirhan Erkul’u çağırmışlardı. Önce Barış geldi ve sonrasında ise Demirhan Erkul siyah renkli plakasını hatırlamadığım Peugeot marka araç ile geldi. Saat 22.00 sıralarında Demirhan’ın kullanmış olduğu Peugeot marka araca bindik. Demirhan’ın arka sağ koltuğunda Oğuzhan Erkul, arka orta koltukta Ramazan Altürk, arka sol koltukta Barış Kerem oturuyordu.
Demirhan, orman çıkışında polislerin olduğunu görünce bir anda yavaşladı. Biz kendisine bekleyen polislerin trafik polisi olmadığını, bir şey olmayacağını, durmasını söyledik. Demirhan da 'tamam duracağım' dedi. Sağlı sollu 9-10 polis vardı. Polislerin yanına yaklaştığımızda polisler bize durmamız için el işareti yapması üzerine ben de polislerin aracın içerisini daha iyi görebilmesi için camı açtığım esnada yaklaşık olarak 5-10 saniye içeriyi gördüler. Demirhan durmayarak bir anda gaz yüklenerek manevra yapıp kaçmaya çalıştı. O esnada araç kaldırımın üzerine çıkıp geri inmesi üzerine başımı eğdim ve sonrasında 25-30 el silah sesi duydum. Arka tarafta Ramazan, ‘Vurdular, çabuk hastaneye sür’ dedi Demirhan’a. O esnada başımı hiç kaldırmadım. Toplum Tıp Merkezi'ne vardığımızda Oğuzhan ve Ramazan’ı içeriye aldılar, Barış’ı ise Gazi Hastanesi'ne gönderdiler.”
‘KORKTUM, PANİKLENDİM’

Aracı kullanan, saldırı sırasında hafif yaralanan Demirhan Erkul da, ifadesinde şunları söyledi: “Saat 21.30 sıralarında Kent Ormanı'ndan ayrılırken, orman çıkışında zırhlı polis ekiplerini gördük. Ben önce yavaşladım. Durmak üzereyken ‘Dur, niye durmuyorsun’ şeklinde polislerin bağırdıklarını duyduktan sonra panikledim, korktum ve ehliyetim olmadığı için olay yerinden kaçtım. Bu sırada ben kaçarken aracın arkasından ateş edildi ve arkadaşlarım aracın sol arka kısmında oturan Ramazan, arka kısmında oturan Oğuzhan ve sağ arka kısmında oturan Barış yaralandı. Benim yan tarafımda oturan Birkan’ı ben yere doğru eğdiğim için o yaralanmadı. Sonrasında ben oradan kaçtım ve arkadaşlarımı hastaneye götürdüm.” Demirhan Erkul’un ifade tutanağına polisin “Suça sürüklenen çocuk” notunu düşmesi dikkat çekti.