29 Ekim 2017 Pazar
AKP Dönemi Dini Referanslarının Daha Çok Öne Çıktığı Dönem Oldu..!
15 yıllık AKP iktidarı döneminde en çok kadınlar yaşam tarzı dayatması ile karşı karşıya kaldılar.... Kadın erkek eşitliğinin yerini, harem-selamlık uygulamalar alırken, ülkenin Cumhurbaşkanı “kadınla erkeği eşit konuma getirmenin fıtrata aykırı” olduğunu söyledi. Tek tipçi muhafazakar dayatma, sokağa da yansıdı.
Cumhuriyet gazetesinin aktardığı habere göre; Kadınlar kıyafetleri nedeniyle saldırıya uğrar hale geldi. Okullarda, yurtlarda öğrenciler kadın-erkek diye ayrılarak yeni nesil yaratılmaya çalışıldı. Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP adına konuşan birçok siyasetçi, “İslamcılık”, “Müslüman demokrat” gibi tanımları “din eksenli bir parti” olarak bilinmemek için reddetti. Hüseyin Çelik, Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde partisi için “Batı basınında, AK Parti yönetimi isimlendirilirken, bazen maalesef ‘İslamcı’, ‘Ilımlı İslamcı’ ve bunun gibi bir dil kullanılmakta. Bu tanımlamalar gerçeği yansıtmamakta ve bizi üzmektedir. AK Parti muhafazakar demokrat bir partidir. AK Parti’nin muhafazakarlığı ahlaki ve sosyal konular ile sınırlıdır” açıklamasını yaptı. AKP’nin kurulduğu ve iktidara geldiği günden bu yana “ahlaki ve sosyal konularla sınırlı muhafazakarlığı”, “Cumhuriyet toplumunun” sınırlarını da zorladı. Sokaklardan, alkol tüketimine, öğrenci yurtlarından saatlere, kadın politikalarından, sosyal medyaya kadar “ahlak ve sosyal konularla” sınırlı muhafazakarlığı birkaç örneği:
-Kırmızı sokaklar: İçkili yer bölgelerinin tespit edilmesine ilişkin ilk talimat, İçişleri Bakanlığı’nın Ekim 2005 genelgesine yansıdı. Genelge, içkili yerlerin belli bir bölgede toplanması ve sürekli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin esaslar içerdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ikinci genelgesi ise 14 Ekim 2005’te hazırlandı. Belediyelerin içkili yer bölgesi tespit edebilmesinin önü açıldı. İlk uygulama Bursa Orhangazi Belediyesi’nden geldi. Ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi, kendisine bağlı parklarda içki yasağı uygulamasını başlattı. Denizli Belediye Meclisi, içkili yerleri şehir dışına çıkarma kararı aldı.
-Alkol yasağına yasa gücü: Alkol yasaklarının kanun gücüyle korunması 9 Eylül 2013’te başladı. Market, büfe, bakkal ve bayilerin gece saat 22.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında alkollü içki satması yasaklandı. Alkollü içkilerin reklam ve tanıtımı yasaklandı.
-Ekranda alkol yok: Yasa ile televizyonlarda yayımlanan dizi, film ve kliplerde alkollü içkileri özendirici görüntüler yasaklandı. Her türlü şiddetin en gerçekçi hali ile verildiği ekranlarda tütün ve alkol ürünleri “buzlandı.”
-Her evde yasak: RTÜK’ün, sosyal hayatın ayrılmaz parçası olan televizyon üzerindeki sıkı denetimi, hiç gevşemedi. RTÜK, televizyonlara 2002’de 2 bin 921 yayın durdurma cezası verdi. 2003-2005 yıllarında 29 radyo ve televizyon toplam 870 gün “karartıldı.” RTÜK, 2002’den 2008’e kadar toplam 2 bin 22 uyarı, 262 program durdurma, 1 yayın lisans iptal cezası verdi.
-Harem-selamlık yurt: Yurt- Kur, Ağustos 2013’te kız ve erkek öğrenci yurtlarını birbirinden ayırmaya başladı. 16 bin kız öğrenci, erkek öğrencilerle aynı ortamda kalmamaları için yeni binalara “göç ettirildi.” Erkek öğrencilerin ise eski yurtlarında kalması sağlandı. Devlet yurtlarını “kız” ve “erkek” olarak zaten ayıran Milli Eğitim Bakanlığı karma özel öğrenci yurtlarını da kapattı.
-'Kız-erkek aynı evde ters’: Kasım 2013’te başbakanlığı döneminde Erdoğan, toplumsal harem-selamlık uygulamalarını temel politika haline getirecek açıklamayı yaptı. Erdoğan, “Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters” dedi.
-Arap saati inadı: Enerji Bakanlığı 2009’da, Türkiye’nin saatini ayarladığı GMT+2 olarak tanımlanan 30. boylamdaki referans meridyeninin, GMT+3 olarak tanımlanan 45. boylama alınmasına ve yaz saati uygulamasının tamamen kaldırılmasına ilişkin yasa tasarı taslağı hazırlıklarına başladı. O dönem muhalefet, “Asıl amaç, Suudi Arabistan saat dilimini kullanarak, namaz saatlerini Mekke ve Medine’ye göre ayarlamak. Bundan sonraki adım da, resmi tatil gününün cumaya alınması olabilir” itirazını seslendirdi. Eylül 2016’da yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı ile kış saati uygulaması kaldırıldı. Yeni hesapla, Iğdır’dan geçen boylamın esas alınacağı ve Türkiye ile Suudi Arabistan arasında saat farkı kalmayacağı değerlendirmeleri yapıldı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun iptal kararına karşın muhafakâr demokrat AKP, uygulamayı önce OHAL gücüyle çıkarılan KHK’lere koymayı düşünse de, bir yasa taslağı ile geri getirmeyi planladı.
-Kamuya cuma izni: Saatlerde olduğu gibi resmi tatil günlerinin ve mesai saatlerinin dini referanslara uygun olarak belirlenmesi kuşkusu hiç dinmedi. Ancak 2016’da “gerçek oldu.” Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde, Ocak 2016’da kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlara cuma namazı vakitlerinde izin verilmesinin önü açıldı. Genelgede “Cuma namazı saatinin mesai saatine denk gelmesi halinde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan isteyenlere mesai kaybına neden olmaksızın izin verilir” ifadeleri kullanıldı.
-Medya, yeni yasak alanı: İnternet yasakları kapsamında 2007’de 43, 2008’de 1046, 2009’da 6 bin 131, 2010’da 7 bin 762, 2011’de 14 bin 737, 2012’de ise 19 bin 507 internet sitesi engellendi.
-Twitter'a yasak: Erdoğan, başbakanlığı döneminde, Gezi Parkı eylemleri sürerken “Twitter’ın kökünü kazıyacağız” dedi. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarını eleştirirken, “Twitter, miviter falan hepsinin kökünü kazıyacağız. Efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der. Hiç beni ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın talimatı verdiği gün, Twitter’a erişim engeli kararı alındı. Yasak, “ahlaki ve sosyal konularla sınırlı muhafazakârlığın” bir örneği olarak “kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğini ihlal” gerekçesine dayandırıldı.
Kadına boşanma hakkından boşanmada arabulucuğa
Kadına seçme ve seçilme hakkını Fransa, İtalya ve İsviçre’den çok önce yasal güvenceye alan Cumhuriyet, 1926 Türk Medeni Kanunu ile, “erkeğin çok eşliliği” ve “tek taraflı boşanmasına” ilişkin düzenlemeleri kaldırdı. 2017’de ise AKP, önce müftülere nikah kıyma yetkisi verdi, ardından boşanmalar için “Aile arabuluculuğu” sistemini getirmeye hazırlandığını açıkladı. 2009’da Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun kendisinden iş isteyen kadınlara, “Evdeki işler yetmiyor mu” diye sorması, 2009’da Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in “Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor” demesi, 2009’da Başbakan Erdoğan’ın Münevver Karabulut cinayeti için “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya” ifadelerini kullanması, 2010’da yine Erdoğan’ın “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Kadından anneliği çıkarırsanız geriye kutsal bir şey kalmaz” açıklaması, 2011’de kadına şiddetin abartıldığını dile getirmesi, 2012’de Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar” yorumunda bulunması, 2014’te Erdoğan’ın “Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters” demesi; “ahlaki ve sosyal konularla sınırlı muhafazakârlığın” kadına bakışının sadece birkaç örneği... Bu söylemin sonuçları ise şöyle:
-Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 145 ülke arasında 130. sırada yer aldı.
-AKP döneminde kadına yönelik şiddet yüzde 1400 arttı.
-2002-2017 yılları arasında 14 binden fazla kadın cinayete kurban gitti.
-Mahkemelerde, erkeğe tahrik indirimi, hukuksal bir norm haline geldi.
-Yapılan araştırmalar, her 10 evlenmiş kadından neredeyse 4’ünün eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kaldığını gösterdi.
-Türkiye genelinde kadınların yüzde 36’sının fiziksel şiddete, yüzde 12’sinin ise cinsel şiddete maruz kaldığı belirlendi.
-Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu zorla evlendirildi.
-Son 10 yılda çocuk cinsel istismar davaları yüzde 700 arttı.
-15 yılda çocukların cinsel istismarı yüzde 434, cinsel taciz yüzde 449 arttı.