Şişecam’ın Paşabahçe Kırklareli Cam
Fabrikası’nda fırın kapatma gerekçesiyle işten çıkarılan ve yürüyüşleri
yasaklanan işçiler, dün Muratlı kavşağından Lüleburgaz’a döndü. İşçiler,
Tuzla’daki Şişecam Genel Müdürlüğü’ne taleplerini iletmek üzere, bugün, otobüsle
İstanbul’a doğru yola çıkacaklar. İşçiler ve aileleri, Lüleburgaz Kristal-İş
Sendikası önünde saat 08.00’de toplanacak. Tuzla’ya saat 12.30 sıralarında
ulaşmayı planlayan işçiler, yetkililerle görüşmek istiyor.
İşten çıkarılan 90 işçinin sözcüsü Aydın
Şahin, yürüyüşlerinin ikinci gününde, Emniyet güçleri tarafından
engellendiklerini anımsatarak, “Valiliğin kararı üzerine cam yetkilileriyle
toplandık. Bizi kapının önüne koyanlar ve dayatmacı bir tutum sergileyenler en
azından bu toplantıyı gerçekleştirdiler. Bu da bizim için bir kazanımdır” dedi.
Toplantıda önlerine yine Eskişehir’de çalışma konusunun konulduğunu belirterek,
“Yine dayatmacı ve katı tutumlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Gözlerini,
kulaklarını bizim feryatlarımıza tıkıyorlar. 90 işçi mi fazla geldi Şişecam! 90
işçiyi mi barındıra mıyorsun? Hani biz bir aileydik? Bütün arkadaşlarla beraber
ilk günkü inanç ile direneceğiz fakat burada değil. Emniyet güçlerine bir söz
verdik çünkü. Biz kavgadan değil müzakereden yanayız. Şimdi burayı boşaltıyoruz
ama yarın (bugün ) daha fazla inanç ve kararlılıkla eşimizle, çocuğumuzla,
dostumuzla, akrabamızla Şişecam Genel Merkezi’ne gideceğiz. Taleplerimizi
yineleyeceğiz” diye konuştu.
Muratlı kavşağında toplantı sürerken,
“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “İş, aş, adalet”,
“Yılgınlık yok direniş var”, “Direne direne kazanacağız”, “Ölmek var dönmek
yok” sloganları yankılanıyordu. Açıklama sonrası çadırlarını toplamaya başlayan
işçiler, karara üzüldüklerini söyledi. 20 gündür eşi Tahsin Çalışkan’a (28)
destek olmak için yanında hiç ayrılmayan 9 aylık hamile eşi Berna Çalışkan (22)
oğlunu bu hafta dünyaya getireceğini söyledi. Doğacak çocuğu Yiğit Efe’ye
“mama, bez alabilecek miyim” diye soran Çalışkan, “Kredi borçlarımız var nasıl
yaşayacağız bilmiyorum. Önümüz kış ne yakıp ne yiyeceğiz. Çocuğumun geleceğini
çalıyorlar. Oğlum doğsun, kucağıma alıp yine gelip eşime destek olacağım.
Şişecam kimleri ortada bıraktığını görsün” dedi.
Oğlu Hakan Çakmak için direnen Berna
Çakmak ise eşinin Şişecam emeklisi olduğunu belirterek, “Babası gibi o da
Şişecam’da çalışmak istedi. 2 yıl bin 200 liraya çalıştı, sabretti. İşine
sevdalıydı. 3. yılında da işten çıkardılar. Eşlerimiz, çocuklarımız yıkılmaya
başlıyorlar, sırtlarından vuruldular. Sendikamız ve işveren makam ve koltuk
için anlaşıyor. Oğlumun yakın zamanda düğünü olacaktı böyle giderse düğünü
erteleyeceğiz. Hepimizin hayallerini yıktılar. Baba bir emekli maaşıyla diğer
oğlumuzu mu okutsun yoksa Hakan’ı mı evlendirsin” diye konuştu.
Eşi Kani Aral’ın 22 yıldır Şişecam’da
çalıştığını söyleyen Nagihan Aral da “Hiç bir sebep gösterilmeden bir telefonla
iş aksimiz feshedildi. Koskoca Şişecam’da 90 kişiye yer yok. 20 gündür evimizde
tencere kaynamıyor. ‘Biz bir aileyiz’ diyorlardı şimdi ailelerini ortada bıraktılar.
Çoğunun yaşı 40 geçmiş bu insanlar nerede iş bulacaklar. Biz kesinlikle
Eskişehir’e gitmek istemiyoruz. Sendikamızda bizi yalnız bıraktı” dedi.