Cezaevlerindeki hak ihlalleri artarak
devam ediyor. İhlallerin yoğun yaşandığı cezaevlerinden biri de Tarsus Cezaevi.
Pozantı M Tipi Kapalı Cezaevi’nde gördükleri işkence ile kamuoyu gündemine
gelen “Taş atan çocuk”lardan Ersin Okur bir ay önce yeniden tutuklanarak
götürüldüğü Tarsus Cezaevi İnfaz Kurumları Kampüsü’nde gardiyanların
işkencesine maruz kaldı. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Müvekkili ile
görüşen Avukat Mehmet Altuntaş, T-3 koğuşunda kalan Ersin Okur ve arkadaşlarının
gardiyanlar tarafından darp edildiğini ve gördükleri işkenceden kaynaklı 14 gün
boyunca yatakta kaldıklarını belirtti.
'Rapor yerine ağrı kesici veriyor'
Altuntaş, “Müvekkilim ile Deniz Özdemir,
Rıdvan ve Ramazan adlı tutukluların cezaevine gönderildiği gün, 4 cezaevi
personeli tarafından çıplak arama dayatması ile karşı karşıya kalıyor. Bu
dayatmaya karşı çıktıkları için cezaevi personelleri tarafından saldırıya
uğruyor ve feci şekilde darp ediliyor. Bundan kaynaklı 14 gün yatakta kalıyor.
Bu süre boyunca hiçbir tedavi yapılmıyor. Okur, 14 gün sonra revire
çıkarılıyor. Darp yerlerini doktora gösteriyor ancak kendisine rapor yerine
'Parol' isimli bir ağrı kesici veriyor” diye konuştu.
Gardiyanlar: Seni biz adam ederiz
Müvekkilinin daha önce adı kötü muamele
ile gündeme gelen Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi mağdurlarından olduğunu
hatırlatan Altuntaş, Okur’un cezaevinin kapatılması ile tahliye olduğunu,
yaklaşık bir ay önce yeniden tutuklandığını söyledi. Altuntaş, “Ersin Okur ve
arkadaşları personellerin saldırıları sonucu zorla çıplak aramadan geçiriliyor.
Gardiyanlar, Okur’a daha önce cezaevinde yatıp yatmadığını soruyor. Okur’un
Pozantı Cezaevinde kaldığını belirtmesi üzerine ‘Madem orada adam olmadın biz
burada seni adam ederiz’ diyorlar ve tekme, tokat dövüyorlar. Saldırıda Deniz
Özdemir, Rıdvan ve Ramazan’ın dört dişi kırılıyor” diye belirtti.
‘Bize itaat edeceksiniz’
Okur’un cezaevindeki baskıları kendisine
aktardığını belirten Altuntaş, müvekkilinin kaldığı koğuşun zorla
dağıtıldığını, ayakta sayım vermedikleri için küfür ve hakaretlere maruz
kaldığını kaydetti. Altuntaş, “Cezaevinde tamamen keyfi uygulamalar söz konusu.
Okur, onlarca hak ihlalinin olduğunu ifade etti. Tüm bunların yanında
gardiyanların Okur’un kaldığı koğuşa girerek orada kalan tutuklulara ‘Bize
itaat edeceksiniz, biz ne dersek o’ demiş” diye konuştu.
Avukat Altuntaş, müvekkillerine işkence
uygulayan cezaevi personeli hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı şikayette
bulunduğunu söyledi.
Kitap ve gazetelere yasak, tutuklulara
süngerli oda
İhlallerle gündemde olan bir diğer
cezaevi de Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi. Her hafta asker ve gardiyanlar
tarafından cezaevindeki koğuşlara yapılan baskınlarda cezaevi yönetiminin
izninden geçmesine rağmen kitaplara el konuluyor. Alınan kitaplar üzerine
tutuklulara soruşturma açan cezaevi yönetimi, ardından iletişim ve görüş
cezaları veriyor. Tutukluların ceza yediği günlerde yaşanan hak ihlallerini
yazan Welat ve Özgürlükçü Demokrasi gazeteleri de cezaevine alınmıyor, ya da
sayfaları kesilerek tutuklulara veriliyor. Edirne Cezaevi’nde ortak alan ve
koğuşlar arasında görüşmeler de OHAL’den bu yana kaldırıldı. Her tutuklunun
günlerce hücrede kaldığı cezaevinde, tutuklulardan zorla parmak izi alınıyor.
Parmak izi vermek istemeyen tutuklular darp edilerek süngerli odaya koyuluyor.
Kimlik taşımayan tutuklulara görüş
yasağı
İhlallerin yoğun bir şekilde yaşandığı
bir diğer cezaevi de Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi. Tutuklulara
cezaevi kimliği taşıma zorunluluğunun getirildiği cezaevinde her gün yeni bir
ihlal yaşanıyor. Kimlik taşımayan tutukluların koğuş dışına çıkmasına izin
verilmiyor. Bu hafta görüşe giden aileler, cezaevi yetkililerinin kendilerine
“Cezaevi kimliği almadıkları için görüşe çıkarmıyoruz” dediğini aktardı.
Kilometrelerce uzaklıktan yarım saatlik görüş için Elazığ’a giden aileler,
tutuklu yakınlarını göremeden geri döndü. Tututuklulardan haber alamayan
aileler, suç duyurusunda bulunacak.