PKK, 27 Kasım 1978 yılında Diyarbakır’ın Fis köyünde tarih sahnesinden yok edilmek istenen bir halkın, özgür ve onurlu bir yaşam için yeniden tarih sahnesine dönüşünün diriliş destanıdır.
Defalarca isyana kalkışmış ama devrimci önderlikten yoksun ve bölünüp-parçalamış olması nedeniyle faşist Türk İslamcı politikalarla; bitmek bilmeyen katliamlar ve zoraki göçertmelerle yok edilmeye çalışılan Kürt ulusu 1978 yılında PKK’nin kuruluşuyla bu duruma dur demiş ve yeniden dirilişin ateşsini yakmıştır. PKK, “artık mezara gömüldü ve üzerine beton döküldü, bir daha ayağa kalkamaz” denilen Kürt ulusu, PKK ile bu makus tarihini parçalayıp yeniden dirilişin yolunu döşedi. PKK, yok edilmeye ve tarihten silinmeye çalışılan Kürt ulusunun silkinip yeniden ayağa kalkmasının adı oldu.
Yaklaşık 40.yıldan bu yana PKK’nin önderliğinde süren Kürt ulusunun eşitlik ve özgürlük yürüyüşü, bugün dört parça ve diaspora da milyonları harekete geçiren bir zeminde buluşarak, eşitlik-özgürlük yürüyüşüne devam ediyor. Emperyalistler ve işbirlikçisi faşist ilhakçı ve imha güçler Orta-doğunun bu kadim Kürt ulusunun demokrasi ve özgürlük savaşımını boğmak için her yolu deniyor. Son olarak Soçi de bir araya gelen Rusya-Iran ve Türkiye Kürt ulusunun özellikle Rojava’daki, kazanımlarını darbeleyip etkisiz kılmak için, Esat rejimiyle anlaşma yolunu tutmuşlardır.
Biliyoruz ki, Kürt ulusunun eşitlik ve özgürlük taleplerinin zaferi emperyalist ve işbirlikçilerin, Kürt ve demokrasi düşmanlıklarının aşılması ve halkların birleşik savaşımının örülmesiyle bağlıdır. bağlıdır. PKK’nin 39. yıllık pratiği Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin başarısının. Bölge halklarının demokrasi ve özgürlük zemininde ortaklaşmayı gerekli ve zorunlu kılıyor.
Haliyle Kürt ulusuna yönelik faşist baskı, imha, inkar, zorla göçertme ve dahası kirli savaş politikasının ortadan kalkması ve yasakların son bulması, Kürt dili, kültürünün serbestçe gelişmesinin önündeki engellerin kaldırılması, Türk şovenizminin darbelenip gerileterek halkların eşitliği, kardeşliği ve özgürlüğü yani gönüllü birlikteliği perçinlemek için birleşik direnişin geliştirilmesi gerekiyor . Sınıf bilinçli devrimciler, sosyalistler, işçi ve emekçiler, "Kürtler üzerindeki faşist baskı, inkar, imha ve yasaklara son, Kürtlere Özgürlük" şiarıyla, faşist diktatörlüğe karşı mücadele yürütmek gibi bir sorumluluk taşıyorlar. Bugünün en acil görevi batıda güçlü bir devrimci hareket yaratmaktır. Kürtlerin kendi kaderlerini kendi ellerine alma ve birleşik devrimi ileri taşımanın yoluda buradan geçmektedir.
Sözlerimiz bitirirken Kürt halkının yeniden dirilişine vesile olan, bu gün ulaştığı düzeyle ve temsil ettiği değerlerle, milyonları kucaklayan PKK'nin 39. mücadele yılını kutluyor ve bu uzun tarihin yaratıcıları olan özgürlük şehitlerini selamlıyoruz.
Yaşasın Kürt Ulusunun Eşitlik Özgürlük ve Kardeşlik Mücadelesi..!
Kürt Ulusuna Kendi Kaderini Tayin Hakkı..!
Bimre Koledar Biji Azadi..!