30 Kasım 2017 Perşembe

Zarab Ötmeye Başladı; Vurgun ve Talanın Başında Erdoğan ve Hükümeti Var.!

AKP iktidarıyla birlikte İran ambargosunu delen Reza Zarrab’ın itiraflarda bulunduğu ABD’deki duruşmada yaşananlar dakika dakika Twitter’da paylaşıldı. ABD’li muhabirler Katie Zavadski ve Adam Klasfeld’in duruşma salonundan yazdığı Twitler pek çok kişi tarafından takip edildi. Söz konusu Twitleri çevirmen Seblâ Küçük hemen çevirerek takipçileriyle paylaştı.
Reuters: Zarrab, jüriye Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın Aktif Bank’ta hesap açması için kendisine yardım ettiğini söyledi.
Zarrab: Aktif Bank genel müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım. Hesap 5-10 milyon Euro ile başladı (günlük işlem hacmi)
Zarrab, İran’ın eski cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile bağlantısını anlatmaya başladı. Zarrab, Aktifbank ile arasının nasıl açıldığını anlatıyor.
Zarrab: Aktifbank İranlılarla doğrudan çalışıyordu ve ben aradan çıkarıldım.
Soru: Aktifbank gelirinizin önemli bir kısmı mıydı?
Zarrab: Kesinlikle, evet.
Zarrab, Halkbank ile ilişkisini anlatmaya başladı. Zarrab, Halkbank ile ilişkisinin 2012’de başladığını ancak bağlantılarını bundan daha eski bir tarihte kurduğunu söylüyor. Zarrab, Türk işadamı Ahmet Alacacı’nın İran’ın kazançlarının Halkbank’a yatırılması için altın ihracatı sistemini önerdiğini söylüyor.
Zarrab: Eşim Türkiye’de ünlü bir sanatçı olduğu için sürekli göz önünde olan birisiydim.
Zarrab, eşi Ebru Gündeş yüzünden, Süleyman Aslan’ın kendisiyle çalışmadığını, Aslan’a göre kendisinin fazla göz önünde olduğunu söylüyor. Zarrab, bu nedenle Zafer Çağlayan’a gittiğini söylüyor.
Soru: Aslan sizi reddettikten sonra neden Çağlayan ile irtibat kurdunuz?
Zarrab: Çünkü Türkiye’nin ekonomi bakanıydı.
Zarrab: Sanırım Çağlayan’a 45-50 milyon Euro tutarında rüşvet ödedim!
Zarrab, Halkbank işini bağlamaya çalışırken dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a rüşvet ödemeye başladığını söylüyor. “Sanırım ona 45-50 milyon Euro ödedim” diyor. Ayrıca başka para birimleriyle ödediği tutarlar olduğunu söylüyor. Çağlayan, Zarrab’dan İran ile yapılan işlerden 50-50 kâr payı istemiş.
Soru: Çağlayan’a bu ödemeleri nasıl yaptınız?
Zarrab: Nakit, değerli eşya ve banka havalesiyle.
Soru: Çağlayan’ın ailesine ödeme yapıldı mı?
Zarrab: Yapıldı.
Savcı, İran’la yürütülen ticaretten kâr olarak Çağlayan’ın kardeşine yapılan 2.4 milyon TL’lik ödemenin dekontunu kanıt olarak sundu. Atilla’nın avukatı itiraz etti. Hakim Berman kanıtı kabul ediyor.
Zarrab, altın ticaretini anlatan bir şema çizmek üzere tanık kürsüsünden indi. Zarrab, “İşlem ilk olarak İran’ın Türkiye’ye ham petrol ve doğalgaz satmasıyla başlıyordu.” diyor. İran Ulusal Petrol Şirketi Tüpraş’a petrol, Botaş’a doğalgaz satıyordu.
Zarrab: Tüpraş, Botaş ve İran Ulusal Petrol Şirketi’nin Halkbank’ta hesapları var.
Zarrab, İran’da kurulan Sermaye Exchange adlı bir şirketten söz ediyor. Bu şirket sadece altın ticareti için kurulmuştu ancak işin doğasına uyması için gerçek ticaret varmış gibi gösteriliyordu. Zarrab, Sermaye Exchange’in de Halkbank’ta bir hesabı olduğunu, İran Ulusal Petrol Şirketi’nin (NIOC) buraya para transfer ettiğini söylüyor. Çünkü NIOC, ABD’nin ve BM’nin yaptırımları nedeniyle Halkbank’taki kendi hesabından uluslararası para havalesi yapamıyor.
İran Ulusal Petrol Şirketi’nin (NIOC) paraları Halkbank’ta Sermaye Exchange hesabına geçince, Zarrab’ın şirketi devreye giriyor. “Bir sonraki adımda Sermaye Exchange’in parayı bana vermesi lazım ki uluslararası para transferi taleplerini yerine getirebileyim.”
Sermaye Exchange, Halkbank’a, paranın Zarrab’a ait Safir Altın şirketine aktarılması için talimat veriyor.
Para, artık Zarrab’a ait bir şirketin hesabında görünüyor. Zarrab, bu para karşılığında altın temin eden bir şirket var, diyor. “Safir Altın, parayı, altını temin eden şirkete gönderiyor” ve para Safir Altın’ın hesaplarından çekiliyor. Tüm işlemler Halkbank’ta gerçekleştiriliyor.
Çünkü İran’ın parası Halkbank’ta. “Bu parayı Halkbank içinde dolaştırarak, artık Halkbank dışına çıkarabileceğimiz bir noktaya yaklaşıyoruz” diyor. “Aslında bu, tasarlanan yöntemlerden biri, çünkü İran Ulusal Petrol Şirketi bu işlemi doğrudan yapamıyor.”
Sıra parayı dışarı çıkarmakta… Bunun için para, Euro veya TL cinsinden Denizbank’a aktarılıyor. Para böylece Halkbank’tan çıkarılmış oluyor.
Zarrab: “İran Ulusal Petrol Şirketi’nin Semaye Exchange’e verdiği havale emri benim ofisime geliyor. Bu bir ödeme emri.”
Zarrab, bu parayla, Royal Group şirketi aracılığıyla altın satın alıyor. Yani para, altına çevriliyor.
Zarrab: Benim adamlarım ellerinde çantalarla Rona Döviz’e gidiyor, çantaları doldurup geliyorlar.
Zarrab: Bu kuryeler çantalardaki altını Dubai’ye götürüyorlar. Ancak Türkiye’de hazırlanan gümrük belgelerinde altınların varış yeri Dubai üzerinden transitle İran olarak gösteriliyor. Ama altın hiçbir zaman İran’a götürülmüyor.”
Altınlar, Dubai’de Zarrab’ın ofisine götürülüyor. Yani Türkiye’de Zarrab’a ait Royal Group’tan alınan altınlar, Dubai’de Zarrab’a ait şirkete götürülüyor.
Zarrab: Artık bu noktada altının satılması ve tekrar nakde çevrilmesi gerekiyor.
Zarrab: (altınlar İran’a götürülmüyor) Çünkü İran’da para veya altına ihtiyaç yok. Bunlarla uluslararası ödemelerin yapılması lazım ve para İran’a girerse bunlarla uluslararası ödeme yapamam.
Zarrab, altını Dubai’de dirheme çevirdiklerini söylüyor.
Dirhemleri Dubai’de, ABD’li Standard Chartered Bankası’nda da hesabı olan bir döviz bürosuna götürüyorlar. Bu arada İstanbul’daki Royal Office’e gelen havale emri, Zarrab’ın Dubai’deki Atlantis şirketine gidiyor. Böylece havale emri ile para bir araya geliyor.
Ardından bu para, İran’ın borçlu olduğu şirketlere gönderiliyor. Bazı işlemler (örn. Çinli şirketlere) Standard Chartered ve diğer bir ABD bankası üzerinden yapılıyor.
Zarrab, tüm bu planın, Halkbank’ta sıkışan İran parasını genel dolaşıma sokarak İran’ın uluslararası borçlarının ödenmesi için tasarlandığını söylüyor.
Hakim Zarrab’a, paranın serbest kalması için kaç farklı işlem yapıldığı soruyor.
Zarrab, “Saymam gerek… En az 10 işlem” diyor.
Eski Halkbank yöneticisi Levent Balkan’ın Zarrab’a gönderdiği bir e-posta inceleniyor.
Mahkemede Zarrab ile Halkbank GM arasındaki telefon görüşmesinin kayıtları inceleniyor. Görüşmenin ilk kısmında, Zarrab’ın Halkbank’tan istediği krediden, ikinci kısmı İran’la ilgili işlemlerden bahsediliyor.
Zarrab ile Aslan arasında telefon kaydının konusu 70 milyon dolarlık bir para transferi. Transfer İran Ulusal Petrol Şirketi’nin hesabından doğrudan Zarrab’ın hesabına yapılmış. Zarrab, bunun “aptalca” olduğunu söylüyor ve bu transferin iptal edilmesini istiyor.
Zarrab, Süleyman Aslan’ın/Halkbank’ın yaptırımları çok iyi bildiğini, hangi işlemlerin bu yaptırımların ihlali anlamına geleceğini bildiğini söylüyor.
Zarrab’a ait Royal Group’ta çalışan Gita Taheri’nin Zarrab’a gönderdiği bir e-posta inceleniyor. Gönderildiği tarih 15 Mayıs 2012. Türkiye Cumhuriyeti’nde verilmiş bir gümrük beyanı. Altın külçelerinin listesi var.
Gümrük beyanında altınların varış yeri olarak “İran” yazıyor.
“Altınları İran’a gönderdiniz mi?” diye soruluyor. Zarrab, “Hayır” diyor.
Zarrab, Halkbank’ın, gümrük beyanında altınların varış yeri olarak “İran” yazmasını istediğini söylüyor.
Zarrab, Süleyman Aslan’ın ve Hakan Atilla’nın kendisinden altınların gideceği yeri “İran” olarak göstermesini istediklerini söylüyor. (Yani yalanı onların söylettiğini kastediyor.)
Başka bir telefon görüşmesi kaydına geçildi. Görüşme, Zarrab’ın “Royal Group’ta benden sonraki ikinci adam” dediği Abdullah Happani ile Zarrab arasında.
Görüşmede Zarrab ile Happani, ABD’nin yaptırımlarındaki değişiklikler nedeniyle gümrük belgelerinde artık altınların varış yeri olarak “İran” yazamayacaklarını konuşuyor. Ne yazacaklarını Halkbank söyleyecekmiş.
Zarrab, kayıtlarda altınları taşımak için artık kurye kullanmak zorunda olduklarını söylüyor. Kuryeler altınları İran’a götürmeyecek, Dubai’de bırakıp geri döneceklerdi.
Zarrab: Bu bizim kararımız, bizim tercihimiz değildi. Halkbank bize öyle talimat verdiği için bunu yapmak zorunda kaldık.
Savcı: Halkbank’tan ne kadar para çektiniz?
Zarrab: Birkaç milyar.
Hakim: Hangi para biriminde?
Zarrab: Euro.
Soru: Bahsettiğiniz birkaç milyar, altın almak için mi kullanıldı?
Zarrab: İran’dan aldığımız ve altın ticareti olarak lanse ettiğimiz uluslararası para transferi talimatlarını gerçekleştirmek için kullanıldı.
Başka bir telefon görüşmesi dökümü. Happani ile Zarrab arasında. Sermaye Exchange’in gönderdiği havale emrinin ödemesinin geciktiğinden çünkü Dubai’nin elindeki dirhemlerin azaldığından bahsediyorlar. (Muhabir, bu ifadeye anlam veremediğini söylüyor)
Zarrab, Türkiye’den altın gönderilmiş gibi gösterilen sahte işlemlerde “Çukurova” kodunu kullandıklarını söylüyor.
Bugünkü duruşma sona eriyor. Zarrab ifadesine yarın devam edecek.

Jüri ve Zarrab salondan ayrıldıktan sonra, hakim Berman, Zarrab’ın duruşmalara sivil kıyafetle gelmesine olanak veren bir talimat çıkarabileceğini söyledi.