İşçi ve emekçi düşmanı AKP iktidarı
14.kez grev yasakladı.Metal işçileri sendikalarının patron sendikası MESS ile
toplu sözleşme sürecinin tıkanmasının ardından aldığı grev kararı sonrası yeni
bir gelişme yaşandı. MESS sözleşmesi kapsamında 130 bin işçiyi kapsayan ve 2
Şubat'ta başlayacak olan grev, Bakanlar Kurulu’nun kararı ve Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan’ın onayıyla yasaklandı. Yasaklama kararının, patron sendikası
MESS'in bugün işçi sendikalarıyla yapacağı görüşme öncesi alınması dikkat
çekti.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında
yayınlanan kararın iki gün önce alındığı ortaya çıktı. Kararda yine işçilerin
grevinin milli güvenliği tehdit ettiği ileri sürülerek “Türk Metal Sendikası,
Birleşik Metal İşçileri Sendikası ve Çelik-İş Sendikası tarafından ekli listede
belirtilen işyerlerinde alınan grev kararı ve Türkiye Metal Sanayicileri
Sendikası (MESS) tarafından aynı işyerleri için alınmış lokavt kararının, milli
güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden dolayı 60 gün süreyle ertelenmesi
Bakanlar Kurulu’nca 24 Ocak 2018 tarihinde alınmıştır” dendi
İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET İSTEMEK Mİ SUÇ!
Grev yasağına ilk tepki facebookta
oluşturulan Metal İşçilerinin Sesi’nden geldi. Siteden yapılan açıklamada
“Grevimiz yasaklandı! 3 sendikanın aldığı grev kararı Bakanlar Kurulu kararıyla
milli güvenliği bozucu nitelikte görüldü. Fabrikalar üretim rekorları kırarken
işçilerin insanca bir ücret talep etmesi, sefalet ücretini kabul etmemesi, MESS
dayatmalarına boyun eğmemesi hükümet tarafından milli güvenliği bozucu
nitelikte görüldü. Bu sahte suçlamalara karnımız tok! Grev yasağını
tanımıyoruz! MESS-Hükümet eliyle hak arama mücadelemizin bastırılmasına sessiz
kalmayız” dendi.
BİRLEŞİK METAL GREV YASAĞINI
TANIMAYACAĞINI AÇIKLAMIŞTI
MESS sözleşmesi kapsamında 12 bin üyesi
bulunan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası grev kararı almıştı. Sendika
Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, grev uygulamasına 2 Şubat’ta çıkacaklarını
belirterek “Eğer bu grevimiz yasaklanırsa grev yasağını tanımayacağımızı
sizlerin aracılığı ile bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz” açıklamasını
yapmıştı.
Arçelik demek; sömürü demek: İşçi
yoksullaştı, kâr katlandı
AKP’NİN YASAKLADIĞI 14. GREV
MESS kapsamındaki onlarca fabrikada
çalışan 130 bin işçinin greviin yasaklanmasıyla birlikte AKP Hükümetinin,
iktidarda olduğu boyunca yasaklanan grev sayısı 14 oldu. Grevlerin büyük kısmı
milli güvenliği bozucu olduğu gerekçesiyle yasaklanırken, kimi yasaklara ek
olarak “genel sağlığı bozduğu” gerekçesi de gösterildi.
- AKP Hükümetinin yasakladığı ilk grev 1
Temmuz 2003’te Petrol-İş’in örgütlü olduğu Petlas Lastik Sanayi ve Ticaret
AŞ’deki grev oldu. Grev Hükümet tarafından yasaklandı.
- Hükümet 8 Aralık 2003’te, Kristal-İş
üyesi 5 bin Paşabahçe işçisinin grevini daha başlamadan yasakladı.
- Camda yasağın kalkmasının ardından,
Paşabahçe işçileri 30 Ocak 2004 günü greve yeniden başladı. Ancak AKP, grevi
ikinci kez yasakladı. Milli güvenliği bozucu gerekçesine genel sağlık gerekçesi
de getirildi.
- 21 Mart 2004’te Lastik-İş’in toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca 20 ayrı fabrikada 5 binin
üzerinde işçinin aldığı grev kararı Bakanlar Kurulu tarafından yasaklandı.
- 1 Eylül 2005’te, Türkiye Maden-İş’in
örgütlü olduğu Erdemir Madencilik’teki grev de yasaklandı.
- 27 Haziran 2014’te 5 bin 800 işçinin
Şişecam’a bağlı 10 cam fabrikasında 8 gündür sürdürdüğü grev, genel sağlığı ve
milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesiyle yasaklandı.
- 21 Temmuz 2014’te ise Bakanlar Kurulu,
Çöllolar Kömür Sahası işyeri ile Çayırhan Kömür İşletmesinde, Türkiye Maden
İşçileri Sendikası tarafından alınan grev kararını, genel sağlığı ve milli
güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesiyle yasakladı.
- 30 Ocak 2015’te Bakanlar Kurulu,
Birleşik Metal-İş’in, aralarında Anadolu Isuzu, Demisaş Döküm, Federal Mogul,
Sarkuysan ve Türk Prysmian Kablo’nun da olduğu 22 fabrikada ilan uyguladığı
grevi yasakladı.
- Hükümet toplu iş görüşmelerinde
anlaşmaya varılamaması üzerine Asil Çelik’te ilan edilen grevi yasakladı.
- Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu
EMİS’e bağlı işyerlerinde 20 Ocak 2017’de başlayan grev, Erdoğan’ın da
imzasının bulunduğu bir kararla ‘milli güvenliği bozucu’ nitelikte olduğu
gerekçe gösterilerek yasaklandı.
- 20 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete
yayımlanan kararla, Akbank grevi ‘Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu
nitelikte’ olduğu gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
- Şişecam işçilerinin grevi “milli
güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
-Mefar İlaç’ta Petrol-İş Senrdikası’nın
grevi yasaklandı.
-26 Ocak’ta MESS kapsamındaki
fabrikalarda çalışan 130 bin işçi adına alınan grev kararı, milli güvenliği
bozucu olduğu iddiasıyla yasaklandı.
HER FIRSATTA GREV YASAĞI KAPSAMINI
GENİŞLETTİLER
Grevleri erteleme adı altında yasaklayan
hükümet, eline geçtiği her fırsatta grev yasağı kapsamını genişletmeye çalıştı.
2012 yılında THY yönetimi ile Hava-İş Sendikası arasında süren sözleşme
görüşmelerinin tıkanması ve grev aşamasına gelmesi üzerine hükümet apar topar
havacılık işkoluna grev yasağı getiren yasayı Meclise getirdi ve 29 Mayıs
2012’de AKP’nin oylarıyla kabul edildi. Yasak ancak 7 Kasım 2012 tarihinde
yürürlüğe giren 6356 sayılı yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ile
kaldırıldı.
Hükümet OHAL döneminde de çıkardığı 678
sayılı KHK ile grev yasağı kapsamını genişletti ve kolaylaştırdı. 6356 sayılı
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63.maddesinde “Karar verilmiş veya
başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt genel sağlığı veya millî güvenliği
bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün
süre ile erteleyebilir” olarak yer alan grev erteleme koşullarına “büyükşehir
belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik
veya finansal istikrarı bozucu nitelikte olması” durumu eklendi.
ERTELEME DEĞİL, YASAKLAMA
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş
Sözleşmesi Kanunun 63. maddesi “grev ertelemeleri” başlığını taşısa da aslında
bu bir yasaklanama anlamına geliyor. Kanuna göre Bakanlar Kurulu grevleri 60
gün süreyle erteliyor. Grevler Bakanlar Kurulu kararıyla durdurulduğunda
tarafların anlaşmamaları halinde grevlerin yeniden başlaması yasal olarak
olanaklı değil. Bu nedenle 60 gün içinde taraflardan ya anlaşmaları bekleniyor
ya da toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu tarafından sonuçlandırılıyor. Bu
yapılmazsa sendikanın toplu iş sözleşme yetkisi düşüyor. Dolayısıyla yapılan
erteleme değil, açıkça grevin yasaklanmasıdır.
ERDOĞAN, OHAL'İ GREVLERİ YASAKLAMAK İÇİN
KULLANDIKLARINI İTİRAF ETMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 Temmuz
2017'de patron temsilcilerine yaptığı açıklamada OHAL'i patronlar rahat etsin,
işçiler greve çıkamasın diye kullandıklarını itiraf etmişti.
Erdoğan'ın kullandığı ifadeler şöyleydi:
"Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Ama bütün fabrikalar grev tehdidi
altındaydı. Hatırlayın o günleri. Şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine. Şimdi
grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifadeyle anında müdahale ediyoruz.
Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz, çünkü iş dünyamızı
sarsamazsınız."