28 Ocak 2018 Pazar

ERDOĞAN’IN TEK GÜNDEMİ İÇTE VE DIŞTA SAVAŞ..!

erdoğan askeri elbise giydi ile ilgili görsel sonucu
Haziran 2013’ten beri Erdoğan’ın tek gündemi iktidarda alabilmek için içte ve dışta savaş ve gerginlik politikası izlemektir.. Kimlerle savaşmadı ki? Örneğin ‘Taksim Gezi Parkı yerinde kalsın,yeşil alan yeni bir betonlaşmaya kurban gitmesin’ diyenler önce çapulcu, sonra terörist oldu. Erdoğan ilk meydan savaşını gezi direnişine katılan kitleyle yaptı. ‘Yüzde elliyi zor tutuyorum’ dedi. Akşamında Taksim’in arka sokaklarında göstericileri döner bıçağı ve palalarla kovalayan bir güruh çıktı karşımıza.  Ona göre Gezi Parkı olayları kılıftı, birileri onu iktidardan indirmek istiyordu. Onun için iktidarda kalmak için gezzi direnişi ezilmeliydi.
Nitekim kimse  Erdoğan’ı gezi direnişini ezme  ve faşist terörü artırmayı durduramadı. Saldırılar sonucu 8 kişi katledildi, 12 kişi gözleri kör edildi ve binlercesi yaralandı, tutuklandı .
17-25 Aralık’ta ortaya çıkan  Yolsuzluk ve Rüşvet skandalının ardında zehir saçtı adeta Erdoğan. Bir dönmeler koç başı kullandığı FETOculara savaş açtı.
Korku dağları sarması nedeniyle Erdoğan ve şürekasınca Cumhuriyet gazetesinden, HDPden, CHP’ye, AKP’nin kurucularından, MHP’nin içinden çıkan İyi Partiye  herkes vatan haini, düşman.
Erdoğan’ın ötekileştirme dili AKP yandaşı olmayan herkesi hainlikle itham etmeye kadar uzandı. Şimdi cami cemaati parçalanıyor, tutuklanıyor hatta. Düşünsenize, Diyanet’in geçen hafta Cuma günü hutbe konusu Afrin. Diyarbakır’da cemaatten’ bu siyaseti buraya getirmeyin’ diye tepki gösterenler gözaltına alındı. Daha iki hafta önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e; partiyi birlikte kurduğu isme, ‘kardeşim’ diye cumhurbaşkanlığını açıkladığı kişiye ‘bozguncu’ dedi.  Sosyal medyada linç ettirip yuhalattı, ‘yazıklar olsun’ diye haykırdı.
Dahası Erdoğan  Çorum’daki parti mitinginde bir yanda Afrin’de işgali ballandıra ballandıra  anlatırken  öte yandan halkata 2019 için  oy istedi. Savaşa hayır diyen h170 akademisyen ve aydına ‘adiler, hainler, alçaklar’ diye seslendi. Yarın birgün haklarında yakalama, gözaltı kararları çıkarsa şaşırmamak gerekiyor. Erdoğan’ın ‘alçak hain, dediği aydınlar ne diyor peki?
“Savaş öldürür, Savaş sakat bırakır, Savaş göç ettirir, Savaş çocukları, kadınları, LGBTİ+ bireyleri öncelikle etkiler, Savaş işkence başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin kaynağıdır. Savaş toplumların ruhsal dünyalarında gelecek nesillere de aktarılan derin örselenmelere yol açar, Savaş ekolojik yıkımdır, Savaş ekonomik kaynakları yok eder.”
Bu sözlere kim ne diyebilir? Haksızlar mı? İnsanlık tarihi bunun şahidi değil mi?
Başka ne demişler peki bu aydınlar?
“BM güvenlik konseyi kararlarında yer almayan örgütlerin gerekçe gösterilerek bir başka ülke topraklarına askeri saldırıda bulunmanın kamuoyu ve BM nezdinde geçerliliği bulunmamaktadır. Kaldı ki Suriye Afrin bölgesinden Türkiye’ye yönelik tehdit ve saldırıların somut olarak ortaya konması gerekmektedir.”
Yani savaş ilan edilen coğrafyadan hangi saldırı gelmiştir, diye soruyorlar. Uluslararası hukuku çiğnediniz diyorlar. Başka?
“TBMM, hükümet devre dışıdır. Sivillere zara verilmeyeceği bildirilmesine karşın sivil ölümler vardır” diyorlar.
Evet var. Daha ilk günden itibaren üstelik.Uzağa bakmayalım dahası var. Medya raporlarına göre, IŞİD’i Musul’dan çıkartmak için yürütülen savaşta (Ekim 2016-Temmuz 2017) 11 bin sivil hayatını kaybetmiş. Ne koalisyon, ne Irak hükümeti ne IŞİD bu ölümleri üstlendi. Ama insanlar öldü.
Bu hain (!) profesör ve aydınlar ne diyor başka?
“Türkiye’deki siyasal iktidarın baskıcı ve otoriter karakterini devam ettirebilmek ve OHAL’i sürdürebilmek için böylesi ağır acılara yol açabilecek bir savaş eylemini başlattığı izlenimi edinilmektedir.”
Haksızlar mı? Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini bahane edip çıkarttığı ve 6. kez uzattığı OHAL ve KHK’lar ile ülkeyi yönetmiyor mu? Şimdi ‘savaşla yönetmek istiyor’ diyor bu aydınlar. Bunun neresi yanlış?
Başka ne diyorlar peki? “Türkiye’de yaşayan milyonlarca Kürt ve Arap’ın soydaşı olan Suriye Rojavası’ndaki Kürt ve Arapların diğer halklarla birlikte oluşturduğu yönetim biçimlerini tehdit olarak değerlendirmek demokrasi ve insan haklarına aykırıdır. Bu durum Türkiye’de bir arada barış içinde yaşamak isteyen halklar arasında derin kırılmalara sebep olabilecek ve Türkiye iç barışını büyük bir tehlikeye atabilecektir.”
Kürt meselesini çözmek için çözüm süreci başlatılmıştı. Talimatı bizzat kendisinin verdiğini defalarca kamuoyu ile paylaşmıştı Erdoğan. Şimdi PKK-PYD bahanesiyle bütün Kürt halkı düşman ilan edilmiş adeta. Savaş diyorlar başka bir şey bilmiyorlar.
Aydınlar ise Erdoğan’ın 3 yıl önceki ajandasına gönderme yapıyorlar: “Siyasal iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Türkiye içinde ve dışında çatışmaya ve savaşa dayalı politikalardan vazgeçiniz. Demokratik kurallar çerçevesinde bütün halklar ve inançlarla bir arada yaşama imkanı vardır. Yeter ki bu sorunlar hakkında barışçıl ve demokratik yollarla çözüm konusunda irade gösterilebilsin. Dünyada çok sayıda örnekleri olduğu gibi Türkiye’nin de Kürt sorununun çözümü için sahici bir çatışma çözümüne ihtiyacı vardır.”
Erdoğan da ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ (2005), ‘Ben bir Başbakan olarak Kürt sorununu savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim’ (2010), ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır’ (2011) demiyor muydu? Neki bu açaıklmaların tümünün yalan olduğu ,2015’te Erdoğan, ‘Ne Kürt sorunu kardeşim ya?’ diyerek aydınların anlamadığı noktaya savruluşuyla bugünkü halini izhar etmişti. ‘Ben bu işleri savaşarak çözeceğim’ demişti. Anlamamışız, anlayamamışız Erdoğan’ı. Aldatılmışız bütün bir halk olarak. Kürt, Türk, Çerkez, Arap…

 Savaşı, ölümü çılgınca savunan sahibinin sesi hükümete de muhalefete de diyecek bir şey yok. MHP zaten Saray’ın esiri. Ama HDP hedefe oturtularak sesi boğulurken, zindanlara doldurulurken,  CHP ile İYİ Partide Erdoğan savaş tamtamlarına omuz vererek Erdoğan'ın savaş politikalarına suç ortaklığı yapıyorlar.  Bir kez korku duymadan  işgalci ve gerici savaşa hayır diyerek Erdoğan'ın savaş politikalarının karşısında durmalıyız. Mücadele dışında başka bir yolda Erdoğan iktidarının içte ve dışta savaşla sonuç alma politikasına dur demek güç olacaktır.