Kırıkkale F Tipi Cezaevinden gazetemize
mektup yazan tutuklular, yaşadıkları hak ihlallerinin OHAL ile birlikte
arttığını anlattı.
Kırıkkale F Tipi Cezaevindeki tutuklular
yaşadıkları ihlalleri anlattı: Çatıya yerleştirilen MOBESE kameralar ile yatak
odaları gözetleniyor. Oda değişim talepleri ‘örgüte yardım’ olarak
değerlendiriliyor, yazdığımız defterlere ‘örgütsel materyal’ denilerek el
konuluyor!
Cezaevlerinden her gün yeni bir hak
ihlali haberi gelirken, Kırıkkale F Tipi Cezaevinden gazetemize mektup yazan
tutuklular, yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. OHAL’le birlikte yaşadıkları
ihlallerin katbekat arttığını ifade eden tutuklular, cezaevlerinde sürekli
olarak keyfi uygulamalara maruz kaldıklarını anlattı.
‘İNFAZ HAKİMLİĞİ CEZAEVİ İDARESİNİN NOTERİ
GİBİ!’
Kırıkkale F Tipi Cezaevinden gazetemize
mektup gönderen Yücel Kızmaz isimli tutuklu, darbe sürecinden bu yana siyasi
tutuklu ve hükümlülerin ayda bir kez gerçekleşen açık görüşlerinin iki ayda bir
şeklinde düzenlendiğini, cezaevi idaresinin bu durumu “Kapasite doluluğundan
kaynaklıdır” diye gerekçelendirdiğini aktardı. Gönderdiği mektupta idarenin
“doluluk” gerekçesinin inandırıcı olmadığını ifade eden Kızmaz, 80 civarında
mahpusun başka cezaevlerine sürgün edildiğini, cezaevi idaresinin uygulamayı,
keyfiyete, mağdur etme ve hak gaspına dönüştürdüğünü savundu. Siyasi
tutuklulara uygulanan hak gasplarının, ‘FETÖ’ tutukluları ve adli tutuklulara
uygulanmadığını öne süren Kızmaz, “FETÖ’cüler ve adli mahpusların aylık açık
görüşlerini yaptığını görüyor ve biliyoruz. Bu konuda infaz hakimliğine ve ağır
ceza mahkemesine başvurduk. Fakat verilen karar aynı yönde oldu. İnfaz
hakimliği ve ağır ceza mahkemesi adeta cezaevi idaresinin noteri gibi işlev
görmüştür. Bu uygulama hâlâ devam ediyor” dedi.
Kitapların cezaevi içine alınmasının bir
sorun haline dönüştüğünü yazan Kızmaz, “Ailelerimiz avukat ve ziyaretçilerimiz
adımıza ne kitap getirebiliyorlar ne de posta yoluyla gelen kitaplar tarafımıza
veriliyor. İnfaz hakimliği bu konuda da aynı tavır içerisinde. Yaptığımız
itirazlara ilişkin ‘itirazın reddine’ kararı verildi. Şu anda doğru düzgün
kitap okuyamıyoruz. Bu uygulama da FETÖ’cü ve adli mahkumlara uygulanmıyor.
Bize karşı özellikle eşitsizlik ve ayrımcılık gösteriliyor” ifadelerini
kullandı. Mektubunda, oda değişim taleplerinin de karşılanmadığını aktaran
Kızmaz, taleplerinin cezaevi birinci müdürü tarafından “Örgüte yardım olarak”
değerlendirildiğini anlattı. “Bu zihniyetle sorunların çözülmeyeceği açıktır”
diyen Kızmaz, bu konuda da çifte standart uygulandığını savundu.
Genel ve kısmi arama adı altında sık sık
arama yapıldığını kaydeden Yılmaz, “15-20 personel odaya girip arama yapıyor.
Yazmış olduğumuz defterlere el konularak soruşturma açılıyor. ‘Örgütsel
materyal’ denilerek açılan soruşturmalarla bizi kendilerince
sindirebileceklerini sanıyorlar” dedi. Sağlık sorunları yaşamalarına rağmen
“güvenlik” gerekçe gösterilerek hastaneye götürülmediklerini ifade eden Kızmaz,
“İdare hastaneye götürülmememizi dış güvenlikten, yani askerlerden kaynaklı
olduğunu söylüyor” dedi.
MOBESE İLE KOĞUŞLAR GÖZETLENİYOR
Cezaevinin çatısına MOBESE kameraları
yerleştirildiğini aktaran Kızmaz, yatak odalarının da gözetlemeye tabii
tutulduğunu söyledi. “Özelimiz ve şahsi yaşamımızın mahremiyetinin kalmadığını
belirtmek istiyorum” diye yazan Kızmaz, sorunlarının büyük bölümünün birinci
müdür geldikten sonra başladığını ileri sürdü. Kızmaz mektubunu şu sözlerle
noktaladı: “Birinci müdür, görevi kötüye kullanıyor ve ideolojik yaklaşıyor. Bu
müdür diyalogdan kaçınıyor ve görüşecek mercii bulamıyoruz. Müdürün bizlerle
personeli karşı karşıya getirme durumu var. Örnek olarak son 1-2 haftadır
cezaevi revir doktoruna çıktığımızda revire güvenlik gerekçesiyle ‘robokoplu’
personel koyduklarını gördük. Oradaki hekimin bunu kabul etmemesi gerekirken
sorun etmiyor. Güvenlik adı altında bizleri korkutmaya ve tedavimizi
engellemeye çalışıyorlar. Bu uygulamaya itiraz eden 4 arkadaşımıza disiplin
soruşturması açıldı. Bizlere dönük her türlü saldırı ve baskıdan cezaevi
birinci müdürünün sorumlu olduğunu belirtiyoruz.”
CEZAEVİNDEKİ BERBERDE MAKAS YASAK
Yine Kırıkkale F Tipi Cezaevinden
gazetemize mektup gönderen tutuklular Hüseyin Bektaş, M. Faruk Araz ve İsrafil
Araz da Kızmaz’ın aktardıklarına ek olarak, cezaevi içindeki berberde makasın
yasaklandığını yazdılar. Bektaş, “Şu an cezaevinde saç tıraşı olamıyoruz. Makas
yasağına gerekçe ‘güvenlik’ olarak gösteriliyor ve Adalet Bakanlığı genelgesine
dayandırılıyor. Ama bu ‘gizli’ ibareli genelgeyi her ne hikmetse bize
göstermiyorlar. Nasıl tıraş olacağız? Tek tip elbise hazırlığı gibi makas
yasağı da tek tip homojen bir cezaevi yaratma arayışı” dedi
Kaynak:Evrensel