DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, 13
Mart 2018 tarihinde İstanbul'da yaptığı toplantının sonuç bildirgesini
paylaştı. OHAL nedeniyle işçi sınıfının haklarının savunmanın giderek
güçleştiğine dikkat çeken DİSK Başkanlar Kurulu yaptığı açıklamada, “1 Mayıs'a
giden sürecin "emeğin demokrasi seferberliği”ne dönüştürülmesine, 1 Mayıs
2018 Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nün, başta İstanbul olmak üzere, ülkenin
dört bir yanında yaygın ve kitlesel biçimde, emeğin büyük demokrasi buluşmaları
olarak örgütlenmesine, bu süreci en geniş emek ve demokrasi güçleriyle beraber
yürütmeye karar vermiştir” ifadelerine yer verdi.
‘İŞÇİ SINIFININ HAKLARINI SAVUNMAK
GİDEREK GÜÇLEŞMEKTEDİR’
DİSK Başkanlar Kurulu açıklamasında
şöyle denildi: “Türkiye'de bir rejim değişikliği süreci hızla ilerlerken,
demokrasi, adalet, laiklik, toplumsal barış ve kardeşlik, Anayasal sınırları
aşan fiili bir OHAL rejimine kurban verilmekte, böylesi bir ortamda işçi
sınıfının haklarını savunmak giderek güçleşmektedir” denilen açıklama şöyle
devam etti: “Ülkemizde kurulmak istenen yeni rejim, Türkiye nüfusunun dörtte
üçüne ulaşan ve ücretiyle yaşamaya çalışan büyük bir kesim için, yani
‘Cumhur’un çok büyük bir çoğunluğu ve Cumhuriyetin geleceği için tehdittir.
Kalıcılaştırılmak istenen yeni rejimin nasıl bir rejim olduğuna, bu rejimin
hangi sınıfların çıkarına, hangi sınıfların zararına olduğuna, 20 Temmuz
2016'dan beri tanığız. Bu düzen, ‘OHAL'den istifade’ grevlerin yasaklandığı,
sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir düzendir. Bu düzen, taşerona
kadro gibi milyonları ilgilendiren, çözümü konusunda toplumsal ve siyasal
mutabakat sağlanan bir konunun bile, ayrımcılığa ve hak kayıplarına neden
olacak, hak aramayı sınırlayacak biçimde KHK ile düzenlendiği bir düzendir. Bu
düzen, sayısı 6 milyona ulaşan işsizlerin ‘geçinemiyoruz, açız’ çığlıkları
yükselirken, işsizlik fonu paralarının KHK ile patronlara aktarıldığı bir
düzendir. Bu düzen, iş güvencesinin devlet eliyle yok edildiği, tek imzayla,
tek emirle, herkesin ama herkesin işsiz kalabildiği bir düzendir. Bu düzen,
salon toplantılarından yürüyüşlere, imza toplamaktan mahkemeye başvurmaya kadar
her türlü demokratik hak arayışının keyfi biçimde kısıtlandığı, engellendiği;
sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının tahakküm altına
alınmaya çalışıldığı; işçi sınıfı başta olmak üzere toplumun neredeyse tamamına
‘sana verilenle yetin’ denilen bir düzendir. Bu düzen emeğin, doğanın,
kentlerin, eğitimden sağlığa tüm temel hakların sınırsız kar ve rant arzusuna
teslim edildiği bir düzendir. Bu düzen, Soma'dan, Ermenek'ten ders çıkarmayan,
işçi sağlığı ve iş güvenliğini sermayenin kar hırsına terk eden, bir yılda 2006
işçinin çalışırken öldüğü bir düzendir. Bu düzen hukukun yerini fermanların,
sosyal hakların yerini ulufenin, diyalogun yerini çatışmanın, liyakatin yerini
sadakatin aldığı bir düzendir. Bu düzen cumhuriyetin laiklik ve demokrasi gibi
temel nitelikleriyle, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ gibi temel kurucu
ilkeleriyle ve temel yurttaşlık haklarıyla çatışan bir düzendir.”
ALINAN KARARLAR
“Bu düzene itirazı olan, ülkenin
geleceğine dair endişe duyan, demokrasiye, barışa ve adalete hasret milyonlar
ve yeni rejimin boğucu karanlığından kurtarılması gereken ülkemiz hiç olmadığı
kadar emeğin birleştirici ve dönüştürücü gücüne ihtiyaç duymaktadır” denilen
açıklamada, alınan kararlar şu şekilde sıralandı:
1. Taşeron işçilerin kadroya geçiş
sürecindeki haksızlıkların, hukuksuzlukların, ayrımcılıkların ve hak
kayıplarının takipçisi olmaya devam edilmesi gerektiğini konusunda görüş
birliği içerisinde olan DİSK Genişletilmiş Başkanlar kurulu, tüm taşeron
işçiler için "Ayrımsız, kayıtsız, şartsız kadro” talebini bir kez daha
hatırlatır ve başta taşeron çalıştırma ve özel istihdam büroları aracılığıyla
işçi kiralama olmak üzere tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerinin yasaklanması
için mücadeleye devam edileceğini ilan eder.
2. İşçi sınıfının 80 yılda emekleriyle
var ettiği ülkenin tüm birikimini satarak "günü kurtmaya” çalışan ekonomi
yönetimi anlayışının yeni hedefi şeker fabrikalarıdır. DİSK Genişletilmiş
Başkanlar Kurulu, çokuluslu şeker tekellerinin çıkarları doğrultusunda
işçileri, şeker pancarı üreticilerini ve halk sağlığını olumsuz etkileyecek bu
özelleştirme girişimine karşı mücadeleyi ve dayanışmayı, ülkemizi ve işçilerin
haklarını savunmanın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü ilan eder.
3. Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz,
yıllarca bu ülke için emek verip, sigortalılık süresini dolduran ancak yaş
şartını nedeniyle emekli olamayan yüzbinlerin emeklilik hakkı için verdikleri
mücadeleye desteğini ilan eder.
4. 2019 yerel ve genel seçimlerinin,
OHAL'in, savaşın, şiddetin sürdüğü, yurttaşların büyük bölümünün
ötekileştirildiği, seçim kanununun yeni rejimin bekası için değiştirilerek
seçim güvenliğinin tahrip edildiği bir atmosferde yapılması halinde, adil ve
eşit seçimler olarak değerlendirilemeyeceğinin, seçimlere gölge düşeceğinin
altını çizen DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, OHAL'siz, savaşsız, adil ve
eşit seçimler doğrultusundaki tüm çabaları destekler.
5. İşçi sınıfın haklarını
koruyabilmesi/geliştirebilmesi için, ülkemizin bugünü ve yarınları için
"acil demokrasi” ihtiyacını göz önüne alan DİSK Genişletilmiş Başkanlar
Kurulu;
* 1 Mayıs'a giden sürecin "emeğin
demokrasi seferberliği”ne dönüştürülmesine,
* 1 Mayıs 2018 Birlik Mücadele ve
Dayanışma Günü'nün, başta İstanbul olmak üzere, ülkenin dört bir yanında yaygın
ve kitlesel biçimde, emeğin büyük demokrasi buluşmaları olarak örgütlenmesine,
* Bu süreci en geniş emek ve demokrasi
güçleriyle beraber yürütmeye karar vermiştir.