27 Nisan 2018 Cuma

Eliaçık: Söylediğim sözlerimin arkasındayım; yapılanlar vahşet ve insanlık dışıydı..!



İstanbul 26'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde Antikapitalist ilahıyatçı yazar İhsan Eliaçık'a "Örgüt propagandası yapmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Soruşturmaya gerekçe olarak Yazar Eliaçık’ın, 13 Aralık 2015 tarihli Demokratik İslam Kongresi (DİK) Gençlik Komisyonu’nun düzenlediği “Demokratik ve Özgürlükçü İslam” konulu konferansta yaptığı "Türkiye, Kürdistan'da savaş suçu işliyor" konuşması ve 11 Ocak 2016 tarihli bir röportajda söylediği "Özyönetimi savunmak, bunu dillendirmek hainlik ise 1921 Anayasası hain bir Anayasa idi" sözleri gösterildi.
Eliaçık’a verdiği cezada indirim yapmayan mahkeme, yurt dışı ve İstanbul dışına çıkmama yasağı ile birlikte haftada iki gün imza adli kontrolü uygulanmasına karar verdi.
‘KAPİTALİZME ABDEST ALDIRIYORLAR’
Mahkemenin verdiğini kararı değerlendiren İhsan Eliaçık, kararın siyasi ve önceden verilmiş bir karar olduğunu ifade etti. Eliaçık, "İktidara on yıldır yönelttiğim bazı eleştiriler var: Haram yiyorlar, haram parayla zenginleşiyorlar, Müslüman halk yoksulluk içerisinde yaşarken Saray yapılmaz, iktidarın kendilerini zengin etmek dışında hiçbir davası yok. Kapitalizme abdest aldırıyorlar. Bu eleştirilerime ses etmiyorlar, bu sözler hakkında hiç dava açılmadı çünkü eğer bu noktalardan ceza verirlerse, yargılarlarsa muhafazakar taban nezdinde zor duruma düşerler. Müslüman kesim onlara, 'Peygamberin hayatını savunan, Ebû Zer-i Gıfârî'nin görüşlerini savunan kişiyi mi yargılıyorsunuz, ona mı ceza veriyorsunuz' diyecektir. Bunu yapmadılar ve topu taca atarak, önce FETÖ'den hakkımda bir şeyler aradılar, bulamadılar, şimdi de 'PKK’nin propagandasını yapıyor' diye oradan kulp takarak söylediğim sözleri böyle cımbızlayıp alakasız bir yerden cezalandırıyorlar" ifadelerini kullandı.
'YAPILANLAR VAHŞET VE İNSANLIK DIŞI'
DİK'te kendisine sorulan bir soru üzerine Hz. Muhammed'in Hendek Savaşı'nı anlattığını ve bunun mahkemece başka tarafa çekildiğini aktaran Eliaçık, ikinci olarak da güvenlik güçlerinin "terörle mücadele" adı altında yapmış olduğu bir takım hak ihlallerini eleştirmemi öne sürdüklerini belirtti. Eliaçık, “Mahkemenin 'örgüt propagandası' dedikleri şeyler; Varto’da Kevser Ertürk isimli PKK’li kadının öldürüldükten sonra çıplak teşhir edilmesi ve çıplak fotoğraflarının sosyal medyada yayınlanmasını eleştirmem. Sonra Silopi’de Taybet Ana'nın cenazesinin 7 gün sokakta bekletilmesi, bir de Şırnak’ta Hacı Lokman Birlik’in cenazesinin zırhlı aracın arkasından sürüklenmesidir. Ben bunların cenazelerine yönelik yapılan muamelelerin insanlık dışı, vahşet olduğunu, ahlaksızca bir muamele olduğunu söyledim. Ve yine söylüyorum. Üstelik bunlar, Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı ve suçtur. Mevcut Türk Ceza Kanunu'nun 132. bendine göre de ölüye karşı işlenen suçlar kapsamına girdiğinden dolayı suçtur. Ve bunun 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü söylüyorum. O zaman da aynı şeyleri söyledim. Keza bunun İslam dininin hükümlerine göre de haram olduğunu söylüyorum" dedi.
'HUKUK MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİM'
Mahkemenin kendisine "Pişman mısın?" sorusu sorduğunu ve kendisinin de pişman olmadığı cevabını verdiğini söylediğini aktaran Eliaçık, devletin o gün yaptıklarının bugün de suç olduğunu söylemeye devam ettiğini vurguladı. Bunu yapanların görevden alınması ve cezalandırılmaları gerektiğini vurgulayan Eliaçık, "Benim mahkemede yaptığım savunmaları hiç dikkate almadılar ve 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiler. Yurtdışı, İstanbul dışına çıkış yasağı ve Pazartesi ve Cuma günleri imza atma adli kontrol getirdiler. Hapis cezasını bölgesel mahkemede eğer onaylarsa Ankara’ya temyize gidecek. Adli tedbirlerin kaldırılması için dilekçe verdik. Eğer kaldırmazlarsa her ay tekrar tekrar dilekçe vererek bu adli tedbirlerin kaldırılmasını isteyeceğiz. Onun için de şuanda dilekçelerimizi verdik ve sonucu bekliyoruz. Hukuk mücadelesine her fırsatta devam edeceğiz" diye aktardı.
'12 EYLÜL'Ü DE 28 ŞUBAT'I DA YAŞADIM AMA...'
Ağustos ayının sonuna kadar konferans, seminer ve kitap fuarlarında olması gerektiğini fakat yasak olduğu için telekonferans, video konferans yoluyla katıldığını söyleyen Eliaçık mücadeleye devam ettiğini belirterek şunları dile getirdi: "İstanbul’un dışına çıkmadan insanlara bu şekilde ulaşma yollarını denemiş oluyorum. Bu şekilde mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu ceza aslında had bildirme oluyor. Yani 'Biz sana haddini bildiririz fazla ileri gidiyorsun' demek istiyorlar. Aşama aşama bunları uyguluyoruz bunları yerine getirmediğin takdirde içeri alırız. 'Tutuklama vermediğimize dua et' anlamına getiriyorlar ve beni korkutmak ve eleştirilerimden vazgeçirmek için insanlarla buluşmamı engelliyorlar. Ben 12 Eylül’de de yargılandım, 28 Şubat da, hiç böyle bir cezayla karşılaşmamıştım. Bunlar bizi yıldıracak konular değildir. Mücadeleye devam edeceğiz."
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI - BİLAL SEÇKİN