28 Nisan 2018 Cumartesi

TV 10 eylemi sonlandırıldı: Su akıp yatağını bulacak..!


Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan TV10’un çalışanları ve izleyicileri, televizyonlarının açılması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 82’nci haftasında yine Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. “Alevilerin sesi TV10 susturulamaz” pankartının açıldığı eyleme, Munzur Çevre Derneği, Cumartesi Anneleri, Alevi kurumları ile tutuklu TV10 çalışanlarının aileleri de katıldı. Eyleme katılanlar arasında tutuklu TV10 çalışanı Kemal Demir’in eşi ile 1 yaşındaki oğlu Roni de vardı.
Bu haftaki eylemde konuşan TV10’un Yayın Koordinatörü Turabi Kişin, “Bizler 82 haftadır bu meydanda KHK ile kapatılan hakkın ve hakikatin sesi olan TV10'u geri almak için siz değerli dostlarımızın da desteğiyle sesimizi yükseltiyoruz. Darbe girişimini ‘Allah'ın lütfu’ olarak değerlendiren mevcut iktidar muhalif olan, eşit yurttaşlık ve demokratik haklar temelinde mücadele yürüten tüm toplumsal kesimleri susturmayı, elde ettiği kazanımları gasp etmeyi esas aldı” diye konuştu.
‘Nefessiz bırakılmaya çalışıldı’
Saldırı dalgasıyla çok sayıda radyo ve televizyon, yine sayısı yüzlerle ifade edilen gazete, ajans, internet sitesinin kapatıldığını dile getiren Kişin, şöyle devam etti: “Malları yandaşlara peşkeş çekilerek, demokrasi talebinde bulunan toplumsal kesimler ifade araçlarından yoksun bırakıldı. Alevi toplumunun, toplumsal dayanışmanın en iyi örneklerinden biri olan lokma kültürüyle kurduğu TV10 da bu saldırı dalgasından nasibini aldı. 28 Eylül 2016 tarihinde ekranı karartılan, 4 Ekim 2016 tarihinde kapısına mühür vurulan ve 23 Şubat 2017'de de malları TMSF eliyle yandaşlara peşkeş çekilen Alevilerin Sesi TV10'la sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da da demokrasi damarının en etkili kesimi nefessiz bırakılmaya çalışıldı. Tüm başvuru ve girişimlerimize rağmen şu ana kadar hangi gerekçeyle kapatıldık bilmiyoruz. Avukatlarımızın başvurularına rağmen bize bildirilen resmi bir evrak olmadığı gibi işleyen bir hukuki süreç de yok. süreç de yok. Hiçbir mahkeme sorumluluğu üstlenmiyor.”
‘Televizyonumuzu geri alamadık ama…’
“Belki televizyonumuzu geri alamadık; ama kötü olan, yanlış olan, haksız olan birçok şeyi bu meydanda deşifre ettik” diyen Kişin, şunları dile getirdi: “Bizi yalnız bırakmayan Alevi toplumu ve örgütleri ülkenin gidişatına dair bu meydanda sözünü söyledi. Sivil toplum örgütleri, basın örgütleri, çevreciler, Cumartesi Anneleri, siyasi partiler ve tek tek bireyler de bu meydanda sözünü söyledi. Bir haksızlığa dikkat çekmek, Alevi toplumunun sesinin kısılamayacağını haykırmak, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların son bulmasını istemek için bu meydanda olduk. Bu eylemle murat ettiğimizi önemli oranda başardığımıza inanıyoruz.”
Yaşanan süreci ‘karanlık’ diye tanımlayan Kişin, bu günlerin geride bırakılacağına inandığı belirterek, “Su akıp yatağını bulacaktır. Biz Alevi gazeteciler de bu yatağın içinde üzerimize düşen rolü oynayacağız” dedi.
Açıklamanın ardından lokma dağıtıldı.