Türkiye’nin dört bir yanından özgürlük
isteyenlerin buluştuğu Özgürlük Buluşması’nın sonuç metni açıklandı. Sonuç
metninin okunmasından sonra salondan “Diktatörlük değil, özgürlük kazanacak”
sloganları yükseldi
Bugün 22 Nisan günü Ankara’da İnşaat
Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu’nda Türkiye’nin dört bir yanından
özgürlük isteyenler bir araya geldi. Buluşma öncesinde yapılan toplantılarda
çıkan mücadele başlıkları üzerinden poster çalışmaları yapıldı ve çalışmaların
sonuçları yapılan forumda değerlendirildi.
“KENDİNDEN BAŞKA KURTARICI ARAMAYANLAR”
ÖZGÜRLÜK BULUŞMASI’NDA
Forumlarına ardından Özgürlük
Buluşması’nın sonuç metni açıklandı. Sonuç metnini Türk Tabipler Birliği Onur
Kurulu üyesi Ali Çerkezoğlu okudu. Çerkezoğlu, “İrademizi çalmaya çalışan, ülkemize
felaketten başka bir şey vaat etmeyen, çözümsüz ve gayrimeşru iktidara karşı
çoğunluk olduğumuzu göstererek ses çıkaralım, Diktatörlüğü durduralım, ülkemizi
yeniden kuralım” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Dünün devrimci birikimini bugünün direniş
dinamikleriyle buluşturacak, ülkemizi yeniden kuracağız!
Bizler, gece gündüz çalışıp
geçinemeyenler, işsizler, iş cinayetlerine kurban edilip eğitim sisteminin
enkazı altına bırakılanlar; sokakta özgürce yürüyemeyenler; her kanalda aynı
sesi duymaktan bıkan, özgürce yazı yazamayanlar; üniversitede eğitim görme
hakkı elinden alınıp hukuksuzca işlerinden atılanlar; toprakları zehirlenip,
tüm varlıkları yağmalananlar; çocuklar ölmesin deyip bebeleriyle onurla hapse
girenler; sahneden indirilmek istenenler; sahneyi hiç terk etmeyenler.
Milyonlarız ve biliyoruz: Memleketin geleceği, halkın mutluluğu; eşit, özgür ve
kardeş yurttaşlar olarak yaşama hakkımız, meşruiyetini ve memleketin
sorunlarını çözme yeteneğini tümüyle yitirmiş olan Tek Adam’ın tehdidi altındadır.
Milyonlarız ve görüyoruz: Yaşama, var olma ve mutlu olma hakkımızı yağma, yıkım
ve hukuksuzlukla ihlal eden Tek Adam, kendi suretinden yarattığı bir baskın
seçimle kendi çözümünü üretmeye çalışmaktadır. Yağmacı ekonomisi krize girmiş;
fetihçi Ortadoğu maceraları büyük riskler üretmiş; Kürtlere karşı savaşı
siyaseti toplumsal ayrışmayı büyüterek ülkenin iki yakasını birbirinden
ayırmış; Hapisteki vekilleri, kayyum belediyeleri, atama rektörleri ile
Türkiye’yi seçilmişler değil atanmışlar tarafından yönetilen bir ülke haline
getirmiş; toplumsal çürüme abarmış ve tabanında erimeler başlamışken…
Olağanüstü Hal koşullarında; adil seçim ilkesine aykırı yasalarla; kuşatılmış
bir medyayla memleketi teslim alacağını sanmaktadır. Milyonlarız ve
haykırıyoruz: Memleket Biziz! Tek Adama Bırakmayacağız!
Örgütleneceğimiz “meclislere”, sözümüzü
dillendireceğimiz “masalara”, eylemimizi yayacağımız “yürüyüş kollarına”
ihtiyacımız var. Kuracağız.
Dünün devrimci birikimini bugünün
direniş dinamikleri ile buluşturarak ülkemizi yeniden kurmaya söz veren bizler,
iktidarın krizinin derinleştiği bu anda gündeme getirdiği bu özgür olmayan
seçime; sandığı kuşatan, muhalefeti güçlendiren ve iktidarın gayrimeşruluğunu
teşhir edip zayıf noktalarını hedef alan, Tek Adam’ı durdurma hedefli bir
hareketle yanıt vermeyi önümüze koyuyoruz.
Bu perspektifle;
Seçim sürecindeki tutum, neoliberal
kapitalizme karşı sol değerler ekseninde bir kurucu irade oluşturmaya yönelik
olarak yürütülecek uzun soluklu mücadelenin bir taktik evresi olarak değerlendirilmelidir.
Bu koşullarda girilecek bir seçim süreci
öncesi ve sonrasıyla büyük bir halk seferberliği olarak yaşanabilir. Biliyor ve
görüyoruz ki, baskın seçim büyük bir hukuksuzluk olarak yaşanacak. Böyle bir
süreç sadece aday çalışması ve sandık tutumuyla sınırlandırılamaz. Çoklu
görevler; seçim süreci, seçim anı ve seçim sonrasını kapsayan yığınak olarak
görülmeli; kalıcı örgütlenmeler yaratılmalı, etkili bir teşhir çalışmasının
araçlarının; hukuksuzluk ve baskıları delen araçların ve eylem imkânlarının
yaratılması gündeme alınmalıdır. Meclisler bu çalışmaların herkese açık kalıcı
örgütlenme odakları haline getirilmelidir.
Tek Adamın sandıkta geriletilmesi,
başarısızlığa uğratılması önemlidir: Tek Adam karşısındaki tüm sol partileri
halkın sandıkta sol değerlerle arkasında durabileceği, arkasında
birleşebileceği adaylar göstermeye; sol adına aday olan isimleri; halkın
direnme imkanlarını güçlendiren; bu imkanların sözcülüğünü yapan bir çalışmanın
parçası olarak davranmaya çağırıyoruz.
Sandık güvenliğine yönelik çalışmalar
gerek iktidarın meşruiyet problemini açığa çıkarmak gerek muhalefet hareketine
sürece seçim anı ve sonrasında canlı bir müdahale kanalı sunmak açısından önem
taşımaktadır ve aktif katılımla değerlendirilmelidir. İktidarın alışık olduğumuz
hamlelerine karşı meydanı boş bırakmayan bir irade oluşturulmalıdır.
Sonrasındaki çoklu krizlere yanıt üretebilmelidir.
Eğitim hakkı mücadelesi, savaşa karşı
barış ve şovenizme karşı kardeşlik mücadelesi, kadın özgürlüğü mücadelesi,
heteronormativiteye karşı LGBTİ mücadelesi, vegan mücadelesi, gençlik
mücadelesi, çocuk istismarına karşı mücadele, gericiliğe karşı laiklik
mücadelesi, kentlerin ve doğaların yağmalanmasına karşı kent ve yaşam hakkı
mücadeleleri, emek düşmanlığına karşı mücadelesi ve iktidarın içine battığı
çürüme karşısında her alanda yükselteceğimiz özgürlük mücadeleleri “Memleket
Biziz” diyen bizlerin saflarını genişletecek, kendi sınırlarına dayanan
iktidarın krizini derinleştirecektir. Saydığımız bu alanlardaki bütün direnme
eğilimlerini bizzat örgütleyerek ya da dayanışarak güçlendirmeyi
hedefleyeceğiz.
Solun ortak hareket zeminlerini
güçlendirmek için çalışacağız.
Bizim gibi direnenlerle yan yana
gelecek, bu yan yana gelişin olanaklarını geliştirecek, yeni katılımlara
kapımızı açık tutacağız. İktidar tarafından darbelenen tüm toplumsal alanların
eylemliliklerinin kazanımlarını garantiye alacak ufuk demokratik ve halkçı bir
anayasadır.
İrademizi çalmaya çalışan, ülkemize
felaketten başka bir şey vaat etmeyen, çözümsüz ve gayrimeşru iktidara karşı
çoğunluk olduğumuzu göstererek ses çıkaralım, Diktatörlüğü durduralım, ülkemizi
yeniden kuralım.
Memleket Biziz! Gelecek Biziz!
kaynak:sendika.org.