Asmin, Dicle Üniversitesi'nde okuyor. 21
yaşındaki genç kadın, OHAL'in ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerine dikkati
çekiyor. "Tek tipleştirilme ve ötekileştirilme politikası izlendiğini
belirterek, "Dicle Üniversitesi'nde hep bir denetim söz konusu. Bu röportaja
bile tereddütle yaklaştım ne yazık ki" diyor. diyor.
"OHAL gerekli"
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi
Necmettin, 23 yaşında. OHAL'in hayatını olumlu yönde etkilediğini söylüyor.
"Çünkü Nurtepe civarında oturduğumdan evime gitmekte zorlanıyordum. Her
gün farklı bir olay oluyordu, bunların artık birçoğu olmuyor" diyor.
Ardından da, OHAL nedeniyle çevresinde etkilenen insanlar olduğunu ekliyor ve
bu nedenle uygulama nedeniyle arafta hissettiğini dile getiriyor. "15
Temmuz'da gördük, devletleşen bir terör örgütünden bahsediyoruz. Bu insanlar
yüzlerce insanı öldürdüler ve öldürebilir. Ayrıca dünya da kaos içindeyken
bizim buna demokratik cevap vermemiz pek mümkün değil" diyor. OHAL'in
gerekli olduğunu belirterek, "Ama OHAL ile devamlı olarak yönetilemez"
diye konuşuyor.
"İç huzursuzluk söz konusu"
ODTÜ'de okuyan ve ismini vermek
istemeyen 19 yaşındaki bir kadın öğrenci, "OHAL hayatıma girdiğinde
aslında pek de etkileyeceğini düşünmemiştim çünkü yasaklamalar ve kısıtlamalar
hayatımı pek de etkilemiyordu" diye sözlerine başlıyor. ODTÜ kampüsünde
yaşadığını söyleyerek, zamanının çoğunun "ders-kütüphane-yurt" üçgeni
içinde geçtiğini ifade ediyor. "Yaşadığım yerden dolayı gözle görülür bir
baskı yok belki ama bir iç huzursuzluk söz konusu. Kampüs dışına çıktığımda
olay daha farklı. Ankara'da rastgele polisler tarafından çevrilebilmek ve
hiçbir şey soramamak, sorduğumda ise asla bilgilendirici cevaplar alamamak
korku yaratıyor" diyor. Sosyal medyada paylaşım yapmaktan genellikle
çekindiğini ekleyerek, "Sosyal yardım projeleri için bile toplansak bu
toplantılar beni geriyor" diye konuşuyor. Okuldaki etkinliklerin
kısıtlandığını da dile getirerek, bu sene şenlikler için valiliğin 1 gün izin
verdiğini ancak normalde şenliklerin dört dün sürdüğünü hatırlatıyor.
"Siyasi irademiz yok sayıldı"
Hayrettin, 21 yaşında. Siirt'te okuyor.
OHAL için, "Demokrasinin ayaklar altına alınıp ülkedeki her oluşumu kendi
denetimlerine almaları için iyi bir yöntem" diyor. OHAL döneminde
çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile aidiyet hissettiği tüm dernek
ve platformların kapatılması ile koca bir boşluk sürecine girdiğini söylüyor.
"Neredeyse sesimizi duyuran tüm medyaya da ambargo uyguladılar. Hem
sesimizi duyuramaz olduk hem de özgürce haber alma hakkımızdan mahrum kaldık"
diyor. OHAL sürecinde yaşanan siyasi gelişmelere de dikkati çekerek, "Oy
verdiğimiz ve hepsinde de ezici çoğunlukla seçilen belediyelerimize kayyumlar
atandı, milletvekilleri tutuklanarak iradelerimiz yok sayıldı" diye
konuşuyor. Hayrettin, üniversitedeki hocalarının sadece düşüncelerini ifade
ettikleri için "terör örgütü üyeliği" iddiasıyla ihraç edildiklerini
de belirterek, "Kısaca yaşamımın birçok yerinde OHAL'in olumsuzluklarını
yaşıyor, yaşıyoruz" diyor.
"Bu röportaja bile tereddütle
yaklaştım"
Asmin, Dicle Üniversitesi'nde okuyor. 21
yaşındaki genç kadın, OHAL'in ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerine dikkati
çekiyor. "OHAL, ifade özgürlüğünün olmadığı bir coğrafyada daha çok
baskılanması, hatta sıfıra indirilmesi anlamına geliyor" diyor. Öğrenciler
olarak sıkıntı çektiklerini dile getirerek, "Bizim için çok daha kötü.
Öğrenciler daha çok sorgulamaya yönelik olduğu için önümüze devamlı set
çekiliyor" diyor. Gerek sosyal medyada gerekse üniversite ortamında sivil
polislerle karşı karşıya kaldıklarını söyleyerek, "En sıradan sohbette
bile kelimelerini seçerek konuşma zorunluluğu yaratıyor. Aslında bu hem
fiziksel hem de psikolojik bir etki" diye konuşuyor. Tek tipleştirilme ve
ötekileştirilme politikası izlendiğini ekleyerek, "Dicle Üniversitesi'nde
hep bir denetim söz konusu. Bu röportaja bile tereddütle yaklaştım ne yazık
ki" diyor.
"Şehirde 1 Mayıs havası yok"
Akdeniz Üniversitesi'nde okuyan Yasemin,
OHAL'in doğrudan kendi hayatına ya da çevresine bir etkisi olmadığı görüşünde.
23 yaşındaki Yasemin, "Ancak öğrenci etkinliklerine etkisi var"
diyor. Üniversitelerde muhalif öğrenci örgütlenmelerinin çalışmalarına izin
verilmediğini dile getirerek, "AKP'li örgütlenmelere bir müdahalede
bulunulmuyor. Hatta imkân da sağlanıyor" diye konuşuyor. Yasemin, erken
seçim kararı ile cumhurbaşkanı adayı olacak kişilerin çalışmalarının
engelleneceğini düşünüyor. "Genel anlamda mevcut egemenden yana çıkacak
adayların çalışmasına ket vurulacak. Muhalifler üzerinde kurulan baskı adaylara
da yansıyacak diye düşünüyorum" diyor. Öte yandan, 1 Mayıs'ın yaklaşmasına
rağmen kentte bir hareketlilik olmadığını da belirterek, "Normalde
çalışmalar iki hafta öncesinden başlardı. OHAL nedeniyle herhangi bir çalışma
yok" diye ekliyor.
"Muhaliflere yönelik bir OHAL
var"
Artvin'in Hopa ilçesinde yaşayan Atakan,
26 yaşında. Lise mezunu olan Atakan, şu an için işsiz. "Sadece muhaliflere
yönelik bir OHAL var" diyor. Kendi hayatını oldukça olumsuz bir şekilde
etkileyen bir durum olmadığını söylüyor. "Hayatımızı etkileyen bir durum yok
ama OHAL muhaliflere yönelik olduğu için eylem ve etkinliklere çok sayıda polis
katılıyor" diyor. Hopa'da yapılmak istenen eylemlerin engellenmek
istendiğini fakat genellikle başarılı olunamadığını söylüyor:
"Yasak diyorlar ama biz yine de
yasaklamalara rağmen yapıyoruz. Mesela, laiklikle ilgili yapmak istediğimiz
basın açıklaması engellenmek istendi ama yine de yaptık."
Atakan, OHAL altında kimsenin yaşamak
istemeyeceğini düşünüyor. "İş hayatından tutun, her şeyi etkiliyor.
Etrafımda atanamayan çok sayıda öğretmen var. Güvenlik soruşturmasından
etkileniyorlar" diyor.
"Yurtdışına gitmeyi
düşünüyorum"
İzmir'de yaşayan Fatma Kızılırmak, 24
yaşında. Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları'nda yüksek lisans yapan
Fatma, akademisyen olmak istiyor. Ancak Türkiye'de mevcut koşullarda öğretim
üyeliği yapamayacağını düşündüğünden gitmeye karar vermiş:
"Amacım sadece bir kuruma bağlı
olmak değil, bilimsel üretim yapmak. Bu koşullarda bunu gerçekleştiremiyoruz ne
yazık ki. Türkiye'de bilimsel üretim yapamayacağım için ayarlayabilirsem Ekim
ayında yurtdışına gitmek istiyorum."
OHAL'in uzatılmasının gençler açısından
işsizlik konusunda olumsuz etkiler yarattığı kanaatinde. En çok baskıyı iş
alanında hissettiklerini, iş bulamadıklarını söylüyor. Ayrıca OHAL'de kadın
olmak konusunda da ifade etmek istedikleri var:
"OHAL'de kadınsan kimse seni
dinlemiyor, haklarını savunamıyorsun. İzmir'de 8 Mart'ta polis bizi yürütmek
istemedi ama gruplar olarak ayrılarak ayrı da olsa yürüdük. Kadınlar, her baskı
ortamında bir direnme yolu sunabiliyor."
24'ten Burcu Karakaş'ın haberi;