Hasan Cemal'in "Akar Paşa, Gül'ü
ziyaret etti, sıra Akşener'e gelebilir mi?" başlıklı yazısı şöyle;
Yıl 1938
Atatürk'ün ölümü üzerine yeni
cumhurbaşkanı seçilecek. Ordu Komutanı Fahretttin Altay, "Birinci Ordu’da
kolordu ve tümen komutanlarıyla bir toplantı yaptık ve ve İsmet İnönü üzerinde
karara vardık" der.
Yıl 1961
27 Mayıs darbesi sonrasında
Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Adalet Partisi, anayasa profesörü Ali Fuat Başgil'i
aday göstermeye hazırlanıyor ama asker karşı. Bazı paşalar, Ali Fuat Başgil'i
Başbakanlığa çağırır ve "Orduda yeni bir cunta kurulmuştur, size cuntadan
aldığımız emri tebliğ ediyoruz" diyerek anayasa profesörünü adaylıktan
vazgeçirirler.
Yıl 1973
12 Mart darbesi sonrasında
Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Genelkurmay Başkanı Gürler Paşa Çankaya'yı istiyor.
Hava Kuvvetleri Komutanı Batur Paşa jetlerini Çankaya Köşkü üzerinde uçuruyor.
Ama iki sivil lider Demirel'le Ecevit, büyük paşaların oyununu bozup Moskova
Büyükelçisi Fahri Korutürk Paşa'yı cumhurbaşkanı seçiyor.
Yıl 1996
Başbakanlık Konutu. Başbakan Çiller'in
önemli bir ziyaretçisi vardır: Genelkurmay Başkanı Karadayı Paşa. Genelkurmay
Başkanı, Çiller'i ziyarete sivil araba ve sivil kıyafetle gizlice gelmiştir.
Erbakan'ın koalisyon ortağı olmasına ordunun karşı olduğunu söyler, gider.
Yıl 2007
Asker, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı
olmasına karşıdır. Zamanın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa gece yarısı bir
muhtıra yazar ve 27 Nisan Muhtırası Genelkurmay sitesinde yayınlanır. Ama
Erdoğan-Gül ikilisi sağlam durunca, Gül'e Çankaya yolu açılır. (*)
Bütün bunlar yaşandı.
Yine yaşamaya devam ediyoruz.
Yine bir Genelkurmay Başkanı, Hulusi
Akar Paşa, bir gece vakti, sivil giysileriyle Abdullah Gül'ü gizlice ziyaret
etti ve anlaşılan o ki, Gül'ün Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçmesini istedi
Siyaset yaptı
Erdoğan adına politika kulisine girdi ve
siyasete derin bir müdahalede bulundu Akar Paşa...
Devlet memuru olarak suç işledi.
Eskiden askeri vesayet vardı
Bugün de sivil vesayet, daha doğru
deyişle, Erdoğan'ın sivil darbesi var.
Eskiden sivil paşalar vardı, askerin
emrinde..
Bugün de asker paşalar var, Erdoğan'ın
emrinde...
Evet, bu memlekette geçmiş geçmiş olamıyor,
tarih de tarih...
Olamadığı için de tarih paçalarımızdan
çekmeye devam ediyor
Nedeni malum
Bazı sorunlarımız var, bir türlü
çözemiyoruz.
"Asker sorunu"nu çözseydik,
Akar Paşa'nın gizli Gül ziyaretini yaşamazdık.
Ya da Türkiye din ve laiklik sorununu
demokrasi içinde yerli yerine oturtabilseydi, bugün Erdoğan darbesi yaşanmıyor
olurdu.
Kılıçdaroğlu, Akar Paşa'nın Gül ziyareti
için "28 Şubat'tan daha ağır, daha beter bir vesayet" derken haklı.
Sorunları biriktiriyoruz, zaman da
intikamını alıyor.
Hiç aklınızdan çıkmasın.
Erdoğan'ın gözü fena hâlde kara.
Aklıma takılıyor
Gizli bir "paşa ziyareti" de
Meral Akşener'e olmasın?..
Daha açık sorayım:
Akar Paşa, Gül'ü ziyaret etti, şimdi
sıra Akşener'e gelebilir mi?.
Muhalefet sağlam durmalı!
İyi pazarlar!
* 2010 yılında çıkan Türkiye'nin Asker
Sorunu isimli kitabımda bunların renkli hikayeleri okunabilir.
Hasan cemal