21 Nisan 2018 Cumartesi

‘Tek tipleştirmek istediğiniz gazeteciler olmayacağız’...!


İstanbul Özgür Basın Platformu, son dönemde özgür basına yönelik baskı ve tutuklamaları protesto etmek için Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ), İnsan hakları savunucuları, Cumartesi Anneleri ve çok sayıda kişi destek verdi. “Tutuklu gazetecilere özgürlük” pankartı açılarak, “Gazetecilik suç değildir” ve “ Basın susturulamaz” dövizleri ve tutuklu gazetecilerin fotoğrafları taşındı. taşındı. Açıklamada sık sık “Haber alma hakkımız engellenemez”, “Tutsak gazeteciler serbest bırakılsın”, “Özgür basın susturulamaz” ve “Susma haykır özgür basın vardır” sloganları atıldı.
‘TÜRKİYE TEK SESE SIĞMAZ’
TGS Genel sekreteri Mustafa Kuleli, “Türkiye karanlık günlerden geçiyor. Her gün arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Böyle koşullarda basıkın seçime gidiyoruz” dedi. “Eğer özgür basın yoksa özgür bir seçim ortamından bahsetmemiz mümkün değildir” diyen Kulleli, “Tek ses tek renge sığmaz Türkiye. Türkiye tek adamdan daha büyüktür. Özgür basının neferleri olarak bunları söylemeye devam edeceğiz” diyerek tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi.
‘ZİNDAN ÜLKESİ’
ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan da “Türkiyede gazeteciler şuan konuşmuyor. Sesiz ülkede yaşayan ülkenin vatandaşları olarak başlı başına eylemdeyiz. Sesizliğimizle onları protesto ediyoruz” diye belirtti. Gazetecilerin her zaman bir ülkenin temsilcilleri olduğumu sözlerine ekleyen Boltan, “Gazeteciler susturulunca ülke susturulmuş oluyor” dedi. Boştan “200 gazeteci tutuklu. 200 gazeteciyi tutan ülkeyi zindan ülkesi olarak ifade etmek gerekiyor” diyerek gazetecilerin özgürlüğünü talep etti. Boltan, toplumun sesini bu sessizliğe çıkarması gerektiğini vurguladı.
‘GERÇEĞİN BİZDEN SAKLANMASINI İSTEMİYORUZ’
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de “Bizler cumartesi anneleri ve insan gakları savunucuları olarak gazetecilere yönelik baskının üzüntüsünü ve öfkesini yaşıyoruz” diyerek sözlerine başladı. Gazetecilerin tutuklanmasını ve gazetelerin kapatılmasını hatırlattan Yoleri, “Baskının asıl nedeni gerçeğin topluma ulaştırılmamaktır. Ve gerçeğin toplumla buluşmasını engellemektir. Bizler biliyoruz gerçek ile toplum arasındaki bağı koparmak istiyorlar. Biliyorlarki toplum ile gerçek koparılırsa daha iyi yönetilirler” diye konuştu. Düşünce ve ifade özgürlüğüne sadece gazetecilerin ihtiyacının olmadığını dile getiren Yoleri, “Gazeteci arkadaşlarımızı bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Gerçeği bilmek istiyoruz gerçeğin bizden saklanmasını istemiyoruz” dedi.
‘30’A YAKIN ARKADAŞIMIZ TUTUKLANDI’
Basın açıklamasını yapan TGS Kadın Komisyonu Üyesi Seyhan Avşar, basına yönelik baskıların her geçen gün artış gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye Cezaevlerinde bulunan tutuklu gazeteci sayısının 180’e ulaştığını hatırlatan Avşar, “Tutuklu bulunan gazetecilerin özgürlüğüne kavuşması için alanlarda mücadele ederken, her gün yeni bir meslektaşımızın tutuklanmasına tanıklık ediyoruz. Geçtiğimiz haftalarda önce Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’ne ve Gün Matbaası’na TMSF tarafından el konularak, çalışanlarının evlerine polis baskın düzenlendi. Günlerce gözaltına tutulan 30’a yakın arkadaşımız daha sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı” diye belirtti.
‘TEK SUÇLARI GAZETECİLİK’
Avşar, “Yine Etkin Haber Ajansı’ndan meslektaşlarımız Pınar Gayip, Semiha Şahin ve Adil Demirci de hukuksuzca gözaltına alınarak, 1 haftalık gözaltı süresinin sonunda çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Gazeteci arkadaşımız Serpil Ünal haksız ve hukuksuzca gözaltına alındı, günlerce gözaltında tutuldu. Günler sonra ancak mahkemeye çıkarılan Serpil, hastalığı nedeniyle tedavi olması gerekirken, hapishane koşullarına mahkum edildi” diyerek tutuklu arkadaşlarının tek suçlarının gazetecilik olduğunu ve bunun ifadelerinde sorulan sorulardan da anlayabildiklerini söyledi.
‘BİLİNMELİ Kİ SUSMAYACAĞIZ’
“Şunu çok iyi biliyoruz ki tutuklanan gazeteciler gerçeklerin karanlıkta kalmaması için mücadele eden, özgür basın geleneğinin birer parçasıydılar” diyen Avşar, “Gazetecileri gözaltına alarak ve tutuklayarak bu gelenekten koparamayacaksınız. Arkadaşlarımızın özgürlüğünü gasp etmiş olabilirsiniz ama biz onların bıraktığı yerden bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Hiçbir güç gerçeklerin üzerini örtmeye ve boyamaya yetmeyecektir. İçeride, dışarıda nerede olursak olalım sokakların sesi olacağız. Biz dışarda kalan ve mesleğimize, emeğimize, gerçeklere sahip çıkan gazeteciler olarak meslektaşlarımızın neden tutuklandığını, özgürlüklerinin neden gasp edildiğini biliyoruz. Özgür basının neden susturulmak istendiğini biliyoruz ama herkes çok iyi bilmelidir ki susmayacağız” diye ifade etti.
‘TEK TİPLEŞMİŞ GAZETECİLER OLMAYACAĞIZ’
Gerçekleri savunmanın suç olmadığını sözlerine ekleyen Avşar, “Tek tipleştirmek istediğiniz gazeteciler olmayacağız. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, dili, dini, kültürü yasaklanan herkesin, çocukların, kadınların, işçilerin, emekçilerin sesi olmayı sürdürecek ve baskılara boyun eğmeyeceğiz. Az önce bu meydanda çocuklarının, abilerinin, babalarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri’nin sesi olmaya devam edeceğiz” diye belirtti. Avşar, halkın haber alma hakkına ve arkadaşlarının haber yapma hakkını savunmaya devam edeceklerini dile getirdi.