14 Nisan 2017 Cuma

İHD: 2016'da hak ihlallerinde rekor kırıldı..!

İnsan Hakları Derneği (İHD) 2016 yılı itibariyle Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini raporlaştırdı. İHD Genel Merkezinde raporu açıklayan Dernek Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan 1999 yılından bu yana insan hakları açısından en kötü yılın yaşandığını söyledi. Gözaltında kayıp vakaları hariç her alanda 1990’lı yılların ötesinde ihlaller yaşandığını kaydeden Türkdoğan, 16 Nisan’da gerçekleşecek anayasa değişikliği referandumuyla insan hakkı ihlallerinin anayasal bir dayanağa da kavuşturulmak istendiğini belirtti. Böyle bir anayasaya ‘Evet’ demenin mümkün olmadığını vurgulayan Türkdoğan, darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yaşadığı fiili başkanlık döneminin, Başkanlık sisteminde neler yaşanabileceğinin de göstergesi olduğunu söyledi. Hüsnü Öndül de, 15 Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL döneminde, bölge illerinde 15 yıl süren OHAL’i geride bırakan bir tablonun ortaya çıktığını vurguladı.
‘BU YASAYLA HERKES TERÖRLE SUÇLANABİLİR’
2016 yılında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL KHK’leri ile karşı darbe süreci yaşandığını kaydeden Türkdoğan, TBMM’nin devre dışı bırakıldığını, 13 HDP’li milletvekilinin tutuklandığını, 84 belediye eş başkanlarının görevden alındığını belirtti. Belediyelere yönelik yapılan kayyım atamalarının birer el koyma olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Bu terör yasasıyla yarın Cumhurbaşkanı bile terörle suçlanabilir” dedi.
Cizre’de bodrumlarda yaşanan ölümlere de değinen Türkdoğan, Türkiye yargısının sivillerin öldürülmesini engelleyemediğini ve sınıfta kaldığını söyledi. Uluslararası örgüt ve AB ülkelerinin mülteci pazarlığı yaparak Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine sessiz kaldığını ifade eden Türkdoğan, dünyada insan hakları konusunda sorumlu olan örgütlere çağrı yaparak onların net bir tutum almamasından devletlerin cesaret aldığını dile getirdi.
53’Ü ÇOCUK 594 KİŞİ YARGISIZ İNFAZLA YAŞAMINI YİTİRDİ
Polis ve kolluk güçlerine silah kullanma yetkisinin genişletilmesiyle 53’ü çocuk 594 kişinin 2016 yılı içerisinde yargısız infazla yaşamını yitirdiğini söyleyen Türkdoğan, bu ölümlerin büyük çoğunluğunun sokağa çıkma yasakları olan yerlerde gerçekleştirildiğini kaydetti. Polis ve kolluk güçlerinin işlediği suçlarla ilgili izin mekanizmasının cezasızlığı artırdığına dikkat çeken Türkdoğan, Türkiye’nin dokunulmazlıklar ülkesi haline getirildiğini kaydetti.
Türkiye’de orta büyüklükte bir savaşın da yaşandığını söyleyen Türkdoğan, Cenevre sözleşmesinin ihlal edildiğini, savaş ve insanlığa karşı suçların işlendiğini söyledi. Silahlı çatışmalarda 629 asker, polis ve köy korucusunun, 1003 silahlı militanın ve 37 sivilin öldüğüne dikkat çeken Türkdoğan, bu rakamların asgari rakamlar olduğunu belirtti.
‘İDAM CEZASIYLA TÜRKİYE DÜNYADAN KOPAR’
Türkdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde ETA örgütünün silah bıraktığını hatırlatarak Türkiye’deki silahlı örgütlerin de silah bırakması gerektiğini söyledi. Ama dünyada sistem ETA ve IRA örgütlerinin silah bırakma örnekleri incelendiğinde böyle işlemediği ortada. O ülkelerde öncelikle diyalog geliştirildi, ardından müzakere edilerek silah bırakma süreci başladı. Türkiye de acilen yeniden diyalog sürecini açarak barış sürecini yeniden başlatmalıdır.”
İdam cezası tartışmalarına da değinen Türkdoğan, hiçbir cezanın geçmişe uygulanamayacağını, idam cezasıyla Türkiye’nin bütün dünyadan kopacağını ve derin bir ekonomik krizin de beraberinde geleceğini söyledi. Türkdoğan meydanlarda idam cezası sloganı atanlara da seslenerek “Bu ceza her zaman mağdurlara uygulanmıştır, hiçbir zaman muktedirlere uygulanmamıştır. Böyle bir şekilde bu cezanın getirilmesi de mümkün değil, sizi kandırmalarına izin vermeyin” dedi.
‘İŞKENCECİLERİ HİÇBİR SİYASAL İKTİDAR KORUYAMAZ’
Türkdoğan, 15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişiminin halka karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve darbe davasına müdahil olacaklarını da söyledi. Türkdoğan, şu ana kadar darbe teşebbüsünün arkasındaki siyasi güçlerin halen açığa çıkarılmadığını ve sürecin nasıl örgütlendiğinin açıklanmadığını söyledi. Türkdoğan, işkencede bulunan devlet görevlilerine de seslenerek “Şu anki hukuka düzenin şimdilik gücü yetmeyebilir. Ama bu ceza gelecekte de var olacak. İşkencede zaman aşımı yoktur. İleride mutlaka yargılanacaksınız. Hiçbir siyasal iktidar sizi korumayacak. İşkenceye son verin”.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası 30 güne çıkarılan ve en son 14 güne indirilen gözaltı sürelerinin kabul edilemez boyutlarda olduğunu dile getiren Türkdoğan, gözaltı süresinin kendisinin bir işkence yöntemi haline getirildiğini kaydetti.
‘KOMİSYON AİHM KRİTERLERİNE UYGUN DEĞİL’
Darbe girişimi sonrası KHK ihraçlarına yönelik kurulacağı söylenen OHAL komisyonunun AİHM kriterlerine uygun olmadığını vurgulayan Türkdoğan, devlet güvenliğinde çalışmayan insanların KHK’lerle ihraç edilemeyeceğini, güvenlik ile ilgili bölümlerde çalışanlara da kendini savunma hakkı verilemsi gerektiğinin altını çizdi. 101 bin kamu emekçisinin ihraç edildiğini, el konulan şirket ve üniversitelerde onbinlerce insanın işsiz lkladığına da dikkat çekti. Medyanın üzerinde artan baskılara da değinen Türkdoğan, 177 basın yayın organının kapatıldığını ve halen 152 gazetecinin cezaevlerinde olduğunu kaydetti.
‘ADLİ SUÇLARA UYGULANAN ÖRTÜLÜ OHAL AFFI SİYASİLERE UYGULANMADI’
Cezaevlerinde darbe girişimi sonrası 671 sayılı KHK ile adli suçluların cezalarının 2/3’ten 1/2’ye indirildiği ve son bir yılı kalanlara denetimli serbestliğin de iki yıla çekilmesinin neden siyasi mahkumlara, gazetecilere, insan hakkı aktivistlerine uygulanmadığını soran Türkdoğan, bunun örtülü OHAL affı olduğunu söyledi. Türkdoğan, infaz kanunu içerisindeki bütünselliğin de bu şekilde bozulduğunu kaydetti. Cezaevlerinde mahkum sayısının da kapasitenin çok üzerinde 210 bin civarında olduğunu kaydeden Türkdoğan, kimi cezaevlerinde mahkumların sırayla uyuduğunu ve bunun da bir insan hakkı ihlali olduğunu belirtti. Türkdoğan şu anda 22 cezaevinde 200 civarı mahkumun daha iyi cezaevi koşulları için açlık grevinde olduğunu söyledi.
OHAL ile birlikte örgütlülüğün ciddi bir yara aldığını kaydeden Türkdoğan, özellikle muhalif sendika üyelerinin OHAL KHK’leri ile işten atılmasının öörgütlü toplma vurulmuş bir darbe odluğunu söyledi. OHAL süresinde 308 toplantı ve gösteriye müdahale edildiğini vurgulayan Türkdoğan, 219’u çocuk 2581 kişinin yaralandığını söyledi.
‘15 YIL SÜREN OHAL’İ GERİDE BIRAKTI’
İHD MYK Üyesi ve Yazarımız Hüsnü Öndül de Cumhuriyet tarihinde insan hakkı ihlali konusunda rekor rakamlara ulaşıldığını söyledi. Öndül, sözlerini şöyle sürdürdü: “OHAL süresince Diyarbakır’da 100 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 1987-2002 arası OHAL döneminde bile bu sayıya Diyarbakır’da ulaşılmadı. Hiçbir yıl 152 gazeteci tutuklanmadı. 12 eylül dönemi dahil hiçbir dönemde böyle bir tutuklu gazeteci sayısı yok.1980 askeri darbesi döneminde bile 8 bin 500 kamu emekçisi işten atıldı. Şu anki sayı 101 bin ile bir rekor. 4 bin 815 akademisyen hiçbir dönem üniversitelerden ihraç edilmedi. 210 bin üzeri tutuklu sayısı hiçbir dönem görülmedi”.
RAPORDAN YANSIYAN RAKAMLAR
-Dur ihtarına uymadıkları gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından öldürülen, silah kullanma yetkisi ihlali, toıplumsal gösterilere saldırılar ve sokağa çıkma yasaklarında 45’i çocuk 536 kişi, sınır bölgelerinde 8’i çocuk 57 kişi,
-35 kişi cezaevlerinde, 6 kişi gözaltında, 22 kişi faili meçhul saldırıdılarda yaşamını yitirdi.
-Resmi hata ve ihmal sonucu 29’u çocuk 55 kişi.
-15 Temmuz darbe girişiminde 246 kişi,
-Yasa dışı örgüt saldırılarında 28’i yabancı, 121’i asker, polis olmak üzere 316 kişi
-Silahlı çatışmalarda 1669 kişi
Mayın, ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 14’ü çcocuk 21 kişi
-Kuşkulu ölüm ve yaralanmalarda 21 kişi
-Namus cinayetlerinde 10 kişi
-Kadınların yaşam haklarına yönelik ihlallerde 33’ü intihar 394 kadın
-Çocuk intiharlarında 21 çocuk, ev içi ve toplumasal alanlarda 39 çocuk yaşamını yitirdi.
-Gözaltında 14’ü çocuk 830 kişi, cezaevlerinde ise 1348 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalırken toplumsal gösterilerde 219’u çocukl 2581 kişi kolluk güçlerinin saldırısına uğradı.
-Okulda ise 34 öğrenci şiddete maruz kaldı.
-504’ü çocuk 13 bin 957 kişi gözaltına alındı, 133’ü çocuk 3361 kişi tutuklandı. 152 gazeteci, 13 milletvekili tutuklandı.

-3 gazete, 2 dergi 1 kitap toplatıldı. 5 gazete matbası, 3 gazete bürosu, 1 yayınevi olmak üzere toplam 26 gazete ve yayın organı baskına uğradı. 8 yayın organı mühürlendi. 3 yayın orgamnına el konuldu, 2 gazete, 2 haber ajansı, 1 dergi, 1 radyo, 3 dağıtım şirketi kapatıldı.