Zozan İrmez kaybedilen babasına
seslendi: Baba hala seni bekliyoruz biliyor musun?...!
Eylemde bu hafta 19 Ekim 1995’te
Silopi’de gözaltına alınarak kaybedilen Kerevan İrmez'in akıbeti soruldu.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu,
"Elimde Fikri Özgen'in fotoğrafı. Tek isteğim Dilşah annenin ölmeden Fikri
amcanın kemiklerine kavuşmasıdır" dedi. Mezar üzerinden nefret
söylemlerinin yaygınlaştığını belirten Tanrıkulu, "Mezarlarımız ortak
değil. Ne yazık ki adalet nefret suçu işleyenler için çabuk işliyor. Biz burada
vicdan meydanında hesap sormaya devam edeceğiz" diye konuştu.
8 Ekim 1980'de gözaltına kaybedilen
Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise, kardeşi Kırbayır’ın kaybedilme
sürecini anlattı. Kırbayır’ı kaybedenlere seslenerek, “Cemil’in ölüsüne ne
yaptınız?” diye sordu. 19 Ekim 1995'te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi
Hanım Tosun da, devlet yetkililerinin sağır ve dilsizi oynadığını belirtti.
‘Baba hala seni bekliyoruz’
Daha sonra İrmez’in kızı Zozan İrmez’in
gönderdiği mektup okundu. İrmez, babası kaybedildiğinde en büyüğü 12 en küçüğü
kundakta 8 kardeş olduklarını belirterek, “Ben 9 yaşındaydım. Duygularımı,
düşüncelerimi, yaşadığımız o travmayı nasıl anlatacağımı, nereden başlayacağımı
bilmiyorum. 1990’lı yıllar… O yıllar ki binlerce anne babanın kabusu, karanlığı
olan, binlerce çocuğun hayallerini çalan ve binlerce eşi bu acımasız, adaletsiz
hayatla tek başına mücadele etmek zorunda bırakan yıllardı. Anlatılmaz,
anlatılamaz yaşanılan duyguların çekilen özlemlerin ve yarım kalmış hayallerin
hangi biri anlatılabilir ki ? Baba… Ne kadar güzel bir hitap ne kadar değerli
bir kelime. Yazık ki bu sözcüğü kullanmaktan mahrum bırakıldık. Baba kelimesi
ne de çok ağır geliyor kulağımıza. Babasız kaldıktan sonra nerede ne durumda
olduğunu bilmediğimiz, hasretiyle yandığımız babamız, birlikte yaşayamadığımız
babamız, hala seni bekliyoruz biliyor musun?” dedi.
Bu haftaki ortak açıklamayı ise
Cumartesi İnsanlarından Serpil Taşkaya yaptı. Devletin, iç hukukunda etkin
soruşturma için gerekli olan şartları oluşturma yükümlülüğünü yerine getirmesi
çağrısında bulunan Taşkaya, “Yargıya, devletin keyfi müdahalelerine karşı
bireyi koruma görevini yerine getirme, gözaltında kayıp fiillerinde adaletin
sağlanmasına yönelik hukuki adımları derhal atma çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Taşkaya, ayrıca topluma da seslenerek, “Yaşam hakkımızın korunduğu etkili bir
hukuk düzeninde ve demokratik bir toplumda yaşama talebimizi sahiplenelim
“dedi.