T.C devleti kurulduğu günden bugüne bu
toprakları hapishanelerle doldurdu. Bu kadar çok hapishanenin olması bu ceberut
devletin niteliğini de belirler bir olgudur.
15 Temmuz darbe girişimi, OHAL ile karşı
darbe rejiminin hüküm sürdüğü bu topraklardaki hapishanelerde 223 bin 541 (170
gazeteci, 500'ü) çocuk tutuklu-hükümlü bulunuyor.
Hapishanelerde yaşatılan sorunlar
günbegün artarken, buna paralel olarak dışarıda da baskı, sindirme politikaları
hızına hız verilerek devam ediyor. On ilin nüfusuna denk gelen tutuklu-hükümlü
sayısının içerisinde bizimde çocuklarımız, yoldaşlarımız da bulunmakta.
OHAL ve KHK'lerle birlikte tüm toplumun
üzerine çöken baskı, sindirme, gözaltı-tutuklama bulutları ancak toplumsal bir
karşı koyuş ve mücadele ile dağıtıla bilinir.
Hapishanelerde bugüne kadar yaşanmış
birçok katliam ve saldırının önceli durumlar bugün gene hapishaneler ve
dışarıda boy vermeye başlamıştır.
Hemen hemen her gün bir hapishaneden
saldırı ve hak gaspları haberleri bizlere ulaşmaktadır. Evlatlarımız,
yoldaşlarımız dört duvar arasında iradelerine yönelen bu saldırılar karşısında
doğal olarak dün olduğu gibi bugünde direniş geleneğini sürdüreceklerdir.
Edirne f tipi hapishanesinden başka
yerlere sürgün edilen tutsaklar kayıtları başka yerde olmasına rağmen halen
Edirne’de tutuluyor olması neyin ifadesidir bizim açımızdan anlaşılmış
değildir. Bununla birlikte hapishanede baskıların arttığı, hiçbir hasta
tutsağın tedavisinin keyfi bir şekilde yapılmadan sürgün edildiği
görülmektedir. Gönderilen gazete, kitap vb. şeyler “kurum kabul etmiyor”
denilerek adreslere iade ediliyor. Tutsakların haber ve bilgi edinme haklarına
yapılan bu saldırılar bütün hapishanelerde güncellenerek devam ediyor.
Tarsus kadın hapishanede baskı ve
işkenceye karşı sürmekte olan açlık grevi 45’inci gününde kısmide olsa
taleplerin kabul edilmesi sonucu açlık grevleri sonlandırılmıştır. Başka
hapishanelerden Tarsus'a sürgün edilen tutsaklara çıplak arama dayatılmakta,
kabul edilmeyen bu saldırı fiili işkenceye dönüştürülmektedir. Aylık yapılması
gereken açık görüş hakları keyfi bir tutumla engellenmekte, telefon, sohbet vb.
kazanılmış haklar gasp edilmektedir. Ayakta tekmille sayımın dayatıldığı Tarsus
hapishanesinde işkence normal bir işleyişe dönüştürülmüştür.
Bolu f tipi hapishanesinde "yaka
kartı" uygulaması bahanesiyle tutsakların tüm kazanılmış haklarına
saldırılar yapılmakta, bu hakları gasp edilmek istenmektedir.
Elâzığ hapishanesinde tutsakların sık
sık arama adı altında hücrelerin dağıtılmış, kitap ve not defterlerine el konulmuştur.
Açık görüşlerin sürelerine müdahale edilmiş ve ailelerin zorla dışarıya
çıkartılmıştır.
Tekirdağ f tipi hapishanesinde baskılar
artarak devam ediyor. Hapishanede hücreden her çıkışta farklı bahanelerle
tutsaklara işkence yapılmaktadır. Diyaliz ve sara hastası olan hasta tutsaklar
ölümü bekler duruma sürüklenmek istenmektedir. Hücre aramalarının köpeklerle
yapıldığı "devlete itaat edeceksiniz" türü tehditler olduğu bizlere
ulaşan bilgiler arasındadır. Hastane randevusu olan, görüş, telefon vb. hücrelerden
her çıkışta tutsaklara “beyaz atlet" uygulaması dayatılmakta, tutsaklar bu
saldırıya itiraz ederek sloganlarla tepkilerini dile getirmektedirler.
Tutsakların bu direncini kırmak adına yapılan işkenceler günlük hal almış
durumdadır. Yazılı basın ve kitap girişleri tümden sonlandırılmıştır.
TTE saldırısının gündemde olduğu
bugünlerde hapishanelerden gelen bu bilgiler yarın yaşanacak olanların
habercisi niteliğindedir. Bizler devrimci-yurtsever tutsakların aileleri,
yoldaşları olarak yaşanan ve yaşanacak olan daha kötü sonuçlara karşı toplumun
tüm duyarlı kesinlerini hapishanelerde yaşanmakta olan bu işkencelere karşı
duyarlı olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz...
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi.