Kadınlar müftülere resmi nikah yetkisi
vermeyi öngören Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda Değişiklik Kanun Tasarısı ve
kadınlar için tehdit oluşturan pek çok maddeyi içinde barındıran Mağdur Hakları
Kanun Tasarısı’na karşı “Bu yasalar böyle geçmez” diyerek dün (1 Ekim) 13 ilde
sokağa çıkmışlardı. Bugün de farklı illerden gelen kadınlar Ankara Kadın
Platformu’nun çağrısıyla Ankara’da buluşarak TBMM’ye gitti.
Sabah saatlerinde Akay Kavşağı’nda
buluşup Meclis’e yürümek isteyenleri polis engellemeye çalıştı ancak kadınlar
yürümeye devam etti.
Meclis’in önünde CHP Milletvekili Şenal
Sarıhan’la buluşan kadınlar, Meclis’e girerek diğer milletvekilleri ile
birlikte basın açıklaması yapmaya karar verdi.
Kadınlardan polise cevap: “Susmuyoruz,
korkmuyoruz!”
Kadınlar Meclis’e girmeden önce konuşma
yapan Gülşah Öztürk “Yasa tasarısı bugün Meclis’e gelmeyecek. Biz bunu bilerek
buraya geldik. Bugün buraya aslında ‘Bu kadın düşmanı, bu eşitsiz yasa
tasarısını kabul etmiyoruz. Aklınızdan bile geçirmeyin’ demeye geldik. O yüzden
şimdi bizler gibi bu yasa tasarısına karşı duran vekillerimizle basın
açıklaması yapacağız” dedi.
Öztürk’ün ardından sözü alan Sarıhan’ın
sözünün çevik kuvvet amiri tarafından “Arkadaşlar aklımızla oynamaya
çalışıyorlar. Burada bir basın açıklaması, protesto yapıyorsunuz” denilerek
kesilmesine ve kadınların Meclis önünden uzaklaştırılmaya çalışılmasına
kadınlar “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganıyla yanıt verdiler.
“Bu nikah kıyılamaz!”
Kadınların ısrarı sonucu elliden fazla
kadın basın açıklaması yapmak için Meclis’e girdi. Meclis bahçesinde yapılan
basın açıklamasına Milletvekili Aylin Nazlıaka, HDP Milletvekilleri Meral Danış
Beştaş, Bedia Özgökçe Ertan ve Sibel Yiğitalp, CHP Milletvekilleri Şenal
Sarıhan ve Tur Yıldız Biçer katıldı.
Basın açıklamasına bir kez de Meclis
görevlileri tarafından, kadınların taşıdıkları “Bu yasalar böyle geçmez”, “Bu
nikah kıyılamaz!”, “Genel ahlak kimin ahlakı?” yazılı dövizler bahane edilerek
müdahale edilmeye çalışıldı ancak kadınlar basın açıklamasını yaptı.
“Kadınlara danışın”
Yasa tasarısına karşı Meclis’e
İstanbul’dan gelen Rüya Kurtuluş Türkiye’nin çeşitli illerinden kadın ve LGBTİ
örgütlerinin temsilcilerinin geçtiğimiz dönem Meclis kapanırken TBMM gündemine
gelen iki yasa tasarısı nedeniyle Meclis’in ilk gününde orada olmak
istediklerini ifade etti. Bu iki yasa tasarısının kadınların yaşamını çok
yakından ilgilendirdiğini söyleyen Kurtuluş “Bu nedenle böyle yasaların kadın
örgütlerine danışılarak yapılması gerektiğini söylüyoruz ama bu iki yasa
tasarısı da herhangi bir kadın örgütüne danışılarak yapılmış değil. Öncelikle
neden bu yasalara itiraz ediyoruz, onu söylemek istiyoruz. Bugün Meclis önünde
bunu söylemeye çalıştık, dün de Türkiye’nin on üç ilinde eylemler oldu,
kadınlar sokağa çıktı” dedi.
“Müftü nikahını kabul etmiyoruz”
Bu iki yasa tasarısından birinin
kamuoyunda “müftülük yasası” olarak bilindiğini söyleyen Kurtuluş, yasa
tasarısına neden karşı olduklarını şu ifadelerle anlattı:
Birincisi müftü nikahını kabul
etmiyoruz. Kadın erkek eşitliğini temel almayan, dini referanslarla hayatı
düzenleyen, boşanmayı engellemeye çalışan müftü nikahı medeni hukuk alanında
işi yoktur. Bu laik bir yaşam ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle müftü nikahını kesinlikle
kabul etmiyoruz. Bunun imam nikahını azaltacağı yalanını kabul etmiyoruz. Çünkü
Türkiye’de zaten imam nikahını tercih eden erkekler genelde ikinci eş ya da
çocuk yaşta evlilikte kullanıyorlar bu nikahı.
“Neye göre genel ahlakı
belirliyorsunuz?”
İkincisi bu Nüfus Hizmetleri Kanun
Tasarısı’nda çok önemli düzenlemeler var. Çocuğun nüfusa kaydı sırasında sözlü
beyanı öngörüyor. Daha önceki yasada da bu vardı ama yasalar ileriye doğru
gitmek zorundadır. Siz sözlü beyanla nüfusa kaydettirirseniz çocuk yaşta
evlenme ya da tecavüz sonucu doğan çocukları kayıt altına alamazsınız. Çocuk
yaşta evlenmenin üstünü örtmüş olursunuz.
Genel ahlak kuralı getiriliyor Türkiye
Cumhuriyet’i vatandaşlığına geçişte evlilik yoluyla. Neye göre bu genel ahlakı
belirliyorsunuz? Genel ahlak gibi muğlak ibareler yasalarda tanımlanamaz. Bu
ibarelerle vatandaşlığa geçişin tanımlanmasına karşı çıkıyoruz. Yine aynı
şekilde kadınların kendi soyadını kullanması için mahkemeye başvurması
gerekirken erkeğin soyadını kullanması için sadece bir dilekçe yazması yetiyor.
Bu eşitsizlik mantığından hareketle yasalar hazırlamayınız.
“Yasayı geri çekin”
“Bu yasaları hazırlarken toplumsal
cinsiyet eşitsizliğini görerek yapmanız gerekir ve kadın örgütleriyle yapmanız
gerekir” diyen Kurtuluş, diğer yasa tasarısının da Mağdur Hakları Kanun
Tasarısı olduğunu söyledi.
“Bu kanun tasarısı, bizlerin, kadınların
ihtiyacı olan bir kanun. Bir düzenleme gerekiyor bu alanda çünkü bir kadın
şiddete uğradığında onun haklarıyla ilgili düzenlemenin açık belirtilmiş olması
lazım. Her ilçede kadınların rahatlıkla başvurabileceği, bilim insanlarıyla
birlikte düzenlenmiş merkezlerin olması gerekiyor. Ama Türkiye’de şiddeti
önleme merkezleri birer birer kapatılıyor. Her ilçede bir şiddeti önleme
merkezi yok ama her ilçede bir müftülük var ve o müftülükler bünyesinde
kadınlara aile danışmanlığı veriliyor. Bunu kabul edemeyiz” diyen Kurtuluş,
Mağdur Hakları Kanun Tasarısı’nın “boşanmış babaların” talepleriyle değil her
an öldürülme tehlikesi yaşayan kadınların haklarını koruyacak şekilde yeniden
düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan
değişiklikleri ise kadınların hiçbir şekilde kabul etmediğini, Meclis gündemine
gelmeden geri çekilmesi gerektiğini ifade etti.
“Ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor.
Kabul etmiyoruz”
Ankara Kadın Platformu’ndan Hatice
Kapusuz sözlerine “Yüzden fazla örgütün imzasıyla bir deklarasyon çıkardık”
hatırlatmasını yaparak başladı ve “Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki
karşımıza çıkan yasa tasarılarının hiçbir gerekçesi yok” dedi. Kapusuz,
sözlerine şöyle devam etti:
Tüm kadın örgütleriyle birlikte
taleplerimiz doğrultusunda daha ilerici, sorunlarımızı cevap veren yasa
düzenlemeleri yapılana kadar mücadele edeceğiz. Her seferinde hükümet bize önce
ölümü gösterip sonra sıtmaya razı ediyor. Kürtaj yasasından vs. biz bunu
biliyoruz. Önce en kötü halini gösteriyor sonra bir kısmını geri çekiyor. Biz
bunu kabul etmiyoruz.
“Kadınlar kazanmaya devam edecek”
CHP’li vekil Sarıhan, “TBMM’de görev
yapan bizler kadın erkek eşitliğinin sağlanması konusundaki her türlü
düzenlemenin yanında ama bu eşitliği bozan ve geriye çeken her türlü
uygulamanın da karşısında olacağız” dedi ve milletvekilleri ile kadın
örgütlerinin dayanışmasına dikkat çekerek bu dayanışmanın kadın haklarını elde
etmede önemli olduğunu ifade etti. Sarıhan “Kadınlar bugüne kadar hep
kazandılar, kazanmaya devam edecekler” dedi.
“AKP kadınların haklarını parça parça
almaya çalışıyor”
HDP’li vekil Beştaş konuşmasına “Meclis
bugün daha güzel kadınlarla” diyerek başladı. Kadınların “rengiyle, sesiyle ve
sözüyle” Meclis’te olmalarının Türkiye’deki erkek egemen sistemi gerileteceğini
söyleyen Beştaş, HDP’li vekiller olarak diğer kadın milletvekilleriyle beraber
kadınların yaşadıkları şiddete karşı hep mücadele ettiklerini ve bundan sonra
da mücadele etmeye devam edeceklerini ifade etti. AKP’nin Meclis’teki
çoğunluğunu kullanarak kadınların kazanılmış haklarını parça parça ellerinden
almaya çalıştığını ifade eden Beştaş şu ifadeleri kullandı:
Türkiye’de kadınların ihtiyacı olan şey
müftü nikahı değil, ‘Mağdur Hakları’yla kadınları daha da mağdur edecek olan
yasa tasarıları değil. Öncelikle hükümete şunu söylüyoruz, kadınların her gün
yaşadığı şiddet ve cinayet vakalarını durdurmak için irade ortaya koyun. Boş
laflarla halkı aldatmayı bırakın. Müftü nikahıyla 18 yaşından önce evlenecek
çocuklara çeyiz yardımı yaparak ya da cinsel taciz ve tecavüzlerde indirime
sebep olacak siyasi dili, iradeyi ortaya koyarak kadınların yaşadıkları
mağduriyetin sebebi müsebbibi sizsiniz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
kadınlar hariç neredeyse her meseleyle ilgili beyanda bulunuyor.
“Mücadeleye devam edeceğiz”
“Ankara’nın göbeğinde biz annelerimizi,
Hatun Anneleri gömemez hale geldik. Sokakta kadınların bir hafta cenazeleri
yerde bekliyor. Kız çocukları tecavüze uğruyor. Ve siyasi irade bunları açığa
çıkarmak hesabını sormak yerine kapatmayı tercih ediyor” diyen Beştaş
konuşmasını “Kadınların özgür ve eşit olmadığı bir yaşam, bir toplum asla özgür
olamaz. Bizler özgür ve eşit bir yaşamı tesis edinceye kadar mücadeleye devam
edeceğiz” diyerek bitirdi.