CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, mecliste tutuklu avukatlar ve
avukatlık mesleğinin icrasına yönelik ihlaller hakkında söz aldı.
Selina Doğan “Son bir yılda 550'nin üzerinde avukat tutuklandı. Yine aynı
sürede gözaltına alınan avukat sayısı ise 1.500 küsur. Dosyaların hemen
hepsinde kısıtlama kararı olduğu için biz bu dosyaların içeriğini dahi
bilemiyoruz.” dedi.
“15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL sürecinde çok sıra
dışı günlerden geçiyoruz.” diyen Doğan, “Temel hak ve özgürlüklerin çok ciddi
anlamda askıya alındığı, toplumun geniş kesimlerinin siyasete katılımının
şiddet yoluyla engellendiği ve en acısı da hukukun bizzat hukukçular tarafından
ihlal edildiği, ayaklar altına alınıdığı günlerdeyiz." dedi.
Avukatlık mesleğinin hak arama mücadelesinde, savunma mercii olarak çok
önemli bir unsur olması nedeniyle herhangi bir meslek olmadığına dikkat çeken
Doğan, "Bir avukatı tutuklamak sadece o avukatı tutuklamak değil aynı
zamanda müvekkilini de savunmasız bırakmak demektir." dedi.
'NURİYE VE SEMİH'İN AVUKATLARI, SUSMA HAKKINI HATIRLATMAKLA SUÇLANIYOR'
CHP İstanbul Milletvekili, parlamentoda bulunan milletvekillerine, savunma
hakkı engellerinden örnekler verdi: "Hatırlayın Nuriye ve Semih'in
avukatlarının büroları duruşmadan sadece iki gün önce 12 Eylül'de basıldı ve
avukatlar gözaltına alındı. Peki, nelerle suçlandılar biliyor musunuz?
Emniyette müvekkillerinin susma hakkı olduğunu hatırlattıkları için ve yine
müvekkillerine işkenceye uğramaları hâlinde suç duyurusunda bulunma haklarının
olduklarını hatırlattıkları için yani CMK'nin 147'nci maddesindeki hakları
hatırlattıkları için suçlandılar. Artık avukatların görevlerini yapması bile
suç." dedi.
Suruç avukatlarını da hatırlatan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine
Suruç katliamı kurbanlarının ailelerinin ve mağdurlarının avukatlığını yapan
Avukat Özlem Gümüştaş ve Avukat Sezin Uçar tek sanığı bile mahkemeye getirilmemiş
Suruç katliamı davasının üçüncü celsenin yapılacağı 13 Kasım'dan iki hafta önce
26 Ekim'de tutuklandı."
'KOZAĞAÇLI'YA 'ARKADAŞININ EVİNDE NEDEN KALDIN' DİYE SORULDU?'
"Yine ayrı bir skandal KHK'yla kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği'nin
Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı tutuklandı. Kozağaçlı'ya sorulan sorulardan
biri; Soma Davası için gittiği İzmir'de bir avukat arkadaşının evinde neden
kaldığı.
Altan kardeşlerin davasının avukatı, meslektaşımız, ağabeyimiz Avukat Ergin
Cinmen savcılık mütalaasından önce soruşturmanın genişletilmesi hakkında söz
istediği için duruşmadan atıldı. İşte, bütün bu rezillikler için her perşembe
Çağlayan Adliyesi'nde nöbet tutan avukatlara da yine polis marifetiyle sürekli
müdahaleler gerçekleştiriliyor ve daha da abesi, orada, nöbet tuttukları yerde
sabunlu sularla yerler temizlenerek orada bulunmaları engellemeye
çalışılıyor." dedi.
KHK'larla avukatların gözaltı işlemleri Anayasa, CMK, Avukatlık Kanunu ve
TCK uygulanmadan baypas edildiğini hatırlatan Selina Doğan, "Yasaya göre,
avukat bürolarının aranmasında savcının bulunma zorunluluğu ortadan kaldırıldı
ancak hâlâ barolardan bir yetkilinin bulunması zorunluluğu var fakat gelin
görün ki bu bile uygulanmıyor yani kolluk kuvvetleri kendi OHAL hukukunu bile
uygulamıyor." dedi.
'KOLLUK KUVETLERİ SAVUNMA MERCİNİ SORUŞTURUYOR'
Avukatlara ilişkin soruşturmaların kolluk tarafından yürütülmesinin hukuk
devletine uymadığını belirten Doğan, "Avukatlık Yasası ve CMK'nın açık
hükümlerine göre avukatlar hakkında soruşturmayı bizzat savcıların yürütmesi
gerekir ancak mevcut uygulamada bu soruşturmaları emniyet kuvvetleri yürütüyor,
savcının bunlardan haberi bile olmuyor ve ne yazık ki bu hukuksuzluklar hiçbir
şekilde takip edilmiyor." dedi.
Selina Doğan "Eski İstanbul Barosu Başkanı Profesör Yücel Sayman'ın
ifadesiyle bir devlet avukatlığı mı yaratılmaya çalışılıyor? Tıpkı savcılar ve
yargıçların yetiştiği gibi bir avukat tipi mi yetiştirilmek isteniyor? Savunma
bir süs hâline mi getirilmek isteniyor?" derken "Adalet bir gün
herkese lazım olacak." sözünü hatırlattı.
Baroların avukatların tutuklanmasına sessiz kalmasını eleştiren Doğan:
"Avukatların darp edildiği, tutuklandığı, savunmanın kısıldığı bir dönemde
baroların bunca sessiz kalması iktidara hiç cesaret vermesin çünkü baroların
sessizliği altında yok ettikleri o hak, hukuk, adalet, vicdan su gibi, hava
gibi hepimizin tek ortak paydasıdır ve onlar yok olduğunda hepimizin büyük bir
yıkıntının altında kalacağından, hepimizin nefessiz kalacağından hiç kimsenin
şüphesi olmasın." dedi.
Semih’ten
Feyzioğlu’na: “Biliyor ki empati kurarsa iktidara yaranamaz”..!
RS FM’de yayınlanan Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programına konuk olarak
katılan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açlık
grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında, “Nuriye ile
Semih’i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı kimse benden beklemesin”
yorumuna Semih Özakça Twitter hesabı üzerinden cevap verdi. Özakça “Biliyor ki,
sempati duyarsa tutuklanır; empati kurarsa iktidara yaranamaz. Biz halkın
içinde, halkın evladıyız; Feyzioğlu’na, sen kimsin! demek gerekir. Böyle bir
beklenti var mı bilmiyorum ama Feyzioğlu’nu baba ilan edecek bir sempati içinde
olmamızı kimse beklemesin.” dedi.
Semih Özakça @SemihOzakca
Biliyor ki, sempati duyarsa tutuklanır; empati kurarsa iktidara yaranamaz.
Biz halkın içinde, halkın evladıyız; Feyzioğlu'na, sen kimsin! demek gerekir.
Böyle bir beklenti var mı bilmiyorum ama Feyzioğlu'nu baba ilan edecek bir
sempati içinde olmamızı kimse beklemesin.