Çocuk hapishanelerindeki hak ihlali iddialarına yönelik hazırlanan rapora
göre, Türkiye’de tutuklu ve hükümlü çocukların seslerini duymak ve duyurmak,
haklarını koruyabilecek önlemleri almak ve hak ihlalleri sonrasında onarıcı
adalet süreçlerini işletmek konusunda engeller çok. Birçok çocuk, avukatlar
tarafından ziyaret edilmediğini söylüyor. Hak ihlalleriyle ilgili
soruşturmaların neredeyse tümü cezasızlıkla sonuçlanıyor. Çıplak arama, istem
dışı sevk, işkence, hücre cezası, akran şiddeti gibi çok sayıda zorlukla mücade
eden çocuklar, hapishane görevlileri tarafından kötü muameleye maruz
bırakılacakları endişesiyle şikâyet başvurusu yapmıyor.
Kötü muamele cezasız
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ve Türkiye Hapishane
Çalışmaları Merkezi’nin, “Çocuk Hapishanelerindeki Hak İhlali İddiaları, Bilgi
ve Denetim Mekanizmaları ve Akıbetleri Raporu” açıklandı. 109 sayfalık raporda,
Kasım 2015 - Haziran 2017 tarihleri arasında 133 çocuğun şikâyetine
erişilebildiği belirtiliyor. Çocuk hak ihlallerine ilişkin 15 hapishanede şikâyet
olduğu gözlemlenmiş. En çok şikâyetin yansıdığı kurum, 2012 yılında açılan
Sincan Çocuk Hapishanesi. Rapora göre, 2010- 2015 yılları arasında çocuk
tutuklu ve hükümlülerin şikâyeti üzerine işkence ve kötü muamele iddiasıyla,
personeller hakkında 64 soruşturma açıldı. 484 personelle ilgili adli işlem
başlatıldı. Yalnızca 1 kişi hapis cezası aldı. Cezaevlerinde şikâyette bulunan
203 çocuktan 111’i işkence ve kötü muamele mağduru olduğunu belirtiyor. İşkence
ve kötü muamele iddialarında, en çok hapishane görevlilerinin uyguladığı
fiziksel şiddet ve çıplak arama iddiaları dikkat çekiyor. Bu iddialardan
bazılarının doğruluğu belgelenmiş durumda.
Ekmek içinde fare
Sincan Çocuk Hapishanesi’nden 12 Aralık 2015’te kayıtlara geçen şikâyete
göre, çocuklar yemeklerden memnun değil. Cezaevi yönetimi ile yapılan
görüşmelerde, çocuklara “Biz de aynı yemeği yiyoruz, Bakanlık ile halledin”
cevabı verildi.
17 yaşındaki M.K., “Ben arkadaşlara ekmek dağıtacaktım, fareyi ilk ben
gördüm, canlıydı, ekmeğin içinde oynuyordu. Fındık faresiydi. Sonra fareyi
öldürdük, atmadık, müdür gelsin görsün istedik. Ama müdür gelmeyince attık. O
akşam ekmek yemedik, yenisini de istemedik, iştahımız kaçmıştı. Bazıları yemek
yemiş olabilir” dedi.. 17 yaşındaki M.Ş., Sincan Çocuk Hapishanesi’nde hapishane
görevlileri tarafından şiddet gördüğünü iddia etti, 2017 Mart ayında Maltepe
Çocuk Hapishanesi’nde intihar girişiminde bulundu.
OHAL yansımaları
Sincan’da tutulan M.B., 31 Ekim 2016’da, kendisinin ve arkadaşlarının
telefonla görüşme haklarının KHK gerekçesiyle sınırlandığını ifade etti.
Cezaevinden gelen yanıtta, M.B.’nin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan
tutuklu bulunması sebebiyle, uygulamanın KHK bağlamında ceza infaz kurumu
kurallarına uygun olduğu belirtildi. Ö.U. isimli çocuk mahpus, kendisine
yollanan Kürtçe kitapların “Tercüman olmadığı için denetimi yapılamadığı
gerekçesi ve kendisinin tercüman parasını vermesi talebiyle” verilmediğini
ifade etti. M.K. isimli çocuk mahpus, Sincan’a sevk edilmeden önce tutulduğu
Şanlıurfa E Tipi Hapishanesi’nde 27 gün hücrede tutulduğunu ifade etti. Hücre
cezasıyla ilgili yapılan başvurular yanıtlanmadı.
Yangının tek ‘suçlusu’ o
Adana E Tipi Hapishanesi’nde tutulan Ferhat Kaya, Muhammet Erdoğan ve
Mehmet Altunhan 18 Ocak 2017’de kendi koğuşlarında yangın çıkartmaları
sonucunda hayatlarını kaybetti. 5 kamu görevlisi, 6 çocuk yaralandı. Uzun süre
gizli yürütülen soruşturmada, yangına dair kamu görevlilerinin ihmalinin
olmadığı yönünde karar verildi. R.K. isimli tutuklu çocuk, yaşananlardan
sorumlu tutuldu. R.K.’nin davası sürüyor. Yangında ölen Ferhat Kaya’nın annesi
ifadesinde “Ölmeden bir hafta önce konuştum. Sürekli dayak yediğini anlattı.
Yumruğunu sıktı. Ağlayarak dedi ki ‘Gece gündüz dayak yemenin ne demek olduğunu
bilir misin? Beni burdan kurtarın’ dedi. BİMER’e şikâyet etmeye çalıştık
yapamadık“ dedi.
İşkenceye takipsizlik
Gaziantep E Tipi Hapishanesi’nde 23 Haziran 2016’da D.K., Ö.A., F.S. ve
diğer 6 çocuğun hapishane görevlileri tarafından işkence ve kötü muameleye
maruz kaldığı ve çıplak aramaya maruz bırakıldıkları iddia edildi. Gaziantep
Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. İtiraz ise
mahkemece reddedildi. Adana E Tipi Hapishanesi’nde 7 çocuğa karşı infaz ve
koruma memurlarının işkence ve kötü muamele uyguladıkları ve çocukların çıplak
aramaya maruz kaldıkları iddia edildi. Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından
hazırlanan Adli Tıp raporlarında şiddet doğrulandı ancak soruşturma açılan 4
hapishane görevlisi hakkında takipsizlik kararı verildi.
Tutukluluk büyük sorun
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nce Dünya Çocuk Hakları Günü
nedeniyle yapılan açıklamada, suça sürüklenen çocuklar ve çocuk tutukluluğunun
en önemli sorunlardan biri olduğu vurgulandı.
Açıklamada, ‘’Çok fazla çocuk hakkında adli süreç işletilmekte, tutuklama
kararı verilmektedir. Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler
uygulanarak sorunun çözümü noktasında destek olunması veya önleyici tedbirler
ile suç işlemelerinin önüne geçilmesi konusunda büyük eksiklikler
bulunmaktadır’’ denildi.
Ne kadar çok yasal düzenleme yapılırsa yapılsın çocukların zarar görmeye ve
hak ihlaline maruz kalmaya devam ettiğine dikkat çekilen açıklama şöyle:
‘’Sorun sadece yasal düzenlemelerle değil özel ve kamusal alanın tamamında
çocuk önceliğini esas alan anlayışın varlığı ile giderilebilecektir. Kamu
kaynaklarının öncelikle çocukların temel hak ve özgürlükleri için
kullanılmasından başlayarak çocuk hakları bilincinin geliştirimesi gerekir.’’
2800’ü hapiste
Türkiye’de 7 Nisan 2017 tarihli verilere göre 12-18 yaş aralığında 1778’i
tutuklu, 1022’si hükümlü olmak üzere toplam 2800 çocuk mahpus bulunuyor. Bu
veri, son on yıldaki en yüksek sayıyı ifade ediyor. Ankara, İstanbul, İzmir,
Hatay, Kayseri, Tarsus, Diyarbakır olmak üzere 7 kapalı çocuk tutukevi, Ankara,
Denizli, İstanbul, Elazığ olmak üzere 4 çocuk eğitmevi var. 2019 yılı sonunda
Çorlu Kapalı Çocuk Tutukevi’nin de açılması planlanıyor. 11 çocuk
hapishanesinde, 15 Ağustos 2017 tarihi itibarıyla1.403 çocuk mahpus varken,
kalan 1400’e yakın çocuk mahpus ise yetişkinlerin hapishanelerinde tutuluyor.
Kız çocuklarının tutulduğu yer yalnızca Denizli Eğitimevi. Burada kapasite
dolduğunda, yetişkin kadınların tutulduğu hapishanelerin koğuşlarına
konuluyorlar. 29 farklı kadın cezaevinde, 96 kız çocuğu var.
8 yılda 18 ölüm
Türkiye hapishanelerinde 2009 yılından Mart 2017 tarihine kadar 18 çocuk
yaşamını yitirdi. Son iki yılda ölen çocukların sayısı ise 6. Ölen çocukların
10’u tutukluydu. Ölümlerin 9’unun sebebi intihar olarak kayıtlara geçti.
Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde intihar eden 14 yaşındaki Emirhan’ın dosyası
Anayasa Mahkemesi’nde. CİSST’in 7 Haziran 2016’da yaptığı başvuruya verilen
yanıtta Adıyaman E Tipi Hapishanesi’nde intihar girişiminde bulunan H.T. isimli
kişinin 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldı. Adıyaman Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma, “H.T.’yi intihara azmettiren, teşvik
eden veya bu konuda kendisine yardımda bulunan kimsenin olmadığı, olayın
tamamıyla mağdurun kusurlu iradesi neticesinde meydana geldiği, başkasına
atfedilebilecek kusur bulunmadığı, ortada suç ve suçlu olmadığı” gerekçeleriyle
takipsizlik kararıyla kapatıldı. Şırnak T Tipi’nde koğuşta çıkan yangında
Muhammet Erdoğan (17), Ferhat Kaya (17) ve Mehmet Altunhan (18) isimli
çocukların ölümüyle ilgili soruşturmadaki gizlilik kararı sürüyor.
kayyım vurdu
Kayyım en az 46 bin aileyi vurdu..!
CHP İşveren Sendikaları ve Meslek
Birlikleri Genel Başkan Yardımcılığı tarafından “OHAL, İş Dünyası, Kaybeden
Türkiye” başlıklı bir rapor hazırlandı.
Rapora göre; bu süreçte, 1020 şirket TMSF’nin
yönetimine geçti, 107 gerçek kişinin mal varlıklarına da kayyım olarak atandı.
İTHALATÇILAR BAŞKA ÜLKELERE KAYDI
Cumhuriyet'in haberine göre, CHP’nin
hazırladığı “OHAL, İş Dünyası ve Kaybeden Türkiye” raporunda, Türkiye’den
ithalat yapan firmaların başka ülkelere kaydığı, uluslararası firmaların CEO ve
üst düzey yöneticilerinin Türkiye’ye seyahat gerçekleştirmediği, Avrupalı
turistin başka ülkeleri tercih ettiği, kongre organizatörlerinin Türkiye’yi
tercih etmediği vurgulandı.
46 BİN KİŞİ İSTİHDAM EDİLİYORDU
Raporda KHK'larla piyasaya doğrudan
müdahale edildiğine dikkat çekildi. Raporda kayyım atanan kuruluşlarda binlerce
kişinin çalıştığına dikkat çekildi. Söz konusu şirketlerin toplam aktif
büyüklüğü yaklaşık 41 milyar lira, özkaynak toplamı yaklaşık 18.2 milyar lira,
ciro toplamın yaklaşık 22 milyar olarak açıklanırken, bu şirketlerde 46 bin 357
kişinin istihdam edildiği bildirildi.
İŞ DÜNYASININ SORUNLARI
Yabancı firmalar başka ülkere kaydı OHAL
sürecinde iş dünyasının yaşadığı bazı olaylar raporda şöyle sıralandı:
- Türkiye’den ithalat yapan firmalar
tedarik riski duyuyor, bazı firmalar Türkiye’de iş yaptıkları firmalara el
konulması tedirginliğiyle fason üretimlerini başka ülkelere kaydırıyor.
- Uluslararası bazı firmaların OHAL olan
ülkelerle kontrat yapmama prensipleri bulunuyor ve Türkiye kökenli firmalarla
kontrat yapmama yoluna gidiyor.
- Sigorta şirketleri, OHAL nedeniyle
Türkiye’ye yönelik seyahat ve sağlık sigortası yapmıyor.
- Uluslararası firmaların CEO ve diğer
üst düzey yöneticileri Türkiye’yi seyahat etmiyor. Üreticiler, sanayiciler,
büyük uluslararası firmaların belirlediği ülkelerde ürünlerini tanıtmaya,
pazarlamaya çalışıyor.
-KHK’lerle OHAL ilanın gerekçesi dışında
ekonomi ile ilgili de düzenlemeler yapılması, yerli ve yabancı firmalar için
risk ve belirsizlik oluşturuyor. Belirsizliklerin artması yatırımların da
yavaşlamasına, askıya alınmasına neden oluyor.
- Türkiye’ye yönelik seyahat
düşüncelerinde olumsuz etki oluşturuyor, özellikle Avrupalı turist başka
ülkeleri tercih ediyor.
-Kongre organizatörleri OHAL nedeniyle
Türkiye’yi tercih etmiyor.