“Halatlarını söküp at
güvende olduğun limandan ayrıl
yelkenlerini rüzgârla doldur
araştır, hayal et, keşfet.”
AKP-MHP faşizmi arkalarını devlete
dayayarak emekçiler, devrimci ve sosyalistlere “Düşünme” diyorlar; Onların
inadına düşüneceğiz: “Yazma” diyorlar zindana atarız, ağrı hapis cezalarına
çarptırırız ; Onların inadına gerçekleri yazacağız ; sesini kısın-bize biat
edin ve konuşmayın diyorlar; ama biz onların inadına halkların eşitliği ve
özgürlüğü için konuşacağız..!
“Sus” diyorlar, Erdoğanı-Bahçeliyi
dahası faşist devleti eleştirmeyeni diyorlar ; Onların inadına susmayacak, susmanın
teslimiyet demek olduğunu bilerek
Onların inadına daha gür sesle sokağa çıkacağız
Evet, evet; her şeye karşın biz
işçileri, emekçileri, devrimci ve sosyalistleri ne yaparsa yapsınlar
susturamayacaklar!
Tıpkı zindanlarda direnen devrimci
tutsaklar, sokağa çıkan emekçiler, 300 aşkın gündür direnen Nuriye ve Sedat,
işten atılan, yoksullukla boğuşan işçiler-emekçiler , gibi direneceğiz.
Kolay mı? Eşitlik ve özgürlük için
dövüşenleri susturmak. Çünkü bizler, her türlü faşist baskı ve kuşatmaya karşı
ölümü hiçe sayarak susturulamayan, teslim alınamayan, boyun eğmeyen, diz
çöktürülemeyen, “ser verse de sır vermeyen” bir geleneğin takipçileriyiz…
Dahası bizler; Risk içeren bir özgürlüğü
rahat bir köleliğe tercih ediyorum, diyenlerin, , “Bu dünya hakkında bütün
düşündüklerini söyleme cesaretini gösterecek kişi, ayağını basacak yarım metre
kare toprak bile bulamayacaktır,” diye tarif ettiği tehditlere rağmen;
“Tehlikesiz bir fikir, fikir denemeyecek kadar değersizdir,” tavrını şiar
edinenlerdeniz…
Kolay mı? Biz işçi sınıfının, emekçileri,
kadınların, gençlerin, Alevîlerin, Kürtlerin yani halkın, ezilenlerin,
ötekilerin sesiyiz…
Yani biz; “Bütün dünyada, nerede
kapitalist varsa orada basın özgürlüğü, gazete satın alma özgürlüğü, yazar
satın alma özgürlüğü, rüşvet, halkın görüşünü satın alma ve burjuvazinin
yararına saptırma özgürlüğü anlamına gelir,” vurgusuyla V. İ. Lenin’in
haykırdığı şeyi yapanlarız:!