Garzan Mezarlığı’nda cenazelerin çıkarılmasını Kürt meselesindeki saldırgan ve militarist politikasının devamı olduğunu ifade eden HDP Eşbaşkan Yardımcısı Özsoy, ‘Kürtlerin ölülerini dirilerinden ayırıp bambaşka bir şekilde bunları yok etmeye çalışıyorlar’ dedi
Bedlîs (Bitlis) Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığında çıkarılan 267 cenazenin İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) olduğu kabul edilirken, mezarlıklar üzerine sosyolojik araştırma ve çalışmaları olan HDP Çewlîk (Bingöl) Milletvekili ve HDP Eşbaşkan Yardımcısı Hişyar Özsoy ise, yapılanı vahşet olarak tanımlayarak, “Asıl mesele toprak üzerinde Kürtlerin cenazelerinin izini bırakmamak. Yani bir şekilde mekana kazınmış olan bu hafızayı silip atmaktır” ifade etti.
‘Bir tarihin yok edilme meselesi’
Cenazelere saldırı örneklerinin Filistin, Meksika, Latin Amerika ülkelerinde de olduğunu paylaşan Özsoy, “Türkiye’de de birçok defa Gayrimüslim mezarlıkları dağıtıldı, parçalandı üzerlerine binalar dikildi, parklar yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine baktığımız zaman bir anlamda ölü ve mezarlıklarla savaş tarihini görmüş oluyoruz. Ermenilerin, Yahudilerin, Süryanilerin mezarlıklarına yönelik birçok defa yok etmeler oldu. Fakat burada bizim gördüğümüz, koca bir mezarlıktaki cenazelerin komple çıkarılması, bu alanda çalışmış biri olarak ilk kez karşılaştığım, şahit olduğum, çok ilginç bir durumdur. Bunu bir tarihin yok edilme meselesi olarak görüyorum” diye belirtti.
‘Saldırganlık politikasıdır’
Ölülere saldırının son iki yıl içerisinde Kürt meselesindeki saldırgan ve militarist politikasının devamı olduğunun altını çizen Özsoy, şunları söyledi: “Şu an uygulanan tamamen Kürtlerin ölülerini dirilerinden ayırıp bambaşka bir şekilde bunları yok etmeye çalışıyorlar. Onların fiziki anlamda varlıklarını, politik, sembolik, kültürel anlamda etkilerini kökten yok etmeye yönelik bir saldırganlık politikasıdır.”
M.A