Şırnak eski Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Twitter mesajları ortalığı karıştırdı. Kaplan, "HDP
kurultayında Demirtaş'ın yerine sakın bir Türk göz dikmesin, benim naçizane
önerim, herkes haddini bilecek!" dedi.
aplan hızını alamadı ve Sırrı Süreyya
Önder'i de hedef aldı: "Sırrı gitsin film çeksin."
Hasip KAPLAN
@HasipKAPLAN
Sırrı gitsin film çeksin..!
https://twitter.com/muslumcuyan/status/950784847794130944
Kaplan'ın açıklamalarına ilk tepki
partisi HDP'den geldi. Halkların Demokratik Partisi'nin resmi Twitter
adresinden yapılan açıklamada Kaplan'ın sözleri için, "Hasip Kaplan
Twitter hesabından yapılan ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici paylaşımların HDP
anlayışı ve politikaları ile hiçbir ilgisi yoktur. Kınıyor ve
ayıplıyoruz." denildi.
HDP
✔
@HDPgenelmerkezi
Hasip Kaplan Twitter hesabından yapılan
ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici paylaşımların HDP anlayışı ve politikaları ile
hiçbir ilgisi yoktur. Kınıyor ve ayıplıyoruz.
Twitter Ads info and privacy
Partisinin 'ırkçı, ayrımcı,
ötekileştirici' olmakla suçladığı Kaplan'a, hedef aldığı Sırrı Süreyya Önder
bir açıklama yaparak cevap verdi.
Önder,açıklamada Kaplan için,
"HDP’de eş genel başkanlık ‘göz dikilen’ bir yer değildir. Hasip, düzen
partileriyle bizi karıştırmış. Vekil olduğu zamanlarda da karıştırırdı"
dedi.
Önder, uzun bir cevapla karşılık verdi
Kaplan'a. Öncelikle HDP Eş Genel Başkanlığı'ndan başladı, "Ben eş genel
başkanlığa, aday ya da talip değilim. Kuruluşundan bu yana, yoldaşlarım bu
onurlu göreve defalarca beni önerdiler." diyerek...
Açıklamasından öne çıkan satırlar ise
şöyle:
İlkel milliyetçilik yani ırkçılık
hastalıklı bir duygudur. Bazen Hasip örneğinde görüldüğü gibi insanı
insanlığından eder. Bu siyasal çizgi Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Çerkez ve
cümle Türkiye Halklarının evlatlarının Onur, Cesaret, Özgürlük İnancı ve eşsiz
fedakarlıklarıyla bugüne gelmiştir. Rojava'da, Suruç'da, Şengal'de, Ankara
Garı'nda Barış ve Özgürlük uğruna gözünü kırpmadan hayatını veren Türkler dahil
bütün dünya halklarının çocukları için Hasip zihniyeti, ancak tükürülecek
değersizliktedir. İçinde zerre utanma duygusu olan birisi onların aziz
hatırasından biraz olsa utanır, utanmalıdır.
Binlerce Kamu Çalışanı, Barış
Akademisyenleri, Öğrenciler, Sanatçılar, Basın Emekçileri zor zamanlarda Kürt
Halkıyla omuz omuza durmanın bedelini aşından, işinden, canından, özgürlüğünden
mahrum edilmekle öderken ve bir tekinden bile bir ‘ah!’ işitilmemişken bu
soytarılık hangi mazeretle açıklanabilir? Kürtlükle ve Kürt halkını gözetmekle
olabilir mi?
Öyle olsaydı eğer, Cizre, Sur, Nusaybin
yanıp kül olurken bir kez olsun ekmeğini yediği, suyunu içtiği, vekilliğini
yaptığı bu yerlere gelip bir dayanışma göstermek gerekirdi. İktidara ve
zalimlere karşı o günlerde gayet ‘tutumlu’ ve ‘sinik’ davranan birisi, sıra
yoldaşlık yapanlara gelince böyle salyalar saçıyor.İbretliktir.
Kendi adıma Kürt halkından öğrendiklerim
ve bu halkın bana kattıkları benim verdiğim emeğin kat be kat üstündedir. Bu
itibarla ben bu halkın öğretmeni değil, öğrencisiyim. Ve hep böyle kalacağım.
Son nefesime kadar bu halka borçlu olduğumu biliyorum. Bu sorumluluk ve
borçluluk duygusu, hayatı ve mücadeleyi milletvekilliğinden ibaret sayanların
anlayacağı bir hal değildir. Burada olan Türklerin tek bir sevdası vardır:
İnsan kalmak! Kürtlerle yoldaşlık etmek hep ağır bedeller pahasınadır. Burası
‘abad’ olunacak bir yer değildir, bu kesin. Ama insan kalınacak bir yerdir bu
da kesin.
Kongremizi, Eş genel Başkanlarımız Sayın
Demirtaş ve Yüksekdağ'ın önerisiyle bir barış ve özgürlük hamlesine
dönüştüreceğiz. Eş başkan seçerken Kürtlüğüne ya da Türklüğüne bakmayacağız.
Fedakarlık ve kararlılığına bakarak, emek sahibi tüm bileşenlerimizin
önerilerini gözeterek, birisi kadın iki yoldaşımıza bu onurlu sorumluluğu
teslim edeceğiz. Geriye kalanlarımız bir eş başkan sorumluluğu ve gayretiyle
demokrasi, barış ve özgürlük sürecine omuz verecektir. Olumlu yapıcı ve yol
açıcı bütün öneriler ve değerlendirmeler başımız gözümüz üzeredir. Bu bize güç
katacaktır ama kongreleri hiyerarşiden ibaret zanneden hiç kimsenin bu kongreyi
zayıflatmasına ve itibarsızlaştırmasına izin vermeyeceğiz. Başta Baluken olmak
üzere bütün partililerimizi özgürleştirmeden de görevimizi tamamlamış
saymayacağız. Zalimlere ve aptallara inat bunu gerçekleştireceğimizi bütün
dünya görecektir.
Yaşasın Halkların Kardeşliği