" Eğer insanlığın çoğunluğu için
etkili
olabileceğimiz yeri seçmişsek,
hiçbir yük bizi kamburlaştıramaz,
Çünkü artık o herkes adına ödenen bir
bedeldir;
artık tadına vardığımız şey yoksul,
kısıtlı,
bencilce bir sevinç değildir,
mutluluğumuz milyonlara aittir,
eylemlerimiz sessiz sedasız ama sonsuza
dek
etkisini sürecek ve küllerimizi soylu
insanların
çakmak çakmak gözlerinden çıkan yaşlar
ıslatacaktır…” KARL MARKS
Evren'in önderliğinde beşli faşist generallerce
gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 faşist darbesi, işçilere, emekçilere, devrimci
ve sosyalistlere savaş ilan etmiş, ev ve sokak infazlarıyla, işkencelerden
katletmelerle, idamlarla, dahası faşist baskı, terör ve zulümle devrimci halk
hareketini ezip dağıtmaya ve toplumu korku cenderesi içine hapsetmeye
çalışmıştı.
Nitekim faşist cunta devrimi ve
komünistlerden intikam almak için idamları uygulamaya soktu. Birçok devrimci
sorgusuz sualsiz göstermelik yargılamalarla cuntanın onayıyla idam edildi. TKEP
üyesi üç devrimci işçi Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar, 13
Mart 1982'de Buca Kapalı Bölge Cezaevi’nde idam edildiler. Başları dik alınları
ak idam sehpasına yürüyen üç tıpkı Deniz, Yusuf ve Hüseyin gibi devrimin
onurunu korudular ve faşist cellatların yüzüne tükürdüler.
Faşist Cuntacılar tarafından İdam
edilmelerinin 36.yılında, devrimci işçiler Seyit Konuk, Necati Vardar ve
İbrahim Ethem Coşkun’ saygıyla anıyor ve kavgalarını zafere dek yaşatacağımıza
söz veriyoruz