16 Nisan 2018 Pazartesi

163 kadın örgütünden ortak bildiri: Kimyasal hadım tasarısı geri çekilmeli..!


Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kimyasal hadım yöntemini içeren çocuklara yönelik cinsel istismar yasa tasarısı, tüm itirazlara rağmen Başbakan Binali Yıldırım tarafından Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Tartışmalara konu olan yasa tasarısı yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek. Tasarının görüşülmesine saatler kala 163 kadın örgütü “Erkek şiddetini görünmez kılan yasa tasarısına itiraz ediyoruz” başlığıyla ortak bir bildiri yayımladı.
‘Çocuk koruma sistemi kurulmalı’
Cezaların artırılmasının çözüm olmadığının belirtildiği bildiride, şu ifadeler kullanıldı: “Öncelikle hak temelli, önleme ve koruma odaklı bir çocuk koruma sistemi kurulmalıdır. Cinsel istismar bir şiddet türüdür, hastalık değil, suçtur. Kişinin onayı olmaksızın cinsel isteğin ilaçla baskılanması gibi tıbbi uygulamalarla suçu cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır. Tasarı, basit cinsel saldırı ile cinsel taciz dışındaki cinsel suçlarda cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tıbbı müdahale öngörmektedir. Suçluyu kişinin onayı olmaksızın tıbbi uygulamalarla cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır. Sorunun ataerkil, cinsiyetçi sistemden kaynaklanan toplumsal boyutlarının göz ardı edilerek bireye indirgenmesi yaklaşımının bir ürünüdür. Kısas, linç gibi çağdışı cezalandırma yöntemlerinin önünü açacak tehlikeli bir adımdır. Yayın yasağını içeren madde ‘çocuğun üstün yararını gözetme’ iddiasına karşın, toplumun suç ve suçla ilgili doğru bilgilenme ve denetleme hakkını ihlal edici niteliktedir. Tasarı çocukların cinsel istismarına ilişkin suçların soruşturulması ve kovuşturulması aşamasında yapılan yayınların yasaklanmasına ilişkin düzenlemeler öngörmektedir. Tasarıda yapılacak kısıtlamaların içeriği ve niteliği belirsiz olduğundan, habere konu olayın tamamen karartılması riskini de beraberinde getirmektedir. Sessizlik cinsel şiddeti arttırır. Toplumun haber alma ve doğru bilgilenme hakkını ihlal eden bu düzenleme, toplumun konuya ilişkin duyarlılığına da sekte vurma, sansür ve oto sansür uygulamalarını genişletme riski taşımaktadır.”
‘Tasarı ivedilikle geri çekilmeli’
Kadın örgütleri yayımladıkları bildiride taleplerini de şöyle sıraladı;
- Bugüne kadar yapılan yasal düzenlemeler ve verilen yargı kararları, ceza artırımının çözüm olmadığını göstermiştir. Aşırı ağır cezalar yargıçları da zor durumda bırakmakta, birçok davada mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesine neden olmaktadır. Bu doğrultuda çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçirilmelidir.
- Çocuğa karşı cinsel istismar suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında delil kalitesini artırıcı, yargılamanın iyileştirilmesini sağlayıcı bir düzenleme yapılmalıdır. Örneğin çocuk cinsel istismarında zamanaşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmelidir. Cezaların yeniden belirlenmesi ve kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi uygulama örnekleri oluşturan ülkelerin deneyimleri göz önüne alınmalıdır. Cinsel istismar suçuna maruz bırakılan çocukları korumak için içinde bulundukları duruma uygun sosyo-psikolojik yardım ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Tekrarlanan mağduriyetlerin önlenmesi için tasarıda öngörülen düzenlemeler yetersizdir, ilgili tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.
- Değişiklikte Çocuk İzleme Merkezleri’nin yapılarının değiştirilmesi ve suçların niteliği bakımından bir ayrım yapılmadan bu merkezlerde tüm cinsel şiddete maruz bırakılan bireylere hizmet verilmesi öngörülmüştür. Bunun yerine devlet İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri, Cinsel Şiddet Başvuru Merkezleri modelini geliştirmeli ve hayata geçirmelidir.
- Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Failin çocuk olduğu hallere ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmalıdır. Failin çocuk olması halinde, eylem; fiil, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde gerçekleştirilmemişse, failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri uygulanmalıdır. Cinsel istismar faili çocuklara özel ıslah mekanizmaları oluşturulmalıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçun failinin çocuk olması durumunda, cinsel istismara maruz bırakılan ile fail arasında yaş farkını göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsenmelidir. İki çocuğun “akran” kabul edilebilmesi için aralarındaki yaş farkı üçten fazla olmamalıdır.
- Akran cinselliği suçtan ayırt edilerek tanınmalıdır. Örneğin 15 yaşında bir çocuk 14 yaşında bir çocukla zorlama olmadan öpüştüğünde ve bu eylem istismar olarak tanımlandığında 8 ila 10 yıl hapis cezası öngörülmektedir. Mevcut yasadaki bu eksiklik giderilmelidir.
- Devlet koruyucu ve önleyici önlemler almakla yükümlüdür. Bu doğrultuda kadınların ve çocukların şiddete maruz kaldıklarında başvuracakları merkezler yaygınlaştırılmalıdır. İstismarı fark eden kişilerin ve meslek uzmanlarının bildirimde bulunmasının önündeki engeller tespit edilmeli ve bunların kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Çocuğun istismara maruz kaldığını fark edip bildirimde bulunmak ve çocuğu desteklemek isteyen ebeveyni, öğretmeni vs. destekleyecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici kapsamlı cinsel sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi başta tüm çocuklar olmak üzere herkes için erişilebilir hale gelmelidir.
Kadın ve LGBTİ+ örgütleri olarak çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlarını düzenlemeyi hedefleyen bu tasarının ivedilikle geri çekilmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Başta çocuk, kadın ve LGBTİ+ örgütleri olmak üzere ilgili tarafların katılımıyla çocuk haklarını merkeze alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak güçlendirileceği bir Çocuk Politikası oluşturulmalı, bilimsel verilere ve yaşanan tecrübelere dayalı hak temelli bir yasal düzenleme yapılmalıdır.
Kadınlar acil toplanıyor
Konuyla ilgili acil toplanma kararı alan kadınlar, yarın gün boyu sosyal medya eylemleri ile tasarıya tepki gösterecek.