Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan
ve kimyasal hadım yöntemini içeren çocuklara yönelik cinsel istismar yasa
tasarısı, tüm itirazlara rağmen Başbakan Binali Yıldırım tarafından Meclis
Başkanlığı'na sunuldu. Tartışmalara konu olan yasa tasarısı yarın Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek. Tasarının görüşülmesine saatler kala 163
kadın örgütü “Erkek şiddetini görünmez kılan yasa tasarısına itiraz ediyoruz”
başlığıyla ortak bir bildiri yayımladı.
‘Çocuk koruma sistemi kurulmalı’
Cezaların artırılmasının çözüm
olmadığının belirtildiği bildiride, şu ifadeler kullanıldı: “Öncelikle hak
temelli, önleme ve koruma odaklı bir çocuk koruma sistemi kurulmalıdır. Cinsel
istismar bir şiddet türüdür, hastalık değil, suçtur. Kişinin onayı olmaksızın
cinsel isteğin ilaçla baskılanması gibi tıbbi uygulamalarla suçu cezalandırmaya
çalışmak insan haklarına aykırıdır. Tasarı, basit cinsel saldırı ile cinsel
taciz dışındaki cinsel suçlarda cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik
tıbbı müdahale öngörmektedir. Suçluyu kişinin onayı olmaksızın tıbbi
uygulamalarla cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır. Sorunun ataerkil,
cinsiyetçi sistemden kaynaklanan toplumsal boyutlarının göz ardı edilerek
bireye indirgenmesi yaklaşımının bir ürünüdür. Kısas, linç gibi çağdışı
cezalandırma yöntemlerinin önünü açacak tehlikeli bir adımdır. Yayın yasağını
içeren madde ‘çocuğun üstün yararını gözetme’ iddiasına karşın, toplumun suç ve
suçla ilgili doğru bilgilenme ve denetleme hakkını ihlal edici niteliktedir.
Tasarı çocukların cinsel istismarına ilişkin suçların soruşturulması ve
kovuşturulması aşamasında yapılan yayınların yasaklanmasına ilişkin
düzenlemeler öngörmektedir. Tasarıda yapılacak kısıtlamaların içeriği ve
niteliği belirsiz olduğundan, habere konu olayın tamamen karartılması riskini
de beraberinde getirmektedir. Sessizlik cinsel şiddeti arttırır. Toplumun haber
alma ve doğru bilgilenme hakkını ihlal eden bu düzenleme, toplumun konuya
ilişkin duyarlılığına da sekte vurma, sansür ve oto sansür uygulamalarını
genişletme riski taşımaktadır.”
‘Tasarı ivedilikle geri çekilmeli’
Kadın örgütleri yayımladıkları bildiride
taleplerini de şöyle sıraladı;
- Bugüne kadar yapılan yasal
düzenlemeler ve verilen yargı kararları, ceza artırımının çözüm olmadığını
göstermiştir. Aşırı ağır cezalar yargıçları da zor durumda bırakmakta, birçok
davada mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesine neden olmaktadır. Bu
doğrultuda çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra
önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk
koruma politikası hayata geçirilmelidir.
- Çocuğa karşı cinsel istismar
suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında delil kalitesini
artırıcı, yargılamanın iyileştirilmesini sağlayıcı bir düzenleme yapılmalıdır.
Örneğin çocuk cinsel istismarında zamanaşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun
beyanının hukuki değeri güçlendirilmelidir. Cezaların yeniden belirlenmesi ve
kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi
uygulama örnekleri oluşturan ülkelerin deneyimleri göz önüne alınmalıdır.
Cinsel istismar suçuna maruz bırakılan çocukları korumak için içinde
bulundukları duruma uygun sosyo-psikolojik yardım ve destek mekanizmaları
oluşturulmalıdır.
- Tekrarlanan mağduriyetlerin önlenmesi
için tasarıda öngörülen düzenlemeler yetersizdir, ilgili tarafların ve sivil
toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.
- Değişiklikte Çocuk İzleme
Merkezleri’nin yapılarının değiştirilmesi ve suçların niteliği bakımından bir
ayrım yapılmadan bu merkezlerde tüm cinsel şiddete maruz bırakılan bireylere
hizmet verilmesi öngörülmüştür. Bunun yerine devlet İstanbul Sözleşmesi’nde de
yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri, Cinsel Şiddet Başvuru Merkezleri modelini
geliştirmeli ve hayata geçirmelidir.
- Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların
toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri
önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal
düzenlemeler yapılmalıdır.
- Failin çocuk olduğu hallere ilişkin
ayrı bir düzenleme yapılmalıdır. Failin çocuk olması halinde, eylem; fiil,
cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde
gerçekleştirilmemişse, failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri
uygulanmalıdır. Cinsel istismar faili çocuklara özel ıslah mekanizmaları
oluşturulmalıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçun failinin çocuk olması durumunda,
cinsel istismara maruz bırakılan ile fail arasında yaş farkını göz önünde
bulunduran bir yaklaşım benimsenmelidir. İki çocuğun “akran” kabul edilebilmesi
için aralarındaki yaş farkı üçten fazla olmamalıdır.
- Akran cinselliği suçtan ayırt edilerek
tanınmalıdır. Örneğin 15 yaşında bir çocuk 14 yaşında bir çocukla zorlama
olmadan öpüştüğünde ve bu eylem istismar olarak tanımlandığında 8 ila 10 yıl
hapis cezası öngörülmektedir. Mevcut yasadaki bu eksiklik giderilmelidir.
- Devlet koruyucu ve önleyici önlemler
almakla yükümlüdür. Bu doğrultuda kadınların ve çocukların şiddete maruz
kaldıklarında başvuracakları merkezler yaygınlaştırılmalıdır. İstismarı fark
eden kişilerin ve meslek uzmanlarının bildirimde bulunmasının önündeki engeller
tespit edilmeli ve bunların kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Çocuğun istismara maruz kaldığını fark edip bildirimde bulunmak ve çocuğu
desteklemek isteyen ebeveyni, öğretmeni vs. destekleyecek mekanizmalar
oluşturulmalıdır. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici kapsamlı cinsel
sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi başta tüm çocuklar olmak üzere
herkes için erişilebilir hale gelmelidir.
Kadın ve LGBTİ+ örgütleri olarak
çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlarını düzenlemeyi hedefleyen bu tasarının
ivedilikle geri çekilmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk
Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı
Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası
sözleşmelere uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Başta çocuk, kadın ve LGBTİ+
örgütleri olmak üzere ilgili tarafların katılımıyla çocuk haklarını merkeze
alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak
güçlendirileceği bir Çocuk Politikası oluşturulmalı, bilimsel verilere ve
yaşanan tecrübelere dayalı hak temelli bir yasal düzenleme yapılmalıdır.
Kadınlar acil toplanıyor
Konuyla ilgili acil toplanma kararı alan
kadınlar, yarın gün boyu sosyal medya eylemleri ile tasarıya tepki gösterecek.