17 Nisan 2018 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne kadar gürlese de...


“Kur silahıyla ekonomimizi hedef alıyorlar kuru sıkı sıkıyorlar. Hiç birisinin bize tesiri olmaz” diye...
Ekonomideki gelişmeler, değil tesir etmemek, yoksulu vuran mermiye dönüyor adeta!
Ocak ayında 3.7 dolar kuru şimdi 4.1.
Kurlar yüzde 11 değer kazanmış ama etkisi yok öyle mi?
Üretim yapısı önemli ölçüde ithal girdiye bağımlı olan bir ekonomide etkilenmemek mümkün değil!
Tarımdan sanayiye...
Ekmekten ilaca...
Her şey döviz ile bağlantılı!
Öyle, ‘Benim dövizim yok, döviz borcum yok’ denilerek görmezden gelinecek bir durum değil.
Dövizdeki artış enflasyonun artması, hayatın daha da pahalı hale gelmesi demek.
Ücret ve maaşla geçinen işçinin, emeklinin, memurun refah kaybı yaşaması, biraz daha yoksullaşması demek.
Küçük esnafın zora girmesi demek.
Bu yıl yaklaşık 180 milyar dolar borcu ödeyecek şirketlerin hop oturup hop kalkması demek.
Bu borcun yıl başından bu yana yüzde 11 değer kazanan kur sayesinde, 18 milyar lira artması demek.
Döviz cinsinden gelir garantisi verilen köprü, otoyol, şehir hastanelerine geçsek de, geçmesek de ödediğimiz paranın artması demek!
İnşaat sektörünün daralması demek.
Uluslararası gayrimenkul şirketi ERA’nın Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay diyor ki... “Dövizde yaşanan artış gayrimenkul satışlarını yavaşlattı”.
MÜJDE DİYE ALDATILMAK...
Döviz cinsinden hızla yoksullaşan vatandaş bir de çift haneli enflasyonla boğuşuyor.
Gazetemiz Evrensel’in dünkü nüshasında yer alan, nohut alamayan işçi haberi gibi... Yoksulluk haberleri artıyor.
Elektriğe yılbaşından bu yana yüzde 12 zam geldi.
Geçen hafta arka arkaya önce mazota arkasından da benzine yapılan zamlarla mazot 6 liraya benzin de 6 liranın üzerinde bir fiyata satılır oldu.
İğden ipliğe zam yoldayken...
Önümüzdeki temmuz ayında...
Yüzde 4 zam alacak SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine...
Yüzde 3.5 zam alacak memur ve memur emeklilerine...
Hayat pahalılığı müjde diye sunuluyor (Açın bakın dünkü ve bugünkü ‘yandaş’ basın ekonomi sayfalarını görürsünüz).
Nasıl mı?
Bu yılın ilk 6 ayında enflasyon yüzde 5’i bulacak.
Böylece...
Emekliler ve memurlar da, enflasyon oranı maaşlarına yapılacak zam oranını aştığı için,
enflasyon farkı zammı alacak.
Hayat pahalılığına adeta sevinmeyi salık veren bu gazeteler, müjde numarasını yutmayacaklar için de başka bir haber iliştirmiş: “Emeklilere iki bayram ikramiyesi yolda”.
Oysa emeklilerin kaybı büyük.
DİSK’in hazırladığı ‘Emeklilerin durumu’ raporuna göre...
Emekli aylıkları milli gelire göre yüzde 34 geriledi.
Emekli aylıklarının güncellenmesinde milli gelirin tamamını hesaba katılmasından vazgeçilmesi ve sadece yüzde 30’unun hesaba katılması nedeniyle.
İŞSİZLİKTEN İYİ HABER YOK!
Dün Türkiye İstatistik Kurumu işsizlik rakamlarını açıkladı.
Açıkçası seferberlik ilan edilen işsizlikten de iyi haber yok.
Gerçi rakamlar bütün basında müjde ile duyuruldu:
Türkiye genelinde işsiz sayısı 2018 yılı ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 576 bin kişi azaldı.
İşsizlik oranı 2.2 puanlık azaldı.
Tarım dışı işsizlik oranı 2.5 puanlık azaldı.
Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4.6 puanlık azaldı.
O azaldı, bu azaldı diye müjdelenenler gerçeği gizliyor.
Gerçek şu: Türkiye’de işsizlik oranı ocak ayında beklentilerin üzerinde gelerek, bir önceki aya göre yarım puan arttı.
İstatistik Kurumunun verdiği rakamlara bakalım!
Aralık 2017...
İşsiz sayısı 3 milyon 291 bin kişi.
İşsizlik oranı yüzde 10.4.
İstihdam edilen 28 milyon 288 bin kişi.
Ocak 2018 (Aradan bir ay geçtikten sonra)...
İşsiz sayısı 3 milyon 409 bin kişi.
İşsizlik oranı yüzde 10.8.
İstihdam edilen 28 milyon 29 bin kişi.
Görüldüğü gibi...
İşsizlik oranı bir ayda yaklaşık yarım puan artmış; 10.4’ten 10.8’e gelmiş.
İşsiz sayısı 118 bin kişi artmış; 3 milyon 291 binden 3 milyon 400 binin üzerine çıkmış.
Üstelik istihdam edilen insan sayısı da 250 bin kişi azalmış!
SÜREKLİ İŞSİZLİK ÜRETEN SİSTEM
Bir yılda iş gücüne katılım 780 bin kişi artmış.
Koca bir yıldaki bu artışa karşın son bir iki aydır iş arayanların sayısı 1 milyon 300 bin kişi. Aradaki fark da gösteriyor ki...
Yüz binlerce insan işsiz kalıp iş aramaya koyulmuş.
Sürekli işsizlik üreten bir sistem var.
Genç işsizlik yüzde 20 civarında. Yani beş gençten biri işsiz.
15-24 yaş arası her 100 gençten 23’ü, yaklaşık dört gençten biri, kayıp. Yani 2 milyon 738 bin genç ne işte, ne eğitimde, ne de askerde.
Tarım dışı kadın işsizlik oranı yüzde 17’ye dayanmış...
Kayıt dışı azalmıyor.
Yoksula, emekçinin hayatına kast var.
İktidarın iddia ettiği gibi dışarıdan değil, bizzat ülke ekonomisinin acımasızca sıkmasından dolayı!
GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON
İşsizlik rakamlarına Ekonomiden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’dan, “Onca kampanyaya, seferberliğe, stajyerle makyajlamalara rağmen işsizlik hala 10.8” tepkisi geldi.
TÜİK’in her ay açıkladığı istatistiklere göre istihdam seferberliğinin sınırlı etkileri olduğuna dair tespitlerin geçerliliğini koruduğunu söyleyen Erdoğdu, “Üstelik, 2017 Ocak ile 2018 yılı Ocak ayı arasında 1 milyon 357 bin kişilik istihdam artışı da SGK tarafından doğrulanmıyor. Seferberlik ve stajyerle makyajlamaya rağmen işsizlik düşmüyor” dedi.
Erdoğdu, gerçek işsizlik rakamlarına ilişkin şu verileri paylaştı: “TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı yüzde 10.8 iken iş bulma ümidi olmayan, bir işte çalışmayan ama iş olsa çalışacağını beyan eden ve mevsimlik çalışanların da dahil edildiği gerçek işsizlik oranı yüzde 17,5. İş arayan, iş aramadığı halde bir iş bulduğunda çalışmaya hazır olduğunu beyan eden 5 milyon 940 bin yurttaşımız var”.
Bülent Falakoğlu
Evrensel