“Kur silahıyla ekonomimizi hedef
alıyorlar kuru sıkı sıkıyorlar. Hiç birisinin bize tesiri olmaz” diye...
Ekonomideki gelişmeler, değil tesir
etmemek, yoksulu vuran mermiye dönüyor adeta!
Ocak ayında 3.7 dolar kuru şimdi 4.1.
Kurlar yüzde 11 değer kazanmış ama
etkisi yok öyle mi?
Üretim yapısı önemli ölçüde ithal
girdiye bağımlı olan bir ekonomide etkilenmemek mümkün değil!
Tarımdan sanayiye...
Ekmekten ilaca...
Her şey döviz ile bağlantılı!
Öyle, ‘Benim dövizim yok, döviz borcum
yok’ denilerek görmezden gelinecek bir durum değil.
Dövizdeki artış enflasyonun artması,
hayatın daha da pahalı hale gelmesi demek.
Ücret ve maaşla geçinen işçinin,
emeklinin, memurun refah kaybı yaşaması, biraz daha yoksullaşması demek.
Küçük esnafın zora girmesi demek.
Bu yıl yaklaşık 180 milyar dolar borcu
ödeyecek şirketlerin hop oturup hop kalkması demek.
Bu borcun yıl başından bu yana yüzde 11
değer kazanan kur sayesinde, 18 milyar lira artması demek.
Döviz cinsinden gelir garantisi verilen
köprü, otoyol, şehir hastanelerine geçsek de, geçmesek de ödediğimiz paranın
artması demek!
İnşaat sektörünün daralması demek.
Uluslararası gayrimenkul şirketi ERA’nın
Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay diyor ki... “Dövizde yaşanan artış
gayrimenkul satışlarını yavaşlattı”.
MÜJDE DİYE ALDATILMAK...
Döviz cinsinden hızla yoksullaşan
vatandaş bir de çift haneli enflasyonla boğuşuyor.
Gazetemiz Evrensel’in dünkü nüshasında
yer alan, nohut alamayan işçi haberi gibi... Yoksulluk haberleri artıyor.
Elektriğe yılbaşından bu yana yüzde 12
zam geldi.
Geçen hafta arka arkaya önce mazota
arkasından da benzine yapılan zamlarla mazot 6 liraya benzin de 6 liranın
üzerinde bir fiyata satılır oldu.
İğden ipliğe zam yoldayken...
Önümüzdeki temmuz ayında...
Yüzde 4 zam alacak SSK ve BAĞ-KUR
emeklilerine...
Yüzde 3.5 zam alacak memur ve memur
emeklilerine...
Hayat pahalılığı müjde diye sunuluyor
(Açın bakın dünkü ve bugünkü ‘yandaş’ basın ekonomi sayfalarını görürsünüz).
Nasıl mı?
Bu yılın ilk 6 ayında enflasyon yüzde
5’i bulacak.
Böylece...
Emekliler ve memurlar da, enflasyon
oranı maaşlarına yapılacak zam oranını aştığı için,
enflasyon farkı zammı alacak.
Hayat pahalılığına adeta sevinmeyi salık
veren bu gazeteler, müjde numarasını yutmayacaklar için de başka bir haber
iliştirmiş: “Emeklilere iki bayram ikramiyesi yolda”.
Oysa emeklilerin kaybı büyük.
DİSK’in hazırladığı ‘Emeklilerin durumu’
raporuna göre...
Emekli aylıkları milli gelire göre yüzde
34 geriledi.
Emekli aylıklarının güncellenmesinde milli
gelirin tamamını hesaba katılmasından vazgeçilmesi ve sadece yüzde 30’unun
hesaba katılması nedeniyle.
İŞSİZLİKTEN İYİ HABER YOK!
Dün Türkiye İstatistik Kurumu işsizlik
rakamlarını açıkladı.
Açıkçası seferberlik ilan edilen
işsizlikten de iyi haber yok.
Gerçi rakamlar bütün basında müjde ile
duyuruldu:
Türkiye genelinde işsiz sayısı 2018 yılı
ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 576 bin kişi azaldı.
İşsizlik oranı 2.2 puanlık azaldı.
Tarım dışı işsizlik oranı 2.5 puanlık
azaldı.
Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı
4.6 puanlık azaldı.
O azaldı, bu azaldı diye müjdelenenler
gerçeği gizliyor.
Gerçek şu: Türkiye’de işsizlik oranı
ocak ayında beklentilerin üzerinde gelerek, bir önceki aya göre yarım puan
arttı.
İstatistik Kurumunun verdiği rakamlara
bakalım!
Aralık 2017...
İşsiz sayısı 3 milyon 291 bin kişi.
İşsizlik oranı yüzde 10.4.
İstihdam edilen 28 milyon 288 bin kişi.
Ocak 2018 (Aradan bir ay geçtikten
sonra)...
İşsiz sayısı 3 milyon 409 bin kişi.
İşsizlik oranı yüzde 10.8.
İstihdam edilen 28 milyon 29 bin kişi.
Görüldüğü gibi...
İşsizlik oranı bir ayda yaklaşık yarım
puan artmış; 10.4’ten 10.8’e gelmiş.
İşsiz sayısı 118 bin kişi artmış; 3
milyon 291 binden 3 milyon 400 binin üzerine çıkmış.
Üstelik istihdam edilen insan sayısı da
250 bin kişi azalmış!
SÜREKLİ İŞSİZLİK ÜRETEN SİSTEM
Bir yılda iş gücüne katılım 780 bin kişi
artmış.
Koca bir yıldaki bu artışa karşın son
bir iki aydır iş arayanların sayısı 1 milyon 300 bin kişi. Aradaki fark da
gösteriyor ki...
Yüz binlerce insan işsiz kalıp iş
aramaya koyulmuş.
Sürekli işsizlik üreten bir sistem var.
Genç işsizlik yüzde 20 civarında. Yani
beş gençten biri işsiz.
15-24 yaş arası her 100 gençten 23’ü,
yaklaşık dört gençten biri, kayıp. Yani 2 milyon 738 bin genç ne işte, ne
eğitimde, ne de askerde.
Tarım dışı kadın işsizlik oranı yüzde
17’ye dayanmış...
Kayıt dışı azalmıyor.
Yoksula, emekçinin hayatına kast var.
İktidarın iddia ettiği gibi dışarıdan
değil, bizzat ülke ekonomisinin acımasızca sıkmasından dolayı!
GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON
İşsizlik rakamlarına Ekonomiden Sorumlu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’dan, “Onca kampanyaya, seferberliğe,
stajyerle makyajlamalara rağmen işsizlik hala 10.8” tepkisi geldi.
TÜİK’in her ay açıkladığı istatistiklere
göre istihdam seferberliğinin sınırlı etkileri olduğuna dair tespitlerin
geçerliliğini koruduğunu söyleyen Erdoğdu, “Üstelik, 2017 Ocak ile 2018 yılı
Ocak ayı arasında 1 milyon 357 bin kişilik istihdam artışı da SGK tarafından
doğrulanmıyor. Seferberlik ve stajyerle makyajlamaya rağmen işsizlik düşmüyor”
dedi.
Erdoğdu, gerçek işsizlik rakamlarına
ilişkin şu verileri paylaştı: “TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı yüzde 10.8
iken iş bulma ümidi olmayan, bir işte çalışmayan ama iş olsa çalışacağını beyan
eden ve mevsimlik çalışanların da dahil edildiği gerçek işsizlik oranı yüzde
17,5. İş arayan, iş aramadığı halde bir iş bulduğunda çalışmaya hazır olduğunu
beyan eden 5 milyon 940 bin yurttaşımız var”.
Bülent Falakoğlu
Evrensel