
İnsan Hakları Derneği (İHD), 2017
yılında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlali raporunu açıkladı. İHD Genel
Merkezi’nde raporu açıklayan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 2017 yılı
boyunca Türkiye’nin OHAL gölgesinde yönetildiğini belirterek, ülkenin rejiminin
de bu yıl içinde yapılan referandumla değiştiğini ifade etti. Türkdoğan, 20
aydır süren OHAL uygulamalarının 2017 yılında da insan hakları ihlallerine
neden olduğunu belirterek, OHAL’e derhal son verilmesini istedi.
İHD’nin raporunda gerçekleştirilen hak
ihlalleri şöyle sıralandı:
- Gözaltında 3 kişi yaşamını yitirdi, 1
kişi ise yaralandı.
- Faili meçhul saldırılarda 12 kişi
yaşamını yitirdi.
- Silahlı çatışmalar nedeniyle 161’i
asker, polis, korucu, 483’ü militan, 12’si sivil olmak üzere toplam 656 kişi
yaşamını yitirdi. 309’u asker, polis ve korucu, 26’sı silahlı militan ve 14’ü
sivil olmak üzere 349 kişi ise yaralandı.
- Güvenlik güçlerine ait zırhlı
araçların çarpması sonucu 8’i çocuk olmak üzere toplam 23 kişi yaşamını
yitirdi, 6’sı çocuk 26 kişi de yaralandı.
- Mayın ve sahipsiz bomba vb. maddelerin
patlaması sonucu 6’sı çocuk 7 kişi yaşamını yitirdi, 17′si çocuk toplam 28 kişi
yaralandı.
- Kadınlara yönelik yaşam hakkı
ihlalinde ise artış devam etti. 51’i intihar eden, 357’si toplumsal alanda
öldürülen kadın olmak üzere toplam 408 kadın yaşamını yitirdi, 610 kadın ise
yaralı kurtuldu. Bin 74 kadın fuhuş yapmaya zorlandı.
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Meclisi’nin verilerine göre, 2017 yılında iş kazaları/cinayetleri sonucu en az
2 bin 6 işçi yaşamını yitirdi.
2 bin 682 kişiye işkence ve kötü muamele
- 2017 yılında 427’si gözaltında kaba
dayak ve diğer yöntemlerle, bin 855 kişi ise gözaltı yerleri dışında ve
güvenlik güçlerince müdahale edilen toplantı ve gösterilerde olmak üzere toplam
2 bin 682 kişi işkence ve kaba muameleyle karşılaştı.
- Birçoğu Ankara’da olmak üzere 11 zorla
kaçırma ve kaybetme vakası gerçekleşti.
- Yıl içinde eklenen vakalarla birlikte
9 kişinin akıbetinin belli değil.
- OHAL’de gözaltı süresi 14 gün iken
KHK‘lar ile getirilen avukat kısıtlılığı da sürüyor.
- İşkencenin önlenmesinde önemli rolü
olan ancak yıllardır uygulamada büyük ölçüde ihmal edilen usul güvenceleri,
OHAL sürecinde KHK’lar ile yapılan düzenlemeler sonucu önemli ölçüde tahrip
oldu.
- İşkence ve diğer kötü muamele
uygulamalarının önlenmesi açısından önemli araçlardan birisi olan ve
Türkiye’nin üyesi olmakla yükümlülükler üstlendiği başta BM ve Avrupa Konseyi
bünyesindeki uluslararası izleme mekanizmalarının etkin çalışmaları engellenmektedir
ve bu mekanizmaların uyarı ve önerilerine hürmet edilmemektedir. Örneğin
İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi(CPT)’nin Eylül 2016’da Türkiye’ye
gerçekleştirdiği plansız ziyarette sırasında yaptığı gözlem ve tespitler
hakkındaki tamamlanmış raporun yayınlanmasına Türkiye Hükümeti hâlâ izin
vermedi.
- Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurumu ulusal önleme görevi ile yetkili olmasına rağmen, bu yetkilerini etkili
kullanmadı.
- Adalet Bakanlığı’nın 2016 yılı resmi
istatistiklerine göre TCK 94. maddeden yani işkenceden açılan dava sayısı 42
olup daha az bir cezayı düzenleyen eziyet suçundan açılan dava sayısı 340’tır.
Buna karşılık polise mukavemet dediğimiz TCK 265. Maddeden açılan dava sayısı
ise 26 bin 195’tir.
Kürt sorunu
- 2015-2016 yıllarında uygulanan sokağa
çıkma yasaklarının daha kısa süreli ve küçük ölçekli de olsa tüm
olumsuzluklarıyla 2017 yılında da sürdü.
- Bölgede bulunan 94 il ve ilçe
belediyesinin OHAL koşullarında atanan kayyumlar ile yönetildi ve bu
belediyelerin 68 eş başkanı hâlen tutuklu bulunuyor.
- HDP eski Eş Genel Başkanları
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP’nin 9 milletvekili
tutukludur. CHP’de ise Enis Berberoğlu tutuklu. Ayrıca 9 HDP Milletvekilinin
vekilliği düşürüldü.
- İHD olarak, Kürt sorununun her zaman
demokratik ve barışçıl çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle,
çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz. Tarafların çatışmasızlık haline
geçmesini istiyoruz. Çatışmasızlık halinin yaşanan olumsuzluklardan da
hareketle tahkim edilmiş bir hale getirilerek güçlendirilmesini, izlenmesini ve
bu konuda tarafların mutabık kalacakları kararları almasını istiyoruz.
213 gazeteci tutuklu
- 2017 yılında 213 gazeteci tutuklu ve
hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
- Çok sayıda internet sitesine erişim
engellendi. Bunlardan Sendika.org sitesine 61, Özgürlükçü Demokrasi
Gazetesi’nin internet sitesine ise 42 kez erişim engeli kararı verildi.
Mezopotamya Haber Ajansının ise sürekli olarak erişim engeli uygulanmaktadır.
- Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı
talepleri 2017 yılında da karşılığını bulamadı. AİHM’in zorunlu din derslerinin
kaldırılması ve Cem Evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ile ilgili
kararlarının gereği yerine getirilmedi.
148 akademisyene dava açıldı
- 6 Ocak 2016 tarihinde barış için
bildiri imzalayan bin 128 akademisyenin birçoğu kamu görevinden ihraç edildi,
Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı. İstanbul Savcılığı bu bildiri nedeniyle
şimdilik 148 Barış Akademisyeni hakkında TMK 7/2 maddesi uyarınca kamu davası
açarak çok açık bir şekilde ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmiştir. Bu
davalarda hapis cezaları verilmeye başlamıştır.
- İHD Eşgenel Başkanı Eren Keskin’in
2014 ve 2015 yıllarında Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için genel yayın
yönetmenliği yapması nedeniyle hakkında 143 dava açılmıştır. Bugüne kadar bu
davalarda 355.920,00 TL adli para cezası verildi. Keskin’e 29 Mart 2018
tarihinde İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 7.5 yıl hapis cezası
verildi.
- Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak
amacı ile 1 günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapan 53 aydın, yazar,
sanatçı ve aktivistten 38’ine açılan davalarda TMK 6/2 ile 7/2. Maddelerden
hapis ve para cezaları verilmiş, hapis cezaları erteledi.
- 2017 yılında Cumhuriyet Gazetesi ile
Zaman Gazetesi ana davaları devam etmiştir. Cumhuriyet gazetesinden Akın
Atalay’ın tutukluluğu devam etmektedir. Gazeteci Can Dündar, Türkiye’yi terk
etmek zorunda kalmıştır. Zaman gazetesinden Şahin Alpay AYM’nin 2’nci kararı
üzerine tahliye edilmiş, AYM kararına rağmen Mehmet Altan tahliye edilmedi.
1988 mahpusa işkence ve kötü muamele
- 1 Kasım 2017 itibariyle cezaevlerinde
toplam 230 bin 735 tutuklu bulunuyor.
- İHD’nin tespit edebildiği kadarı ile
401’i ağır olmak üzere bin 154 hasta mahpus bulunmaktadır. Bu kişilerden durumu
ağır olan 401 kişinin insani ve hukuki açıdan bir an önce tahliye edilmesi
gerekmektedir.
- Türkiye cezaevlerinden sürekli olarak
gelen şikâyet mektuplarında ve avukat başvurularında işkence ve kötü muamele
ile ilgili güçlü iddialar bulunmaktadır. Özellikle OHAL ilanından bu yana bu
iddialar giderek artmıştır. 2017 yılında tespit edebildiği kadarı ile bin 988
mahpus işkence ve kötü muamele iddiasında bulundu.
735 toplantı ve gösteriye müdahale
edildi
- Ankara Valiliği önce LGBTİ+ Film
Günlerini ardından da LGBTİ+ örgütleri tarafından düzenlenecek her türlü
etkinliği yasakladı.
- İHD Dokümantasyon Merkezi’nin tespit
edebildiği kadarıyla 2017 yılında 735 toplantı ve gösteriye müdahale edildi. Bu
müdahalelerde 2 bin 193 işkence ve kötü muamele şikâyetinde bulundu.
- OHAL KHK’leri ile ihraç edilen
akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın 9 Kasım 2016’da Ankara
Yüksel Caddesi’nde başlattıkları “İşimi Geri İstiyorum” talepli oturma
eylemlerine karşı onlarca kez gözaltı yapılmış, adli para cezaları verilmiş,
soruşturma ve davalar açılmıştır. Bu eylemlere daha sonradan sosyolog Veli
Saçılık, öğretmen Acun Karadağ, öğretmen Esra Özakça, sağlık memuru Adnan Vural
ve daha birçok kişi katıldı. Bu kişilere karşı Ankara’da iki örgüt üyeliği
davası, 5 adet 2911 sayılı Kanuna muhalefet davası açıldı. Kolluk güçleri
tarafından 232 defa müdahalede bulunulmuş, 586 gözaltı olayı yaşandı.