Dünyanın çeşitli ülkelerinden yüzlerce akademisyenin gözaltındaki 15
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin derhal serbest bırakılmasını istediği
mektuba Türkiye’den imza atanların isimleri ‘kendi güvenlikleri için’ gizli
tutuldu.
Afrin kent merkezine girilmesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde bir
grup öğrenci lokma dağıtmış, bir başka bir grup öğrenci de “İşgalin, katliamın
lokumu olmaz” yazılı pankart açmıştı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,
lokum dağıtanlara saldırdığını söylediği öğrenciler için ‘terörist’ ve ‘vatan
haini’ gibi ifadeler kullanmış, bu tür öğrencilerin öğrenim hakkının ortadan
kaldırılacağını söylemişti. Hemen ardından başlatılan operasyonda 11 öğrenci
gözaltına alınmıştı. Şu an sayı 15.
Diken’in haberine göre, Türkiye’de çoğu akademisyenin sessiz kaldığı
gözaltılar 37 ülkeden 1500’e yakın akademisyen ve öğrencinin imzaladığı bir
mektupla protesto edilmiş, öğrencilerin derhal salıverilmesi istenen mektup New
York ve Washington D.C.’deki Türk konsolosluklarına, cumhurbaşkanı ve hükümete,
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yetkililerine ve Boğaziçi Üniversitesi
rektörüne gönderilmişti.
Dikkat çeken not
Mektuptaki bir ‘not’ dikkat çekti. Yabancı ve yurt dışındaki
üniversitelerde görevli Türkiyeli akademisyenlerin isimlerinin ‘açıkça’
yazıldığı imzacılar kısmında, “Türkiye’den imza atan akademisyenlerin isimleri
kendi güvenlikleri gerekçesiyle gizlenmiştir” ifadesine yer verildi.
Listede Boğaziçi, ODTÜ, İstanbul Bilgi, Yıldız Teknik, Bahçeşehir, Mimar
Sinan Güzel Sanatlar, İTÜ, Bilkent, Ege, Sabancı, Koç üniversitelerinden
akademisyenlerin yanısıra öğrenciler de imzacı olarak görünüyor, ancak isimleri
yok. Bunun yerine ‘name redacted’ (ismi gizli tutuldu) ibaresi, okullarının
ismi ve akademik unvanları var.
Mektubun içeriği
Akademik Dayanışma Ağı’nın mektubun tam metni şöyle:
“Dünya çapındaki akademik topluluklarının üyeleri olarak, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki
öğrencilerin son zamanlarda tutuklanmasına ve taciz edilmesine şiddetle itiraz
ediyoruz.
Kampüs içindeki tutuklamalar, polisin ev ve yurt baskınları, Türkiye’de
siyasi ifadeleri ve muhalefeti suç kabul etme yönünde giderek güçlenin eğilimin
bir parçası.
Recep Tayyip Erdoğan alaycı bir üslupla bu öğrencilerden ‘terörist’ diye
bahsetti, onları okuldan atmak ve başka bir üniversitede eğitim almalarını
engellemek için ant içti. Erdoğan’dan daha önce böyle sözel saldırılar
görmüştük ve bunlar binlerce akademisyen, gazeteci, sanatçı ve insan hakları
savunucusunun tutuklanmasıyla sonuçlanmıştı.
Türkiye hükümetini gözaltındaki öğrencileri, ayrıca siyasi ifadelerinden
dolayı tutuklanmış veya gözaltına alınmış bütün öğrencileri derhal serbest
bırakmaya çağırıyoruz.
Karşılaştıkları risklere rağmen cesur bir şekilde muhalefetlerini dile
getiren bu öğrencilerle dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz.
Mümkün olan bütün kamusal ve özel kanallardan bu öğrencileri
destekleyeceğimize söz veriyoruz.”