Türkiye, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü
savunma hakkının ihlaline yol açan uygulamaların gölgesinde karşılıyor. Türkiye
Barolar Birliği’nin verilerine göre geçen yıl 390 avukat cezaevindeydi. Bu yıl
ise yaklaşık 500 avukat Avukatlar Günü’ne cezaevinde girecek. İstanbul Barosu
Yönetim Kurulu üyesi ve Avukat Hakları Merkezi Koordinatörü Hasan Kılıç,
avukatların yaptıkları görevler nedeniyle ceza soruşturmalarına maruz
kaldıklarını, haklarında gözaltı kararı verildiğini ve tutuklandıklarını
söyleyerek, “Bu kadar çok avukatın tutuklu olduğu bir ortamda 5 Nisan Avukatlar
Günü’nü kutlayamıyoruz” dedi. ‘Elbetteki avukatlar yargılanamaz’ diye bir şey
söylenemeyeceğini vurgulayan Kılıç, “Hukuk devletinde herkes yargılanabilir ama
avukatların mesleklerini yaptıkları için Avukatlık Kanunu’ndaki güvenceler yok
sayılarak tutuklanması kabul edilemez. Avukatlara bu muameleleri yaptığınızda,
avukatları etkissizlekştirldiğinizde yargılamanın içerisinden adalet kavramını
çıkarmış olursunuz. Herkesin ihtiyacı olan savunma hakkını yok etmiş olusunuz”
diye konuştu. Adliyelerde iş yapmanın son dönemlerde daha da zorlaştırıldığına
dikkat çeken Kılıç, şöyle konuştu: “ Avukat, müvekkil görüşmeleri kayda
alınarak, gizlilik ihlal ediliyor. Adliye içerisinde bazı katlarda, avukatın
dosyaları ile ilgili savcı ve hakimlerle görüşmelerinde çok ciddi sıkıntılar
çıkarılması, savunmanın etkinliğine ciddi bir darbe vurmaktadır. Dosyasını
kontrol etmek isteyen, dosyasına dilekçe sunan, dosyasının hakimi veya savcısı
ile görüşme yapmak isteyen avukatın isminin not alınması, kaydedilmesi
meslektaşların çok rahatsız olduğu bir konudur ve açıkçası kabul edilemez bir
uygulamadır. Bu uygulamaya hemen son verilmelidir.
Boyun eğmeyiz
Tüm bu olumsuzluklara bir de avukata
yönelik giderek artan şiddettin eklendiğini kaydeden Kılıç, avukatların çeşitli
saldırılara, hakaretlere ve tehditlere, bıçaklanmaya kimi zaman silahlı
saldırılara maruz kaldıklarını vurguladı. “Avukata görevi nedeniyle yapılan
saldırılar da aslında kamu görevlisine, görevi nedeniyle yapılan saldırı
kapsamındadır” diyen Kılıç, “Bu nedenle ağır yaptırımlara bağlanmıştır. Ancak
soruşturma ve kovuşturmaların etkili olarak yapılması gerekmektedir” dedi.
Kılıç, hak arayışının temsilcisi olan avukatların var güçleriyle çalışmaya
devam edeceklerini dile getirerek, “Biz avukatlar teslim olmayız, biat emeyiz,
boyun eğmeyiz, eğilip bükülmeyiz. Kimse bizden bunları beklemesin. Aksi halde
zaten avukat olamayız. Adaletin gerçekleşmesi için olmazsa olmaz unsur
savunmayı yeniden etkin hale getireceğiz. Unutulmamalıdır ki savunma yoksa
yargı da yoktur. Yargı yoksa hukuk güvenliği yoktur” diye konuştu.
Avukatlar gününde adalet nöbeti
Gazetemizin yayın politikasının suçlama
konusu edildiği dava kapsamında asılsız ve akıldışı iddialarla 522 gündür
tutuklu bulunan icra kurulu başkanımız ve avukatımız Akın Atalay’ın nezdinde
tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için Çağlayan Adliyesi’nde Nisan 2017’de
tutulmaya başlanan Adalet Nöbeti, bugün 52. kez tutulacak. Bir yılını geçen
hafta dolduran nöbet saat 11.30’da adliyenin C kapısı girişindeki Themis
heykellerinin bulunduğu alanda başlayacak. Nöbetin ardından saat: 12.15’te C
kapısı önünde basın açıklaması yapılacak.
Savunmanın en zor zamanı
İHD İstanbul Şubesi Başkanı avukat
Gülseren Yoleri: Savunmanın en zor olduğu dönemlerdeyiz. 5 Nisan Avukatlar Günü
ama bizler bu günü kutlayamayacağız. Baroların hükümetin saldırıları karşısında
yeterli direnci göstermediği bir süreci yaşıyoruz. Bugün adil yargılanma
hakkından, bağımsız yargıdan bahsedenlerin avukatların da bağımsız ve özgür
çalışabileceği koşulların yaratılmasının zorunlu olduğunu bilmesi lazım.
Avukatı tutuklu bir yargı sisteminin bağımsız olması mümkün değildir.
Bağımsız yargı yok edildi
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Eş
Başkanı avukat İlknur Alcan: Son yıllarda avukatlar gününü bir kutlama değil de
hapishaneler önünde açıklamalarla geçiriyoruz. Bizim için bu yılda farklı
olmayacak. İstanbul’da yüzlerce tutuklu avukattan 18’i Çağdaş Hukukçular
Derneği üyesi, 3’ü ise ÖHP’li. 21 meslektaşımız da müvekkillerinin haklarını
savundukları, yaptıkları basın açıklamaları ve hak arama mücadelesi nedeniyle
tutuklu. Yargı bağımsızlığı tamamen yok edilmiş durumda.
Adliyeler infaz birimine dönüştü
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul
Şube Başkanı avukat Gökmen Yeşil: Maalesef bugünü bir kutlama değil, mücadele
günü olarak ele almamızı gerektiriyor. Yüzlerce avukat tutuklu. Yüzlerce avukat
hakkında soruşturma dosyalarından kısıtlama kararı var, avukatlar gözaltı
merkezlerinde kolluk güçlerinin engelleme ve hatta saldırılarına maruz kalıyor.
Avukatla Günü’nü maalesef yargıda sorunlar ve avukatların sıkıntılarıyla değil
yargının olmadığı, adliyelerin infaz birimine dönüştüğü bir atmosferde
karşılıyoruz.
Cezaevinden yazdılar
Selçuk Kozağaçlı: Mücadeleye devam
Silivri Cezaevi’nde tutuklu Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, gazetemize
yolladığı Avukatlar Günü mesajında, “Geçen yüzyıl avukatların çok övgü ile
hatırlandığı bir çağ olmadı. Açıp şöyle bir bakın, J. Swift, C. Dickens, R.
Laforgue, F. Dostoyevski okuyorum bu aralar ama size yazmaya içim el vermez. Bu
yüzyıl işte bunu değiştiriyoruz. Yoksulun, haklının ve mücadele edenin
yanındaki avukat! Bu nedenler hapsedilen ve tecrit edilen avukat. Elbette
hapisten çıkacak ve kaldığı yerden mücadeleye devam edecek avukatl. Bu yüzyıl,
biz kazanacağız” dedi.
Gümüştaş ve Uçar: Cüppe kazanacak
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde
tutuklu avukatlar Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar ise şöyle yazdı: “Bulunduğumuz
koğuşta KHK ile ihraç edilmiş eğitim ve sağlık emekçileri KESK’li iki arkadaş
‘Savaşa hayır’ dedikleri için ‘Terör örgütü propagandası’ yaptıkları iddiasıyla
getirilmişler. Siyasi parti yöneticileri ve iki gazeteci arkadaş da bizimle
aynı koğuşta. Hepimizin duruşuna, sözüne, mesleğini yapış tarzına baktığımızda
bu politik iklime göre tutuklanmamıza engel bir durum yok.... Bize göre
avukatlık mesleği adalet sistemini geliştirmenin, insancıl hukuku geliştirmenin
önemli bir parçasıdır. OHAL ve KHK rejimine karşı cübbe, stetoskop, deklanşör,
özgürlük ve adalet kazanacak.”
Cumhuriyet