4 Nisan 2018 Çarşamba

Yüzlerce Avukatın tutuklu Olduğu Koşullarda 5 Nisan Avukatlar Gününü Kutlamıyoruz...!


Türkiye, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü savunma hakkının ihlaline yol açan uygulamaların gölgesinde karşılıyor. Türkiye Barolar Birliği’nin verilerine göre geçen yıl 390 avukat cezaevindeydi. Bu yıl ise yaklaşık 500 avukat Avukatlar Günü’ne cezaevinde girecek. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Avukat Hakları Merkezi Koordinatörü Hasan Kılıç, avukatların yaptıkları görevler nedeniyle ceza soruşturmalarına maruz kaldıklarını, haklarında gözaltı kararı verildiğini ve tutuklandıklarını söyleyerek, “Bu kadar çok avukatın tutuklu olduğu bir ortamda 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlayamıyoruz” dedi. ‘Elbetteki avukatlar yargılanamaz’ diye bir şey söylenemeyeceğini vurgulayan Kılıç, “Hukuk devletinde herkes yargılanabilir ama avukatların mesleklerini yaptıkları için Avukatlık Kanunu’ndaki güvenceler yok sayılarak tutuklanması kabul edilemez. Avukatlara bu muameleleri yaptığınızda, avukatları etkissizlekştirldiğinizde yargılamanın içerisinden adalet kavramını çıkarmış olursunuz. Herkesin ihtiyacı olan savunma hakkını yok etmiş olusunuz” diye konuştu. Adliyelerde iş yapmanın son dönemlerde daha da zorlaştırıldığına dikkat çeken Kılıç, şöyle konuştu: “ Avukat, müvekkil görüşmeleri kayda alınarak, gizlilik ihlal ediliyor. Adliye içerisinde bazı katlarda, avukatın dosyaları ile ilgili savcı ve hakimlerle görüşmelerinde çok ciddi sıkıntılar çıkarılması, savunmanın etkinliğine ciddi bir darbe vurmaktadır. Dosyasını kontrol etmek isteyen, dosyasına dilekçe sunan, dosyasının hakimi veya savcısı ile görüşme yapmak isteyen avukatın isminin not alınması, kaydedilmesi meslektaşların çok rahatsız olduğu bir konudur ve açıkçası kabul edilemez bir uygulamadır. Bu uygulamaya hemen son verilmelidir.
Boyun eğmeyiz
Tüm bu olumsuzluklara bir de avukata yönelik giderek artan şiddettin eklendiğini kaydeden Kılıç, avukatların çeşitli saldırılara, hakaretlere ve tehditlere, bıçaklanmaya kimi zaman silahlı saldırılara maruz kaldıklarını vurguladı. “Avukata görevi nedeniyle yapılan saldırılar da aslında kamu görevlisine, görevi nedeniyle yapılan saldırı kapsamındadır” diyen Kılıç, “Bu nedenle ağır yaptırımlara bağlanmıştır. Ancak soruşturma ve kovuşturmaların etkili olarak yapılması gerekmektedir” dedi. Kılıç, hak arayışının temsilcisi olan avukatların var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Biz avukatlar teslim olmayız, biat emeyiz, boyun eğmeyiz, eğilip bükülmeyiz. Kimse bizden bunları beklemesin. Aksi halde zaten avukat olamayız. Adaletin gerçekleşmesi için olmazsa olmaz unsur savunmayı yeniden etkin hale getireceğiz. Unutulmamalıdır ki savunma yoksa yargı da yoktur. Yargı yoksa hukuk güvenliği yoktur” diye konuştu.
Avukatlar gününde adalet nöbeti
Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında asılsız ve akıldışı iddialarla 522 gündür tutuklu bulunan icra kurulu başkanımız ve avukatımız Akın Atalay’ın nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için Çağlayan Adliyesi’nde Nisan 2017’de tutulmaya başlanan Adalet Nöbeti, bugün 52. kez tutulacak. Bir yılını geçen hafta dolduran nöbet saat 11.30’da adliyenin C kapısı girişindeki Themis heykellerinin bulunduğu alanda başlayacak. Nöbetin ardından saat: 12.15’te C kapısı önünde basın açıklaması yapılacak.
Savunmanın en zor zamanı
İHD İstanbul Şubesi Başkanı avukat Gülseren Yoleri: Savunmanın en zor olduğu dönemlerdeyiz. 5 Nisan Avukatlar Günü ama bizler bu günü kutlayamayacağız. Baroların hükümetin saldırıları karşısında yeterli direnci göstermediği bir süreci yaşıyoruz. Bugün adil yargılanma hakkından, bağımsız yargıdan bahsedenlerin avukatların da bağımsız ve özgür çalışabileceği koşulların yaratılmasının zorunlu olduğunu bilmesi lazım. Avukatı tutuklu bir yargı sisteminin bağımsız olması mümkün değildir.
Bağımsız yargı yok edildi
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Eş Başkanı avukat İlknur Alcan: Son yıllarda avukatlar gününü bir kutlama değil de hapishaneler önünde açıklamalarla geçiriyoruz. Bizim için bu yılda farklı olmayacak. İstanbul’da yüzlerce tutuklu avukattan 18’i Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi, 3’ü ise ÖHP’li. 21 meslektaşımız da müvekkillerinin haklarını savundukları, yaptıkları basın açıklamaları ve hak arama mücadelesi nedeniyle tutuklu. Yargı bağımsızlığı tamamen yok edilmiş durumda.
Adliyeler infaz birimine dönüştü
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı avukat Gökmen Yeşil: Maalesef bugünü bir kutlama değil, mücadele günü olarak ele almamızı gerektiriyor. Yüzlerce avukat tutuklu. Yüzlerce avukat hakkında soruşturma dosyalarından kısıtlama kararı var, avukatlar gözaltı merkezlerinde kolluk güçlerinin engelleme ve hatta saldırılarına maruz kalıyor. Avukatla Günü’nü maalesef yargıda sorunlar ve avukatların sıkıntılarıyla değil yargının olmadığı, adliyelerin infaz birimine dönüştüğü bir atmosferde karşılıyoruz.
Cezaevinden yazdılar
Selçuk Kozağaçlı: Mücadeleye devam
Silivri Cezaevi’nde tutuklu Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, gazetemize yolladığı Avukatlar Günü mesajında, “Geçen yüzyıl avukatların çok övgü ile hatırlandığı bir çağ olmadı. Açıp şöyle bir bakın, J. Swift, C. Dickens, R. Laforgue, F. Dostoyevski okuyorum bu aralar ama size yazmaya içim el vermez. Bu yüzyıl işte bunu değiştiriyoruz. Yoksulun, haklının ve mücadele edenin yanındaki avukat! Bu nedenler hapsedilen ve tecrit edilen avukat. Elbette hapisten çıkacak ve kaldığı yerden mücadeleye devam edecek avukatl. Bu yüzyıl, biz kazanacağız” dedi.
Gümüştaş ve Uçar: Cüppe kazanacak
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu avukatlar Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar ise şöyle yazdı: “Bulunduğumuz koğuşta KHK ile ihraç edilmiş eğitim ve sağlık emekçileri KESK’li iki arkadaş ‘Savaşa hayır’ dedikleri için ‘Terör örgütü propagandası’ yaptıkları iddiasıyla getirilmişler. Siyasi parti yöneticileri ve iki gazeteci arkadaş da bizimle aynı koğuşta. Hepimizin duruşuna, sözüne, mesleğini yapış tarzına baktığımızda bu politik iklime göre tutuklanmamıza engel bir durum yok.... Bize göre avukatlık mesleği adalet sistemini geliştirmenin, insancıl hukuku geliştirmenin önemli bir parçasıdır. OHAL ve KHK rejimine karşı cübbe, stetoskop, deklanşör, özgürlük ve adalet kazanacak.”
Cumhuriyet