15 yıllık aşçı olan İsmail Erdoğan,
açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için açlık grevine başladığını
açıkladı. Erdoğan, dün geceden beri süresiz açlık grevine başladığını
duyurarak, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevini nereye kadar götürüyorsa
ben de oraya kadar açlık grevine devam edeceğim” dedi.
KHK ile ihraç edildikten sonra işlerine
geri dönmek için 78 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih
Özakça’nın tutuklanmasına tepki için süresiz açlık grevine başlayan ve
İstanbul’da aşçı olan Erdoğan, açlık grevinde de olabildiği kadar çalışmaya
devam edeceğini söyledi: “Çalışmayacak duruma geldikten sonra bir mekan
tercihim olacak. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevini nereye kadar
götürüyorsa ben de oraya kadar açlık grevine devam edeceğim.”
‘VİCDAN SAHİBİ HERKESİ RAHATSIZ EDİYOR’
Erdoğan, ayrıca KHK ile ihraç edilen
sosyolog Veli Saçılık’ın annesi Kezban Saçılık’ın Ankara’da polis tarafından
yerde sürüklenmesinin kendisini rahatsız ettiğini ifade ederek, “Üstüne bu
insanların ailelerine yapılan zulüm de kabul edilecek bir durum değil. Kezban
annenin Ankara’nın ortasında yerlerde sürüklenip çiğnenmesi insanım diyen
vicdan sahibi herkesi rahatsız ediyor. Gönül isterdi ki bunun toplumsal bir
meselenin parçası olarak görülmesi. Ne yazık ki sokak hareketi çok zayıf bunlar
içim içimi yiyordu. Bu sabah uyandığımda ben sadece bunu yapabilirim ve
yapabileceğim her şeyi yapıyorum dedim bu yüzden vicdanım rahat” diye konuştu
Aşçıyım ben!
Erdoğan, sosyal medya hesabından açlık
grevine başladığını ‘Aşçıyım ben!’ başlığıyla kaleme aldığı şu yazıyla duyurdu:
Yemek pişirerek kazanıyorum hayatımı…
Tanış olanlar bilir çok da seviyorum işimi… Sizin en iyi film, resim, fotoğraf,
şarkı hangisi diye düşündüğünüz saatlerde ben hangi malzemeleri yan yana
getirip pişirsem en iyi lezzeti yakalarım diye düşünüyorum. Yemek pişirmeyi
gerçekten çok seviyorum, çünkü benim için pişirdiğinin lezzettini aç karınla
masaya oturup tattığı ilk lokmada mutlu olmuş yüzlerde görmenin kıymeti hiçbir
şeyle mukayese edilemez! Yemek yemeyi, yemek pişirmek kadar seviyorum.
Günlerdir yediğinden içtiğinden utanan
bir insan olarak yazıyorum bu satırları. Günlerdir Ankara’nın Yüksel Caddesi
bir yumru boğazımda. Günlerdir Kemal Amca, Nuriye ve Semih’i anımsamadığım
zamanlar sınırlı… Günlerdir boğazımdan geçen her lokma bir utanç vesikası. Biz
bu değiliz, biz bu olmamalıyız diye figan ediyorum kendi kendime. Günlerdir,
katıldığım en kalabalık gösteri 50 kişiden ibaret. Her gece yatağa girdiğimde
bizi bu kadar aciz kılan, bizi bu kadar yalnızlığımıza mahkum eden çaresizlik
halini kırmamızı sağlayacak bir sihirli değneğe sahip olmayı diliyorum, lakin
nafile