Türkiye’de 16 Nisan’da yapılan anayasa
referandumu sonrası yoğunlaşan ve gerek bazı hükümet çevreleri gerekse de HDP
içinden bazı yetkililerden sık sık dillendirilmeye yeni bir çözüm süreci
beklentilerine karşı PKK’den sert bir açıklama geldi.
PKK’nin üst düzey yöneticilerinden
Mustafa Karasu, örgütün bu taleplerle ilgili tutumunu “Yeni çözüm süreci ve yol
haritası” başlıklı bir yazıyla duyurdu. Yazı, PKK’nin yayın organı Yeni Özgür
Politika gazetesinde “Erdoğan’dan çözüm beklemek gaflettir” manşetiyle verildi.
Yazısında, Abdullah Öcalan’ın geçtiğimiz
dönem çözüm süreci konusunda çok çaba sarf ettiğini belirten Karasu, “Ancak
Türkiye’deki siyasi oligarşinin böyle bir zihniyete sahip olmadığı görüldü”
dedi.
“KÜRT SORUNU SİYASİ UZLAŞMAYLA
ÇÖZÜLEMEZ”
Dünyada benzer bir çok sorununun siyasi
uzlaşma yoluyla çözülebildiğini anımsatan Karasu, yazısında şunları dile
getirdi: “Ancak Kürt sorunu dünyanın başka yerlerindeki sorunlarla
karşılaştırılamaz. Çünkü bir uzlaşma arayan değil soykırıma uğratmak isteyen
bir zihniyet hakimdir. Tayyip Erdoğan ve ittifak kurduğu çevreler de tamamen bu
zihniyettedir. Dolayısıyla yüzde yüz olmaz denmese de bu zihniyet ve mevcut
siyasi oligarşi ile Kürt sorununu görüşmelerle siyasi yollardan çözmek
imkansıza yakın bir olasılıktır.
Bu açıdan Tayyip Erdoğan, Saray Gladyosu
ve onunla ittifak içinde olan güçlerin Kürt sorununu siyasi yollarla çözeceğini
düşünmek büyük bir gaflettir, kendini kandırmaktır. Kürtleri ve demokrasi
güçlerini aldatmaktır. Türkiye’deki mevcut zihniyet ve iktidarlarla Kürt
sorununun çözüleceğini sanmak ve böyle bir yol haritasını düşünmek tamamen bir
gaflettir ve devekuşu gibi kafayı kuma gömmektir.”
“TEK YOL DEVRİM”
Türkiye’nin demokratik devrimini
tamamlayan bir ülke olduğunu dile getiren Mustafa Karasu, “Bu açıdan
Türkiye’nin demokratik devrime ihtiyacı vardır. Türkiye’de sadece ve sadece demokratik
devrimle Kürt sorunu çözülebilir” dedi.
Karasu yazısında, son dönemlerde
özellikle HDP çevrelerinde sıkça dillendirilen diyalog çağrılarına cevap
niteliğinde ifadeler kullandı. Karasu, yazısında şunları dile getirdi: “Mevcut
siyasi ortamda Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin demokratikleşme
sorunlarını çözüme kavuşturacak çözüm süreci ve yol haritası demokrasi ittifakı
ve buna dayalı Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelesiyle gerçekleşir. Bunun
dışında şu süreç, bu süreç, şu, bu yol haritası söylemleri tamamen kendini ve
toplumu kandırmaktır.
Demokrasi ittifakı ve buna dayalı bir
süreç ve yol haritası düşünmeyenler soykırımcı özel savaşın aleti olma durumuna
düşmekten kurtulamazlar. Gerçek demokratlar ve Kürt sorununun çözümünü
gerçekten isteyenler için sadece bir yol haritası vardır; demokrasi güçlerinin
ittifakına dayalı demokrasi mücadelesidir. Demokrasi ittifak, demokratik
program yol haritası; demokrasi mücadelesi de çözüm sürecidir. Yıllardır
dillendirilen, iyi niyetle ifade edilen bir çözüm süreci ancak böyle
başlatılabilir, böyle geliştirilebilir.”
“BİR ÇÖZÜM SÜRECİ YOKTU”
2013-2015 arasında devam eden çözüm
süreci döneminde koşulları yeterli olmadığı için Abdullah Öcalan’ın rolünü
oynayamadığını savunan Mustafa Karasu, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Önder
Apo 2014 öncesi büyük çaba göstererek AKP’yi ve devleti çözüm süreci içine
sokmak istedi, ama olmadı. Hatta iyi hazırlanmadığı ve yeterli araca sahip
olmadığı için çözüm koşullarını tahrip eden ve çözümü erteleyen bir rol oynadığını
söylemek bile mümkündür. Nitekim Önder Apo defalarca 2006 1 Ekim tarihinde
yapılan ateşkes için yeterli bilgilendirilmedim, bir emrivaki oldu,
değerlendirmesinde bulunmuştur. Böyle bir sürecin başlatılması koşulları
yaratılmadan ve olgunlaştırılmadan dayatıldığından söz edip hep eleştirmiştir.
Bu nedenle görüşmeler sürecinde bile kaygılarını dile getirmiştir. Bu açıdan
bir çözüm süreci yoktu.”
PKK’ye yakın siyasi oluşumları HDK ve
HDP tarzı Türk sol güçlerle yapılan çatı ittifaklar benzeri yapılanmalar altında
birleşmeye çağıran Karasu, “Önder Apo zaten her zaman çözümü demokrasi
güçlerinin birliği ve mücadelesinde görmüştür. Bu açıdan Kürt halkının özgürlük
mücadelesi ile Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini ortaklaştırma
çabasını süreklileştirmiştir. Bu çabası her zaman siyasal mücadelesinin
önceliklerinden olmuştur. HDK ve HDP projelerine destek vermesi, 7 Haziran
sürecinde rol oynaması da bu nedenledir” dedi.
“BAŞKA BİR ÇÖZÜM SÜRECİ VE YOL HARİTASI
YOKTUR”
Karasu yazısının bitiminde yeni yol haritalarına
dair şunları yazdı:
“Artık şu hükümetle, şu devlet
görevlisiyle ya da heyetle ilişki ile ne çözüm süreci olur ne de yol haritası
olur. Ancak demokrasi güçlerinin birliği ve demokrasi mücadelesi Kürt sorununu
çözebilir. Bu mücadeleyle demokratik devrim gerçekleşecek ve sorun
çözülecektir. Bunun dışında bir çözüm süreci ve yol haritası yoktur. Daha
doğrusu demokrasi güçleri önlerine böyle bir yol haritası ve çözüm süreci
koymalıdırlar. Bunun dışındaki her yaklaşım çözüm süreci ve demokratikleşmeyle bağı
olmayan kendini, Kürt halkını ve demokrasi güçlerini kandırma tutumu ve duruşu
olur.
“TOPLUMU ALDATMA İÇİNE GİRMEYİN”
Şu anda Türkiye’de ve Kürdistan’da
acilen böyle bir yol haritası ve çözüm süreci başlatma zamanıdır. Demokrasi
güçlerine düşen sorumluluk ve görev budur. Başta Kürt demokrasi güçleri olmak
üzere Türkiye’nin demokrasi güçlerinin böyle bir çözüm sürecine yoğunlaşması
gerekir. Bunun dışındaki her yaklaşım boş çabadır. Zamana, zemine uygun siyaset
yapmamaktır. Ya da bazı güçlere kendilerini makul siyasetçi gibi göstererek
kendini ve toplumu aldatma içine girmektir. Mevcut siyasi ortam ve ağır
baskılar ortamında farklı çözüm ve yol haritalarından söz etmek sadece hakim
güçlerin belasını üstüne çekmekten çekinmek dışında bir anlam taşımaz.