31 Mayıs 2017 Çarşamba

4.Yılında Gezi Direnişinde Ölümsüzleşenleri Saygıyla Anıyoruz..!

AKP faşizminin devrimci ve demokrasi için dövüşenlere yönelik sınır tanımaz saldırganlığına dur diyerek öne atılanlar halkların eşitlik ve özgürlük yürüyüşünde daima ön saflarda yürümeye devam ediyorlar. Direnen emekçilerin sömür ve zulme isyanına dönüşen Gezi direnişi 4. yılında. İstanbul’dan başlayan ve ülkenin dört bir yana yayılan direniş ateşinin sıcaklığı AKP/Saray iktidarını korkutmaya devam ediyor.
İstanbul halkının soluk alabildiği ender mekanlardan olan Gezi Parkı’nın yıkılarak Topçu Kışlası’na dönüştürülmesi saldırısına karşı duranların tepkisiyle başlayan direnişlere gerçekleşen polis saldırısında binlerce insan yaralanmış, birçok insan atılan gaz fişekleriyle gözünü kaybetmişti. Bazı kentlerde ise ırkçı faşistleri devreye sokularak , direniş kırılmaya çalışılmıştı.
Aradan geçen 4. yıl içinde, Gezi direnişinde ve sonrasındaki eylemlerde yaşamını yitiren 9 Gezi direnişçisinin katilleri devlet tarafından korundu ve kollandı. Saldırılardan sorumlular yargı önüne çıkarılmadı. Göstermelik açılan davalarda da sembolik cezalar verildi. Gezi şehitleri ailelerinin ve Gezi direnişçilerinin adalet ve hesap sorma mücadelesi tüm şiddetiyle bugün devam ediyor. Gezi direnişinde dövüşerek ölümsüzleşenler devrim ve sosyalizm savaşımımızda yaşıyor ve yaşayacaklar.
ALİ İSMAİL KORKMAZ
Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi öğrencisiyken Gezi ayaklanmasına katılan Ali İsmail Korkmaz, 2 Haziran 2013’te polisin saldırısı sonucu bir ara sokağa girdiğinde sivil polisler ve sivil faşistler tarafından dövülmüştü. Aynı gün “baş ağrısı” şikayetiyle gittiği doktor tarafından hiçbir tektik yapılmadan “ağrı kesici” verilip geri gönderilmiş, ardından şikayetinin artması ve fenalaşması sonucu kaldırıldığı hastanede yoğun bakıma girmiş, 38 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. Ali İsmail’den sonra birçok üniversitede amfilere isimleri verilmiş, üniversitelerde “sen hep 19 yaşındasın” şiarıyla yürüyüşler düzenlenmiş, üniversiteliler tarafından sıra arkadaşları Ali İsmail unutulmadı.
Ali İsmail’in Eskişehir’de görülmesi gereken davası, Gezi direnişçilerinden kaçırılarak Kayseri’de görülmesine karar verildi. Yürütülen mücadeleler sonucunda Yargıtay, sanıklara verilen cezaların yetersiz olduğuna hükmetti. “Basit yaralamadan” 3 yıl 4 ay hapis cezası alan fırıncı Ebubekir Harlar, “kasten yaralamadan ölüme neden olmak’ suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. İlk yargılamada beraat eden polis memuru Hüseyin Engin ise “kasten basit yaralamadan” 7 ay 15 gün hapis cezası aldı, ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Yargıtay, sanık polis memurları Mevlüt Saldoğan’a verilen 10 yıl 10 ay ve Yalçın Akbulut’a verilen 10 yıl hapis cezası ile fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever’in 6’şar yıl 8’er ay hapis cezalarını onadı.
Ailesi ve arkadaşları Ali İsmail Korkmaz hatırasına Ali İsmail Korkmaz Vakfı açtı. Orada Ali İsmail adına öğrencilere burslar veriliyor, etkinlikler düzenleniyor.
ABDULLAH CÖMERT
22 yaşındaki Abdullah Cömert, 3 Haziran 2013’te Hatay’da polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu beyin kanamasıyla hayatını kaybetmiş, 4 Haziran’da binlerce kişi tarafından uğurlanarak toprağa verilmişti. Abdullah Cömert’in dava dosyası da Hatay’da değil Balıkesir’de görüldü. Emri verenlerin de bu davada yargılanmadığı gibi tek bir sanık olan katil polis Ahmet Kuş hiçbir davaya katılmadı, SEGBİS sistemi ile bağlandı. Avukatların sanık polisin davaya katılması talebi defalarca reddedildi. Tutuksuz yargılanan katil polis Kuş’a ise 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılandı. Kuş önce “ağır yaralama” suçundan 12 yıl hapis cezası aldı. Suçun kamu silahıyla işlendiği gerekçesiyle ceza 13 yıl 4 aya çıkarıldı. Fakat; mahkeme heyeti katilin polis olması bahanesi ile delilleri karartma ihtimalinin bulunmadığını, sabit adresinin olması ve adli kontrol tedbirinin yeterli olacağını ifade ederek tutuklanmasına yer olmadığına karar verdi.
AHMET ATAKAN
10 Eylül 2013’te Gezi Ayaklanması’nın yankıları sürerken polisin Antakya’da katlettiği Abdullah Cömert’in hesabını sormak için sokaklarda olan 22 yaşındaki Ahmet Atakan, yine Antakya’nın Armutlu İlçesi’nde polis attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu çatıdan düşerek katledildi. Atakan’ın ölümüyle ilgili valilik, savcılık ve emniyet “çatıdan düştü” açıklamasıyla, polisin suçunu üstünü örtmeye çalışmıştı. Yapılan otopsi ve görgü tanıklarının ifadeleri ise devletin yaptığı açıklamaların yalan olduğunu gözler önüne sermiş, Atakan’ın kafasına gaz kapsülü geldiği için çatıdan düştüğünü ortaya çıkmıştı. Atakan’ın katilleri hakkında herhangi bir soruşturma dahi açılmamışken, Atakan’ı anan ya da cenazesine katılanlar hakkında soruşturmalar açılmış, anmasına katılanlar gözaltına alınmıştı.
MEHMET AYVALITAŞ
Gezi Ayaklanması sırasında 2 Haziran 2013 gecesi Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde gerçekleştirilen eyleme katılan 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş, yürüyüş yapan kalabalığın arasına dalan özel bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti, aynı arabanın çarpması sonucu Ayvalıtaş’ın 17 yaşındaki kuzeni de ağır yaralanmıştı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre ise çarpan aracın Ayvalıtaş’ı görmemesi imkansızdı. Yani bu olay kaza değil cinayetti. Ayvalıştaş’ı ezen aracın sürücüsü Mehmet Görkem Demirbaş, aracı durdurduktan sonra, linç edilme gerekçesiyle mahallenin muhtarı tarafından olay yerinden kaçırıldı. Daha sonra karakola götürülen Demirbaş serbest bırakıldı, Ayvalıtaş’ın ölümü de kayıtlara “trafik kazası” olarak geçti. Ayvalıtaş’ın katilleri Mehmet Görkem Demirbaş ile Cengiz Aktaş için “taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçlundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Avukatların defalarca katillerin tutuklu yargılanması talebi reddedildi.
BERKİN ELVAN
14 yaşındaki Berkin Elvan, 16 Haziran 2013’te Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisin mahalleyi ablukaya aldığı sırada gaz kapsülünün başına gelmesi sonucu yaralandı. 269 gün komada kalan Berkin Elvan, Gezi direnişçilerinin bir umudu olmuştu. Elvan için birçok yerde eylemler yapılmış, ailesine destek için Elvan’ın kaldığı hastaneye binlerce insan akın etmişti. 269. günün sonunda hayata gözlerine yuman Elvan, doğum gününü de komada geçirerek 15 yaşında aramızdan ayrıldı. Elvan’ın cenazesine yüz binler katılmış polis, cenazeye katılanlara gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırmıştı.
Berkin Elvan soruşturması da halktan gizlemeye çalışıldı, soruşturmaya gizlilik kararı getirildi. Emniyet ve savcılık katil polisi korumak için önce Elvan’ın vurulduğu yerdeki MOBESE görüntülerini gizlemeye çalıştı, sonra zırhlı araçlarda bulunan görüntüler “silindi, biz de değil” denilerek saklandı. 1270 gün sonra Elvan’ın ilk duruşması görüldü, fakat; sanık sandalyesi boştu ve katil polis Fatih Dalgalı duruşmaya yeni görev yeri olan Van’dan SEGBİS ile katıldı. Katil polis Fatih Dalga’nın Elvan’ı katlettiği kesinleştiği duruşmada avukatların sanık polisin tutuklanması talebi reddedildi.
Elvan’ı ananlar duruşma günü bile adliye önünde işkenceyle gözaltına alınırken, emri verenler hakkında ise hiçbir soruşturma açılmadı. Katil polis Fatih Dalgalı da görevine devam ediyor.
ETHEM SARISÜLÜK
1 Haziran 2013’te Gezi Ayaklanması’nda Ankara halkı da sokaklardaydı. Güvenpark’ta yapılan eylemde Ethem Sarısülük kameraların gözü önünde katil polis Ahmet Şahbaz tarafından silahıyla başından vuruldu. 14 gün komada kalan Sarısülük, 14 Haziran’da hayatını kaybetti.
Sarısülük dava dosyasında katil polis Şahbaz’ın “kasten öldürmekten” yargılanması gerekirken, “olası kasıttan öldürmekten” yargılandı. Avukatların katil polisin tutuklanma ve duruşmaya getirilme talebi reddedildi. Katil polis Ahmet Şahbaz’a “meşru müdafaada kastı aşarak ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verdi. Hapis cezası, 10 bin 100 lira adli para cezasına çevrildi. Ethem’in de katili cezasızlıkla öldüllendirilenler kervanına katıldı.
MEDENİ YILDIRIM
Medeni Yıldırım, Gezi ayaklanması devam ederken 28 Haziran 2013’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kalekol inşaatına karşı çıkan halkın üzerine askerlerin yaylım ateşi açması sonucu başından yaralanarak 18 yaşında hayatını kaybetti.
Yıldırım’ın da tüm gezi şehitlerinde olduğu gibi dava dosyasına gizlilik kararı getirildi, Yıldırım’ın ilk duruşması katledilmesinin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra görüldü. Davada tek sanık olarak o dönem Lice’de er olan Adem Çiftçi’ydi. Avukatların emri verenlerin de yargılanma talebi ve sanık asker Adem Çiftçi’nin SEGBİS ile değil duruşmaya getirilme talebi defalarca reddedildi. Yıldırım’ın katili de cezasızlıkla ödüllendirilerek mahkeme heyeti tarafından beraat ettirildi.
HASAN FERİT GEDİK
Gezi Ayaklanması’nın umudu, enerjisi, isyanı halkın arasında devam ettiği günlerde İstanbul’un Maltepe ilçesinin Gülsuyu Mahallesi’nde çeteleşmeye ve uyuşturucuya karşı yapılan eyleme çetelerin halkın üzerine ateş açması sonucu 29 Eylül 2013 tarihinde katledildi.
Gedik’in davasının görüldüğü duruşmalarda defalarca çete üyeleri Gedik’in ailelerini ve avukatlarını tehdit etmesine rağmen polis duruşmalarda çete üyelerine değil, Gedik’in hesabını sormak isteyenlere saldırdı. Gedik davasının hukuki boyutunda ise Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, öldürme kastıyla hareket eden 10 sanığın Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesi eylemine karıştıkları gerekçesiyle “kasten öldürme” suçundan müebbet, 3 kişinin yaralanması olayına ilişkin de “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan yirmi yedişer yıldan kırk beşer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme ise tutuklu bulunan çete liderini tahliye etti.
MEHMET İSTİF

Mersin’de yapılan Gezi eylemleri sırasında polisin yakın mesafeden ağzına sıktığı biber gazı yüzünden dil kökü kanserine yakalandı. Gezi direnişçilerinin gözaltına alınma ve tutuklanmaları nedeniyle hastaneye gitmeyen İstif, yaklaşık bir yıl kanserle mücadele ettikten sonra 30 Mayıs 2014’te hayatını kaybetti. İstif için her hangi bir kamu görevlisine soruşturma bile açılmış değil. (ETHA)