AKP faşizminin devrimci ve demokrasi
için dövüşenlere yönelik sınır tanımaz saldırganlığına dur diyerek öne
atılanlar halkların eşitlik ve özgürlük yürüyüşünde daima ön saflarda yürümeye
devam ediyorlar. Direnen emekçilerin sömür ve zulme isyanına dönüşen Gezi
direnişi 4. yılında. İstanbul’dan başlayan ve ülkenin dört bir yana yayılan
direniş ateşinin sıcaklığı AKP/Saray iktidarını korkutmaya devam ediyor.
İstanbul halkının soluk alabildiği ender
mekanlardan olan Gezi Parkı’nın yıkılarak Topçu Kışlası’na dönüştürülmesi
saldırısına karşı duranların tepkisiyle başlayan direnişlere gerçekleşen polis
saldırısında binlerce insan yaralanmış, birçok insan atılan gaz fişekleriyle
gözünü kaybetmişti. Bazı kentlerde ise ırkçı faşistleri devreye sokularak ,
direniş kırılmaya çalışılmıştı.
Aradan geçen 4. yıl içinde, Gezi
direnişinde ve sonrasındaki eylemlerde yaşamını yitiren 9 Gezi direnişçisinin
katilleri devlet tarafından korundu ve kollandı. Saldırılardan sorumlular yargı
önüne çıkarılmadı. Göstermelik açılan davalarda da sembolik cezalar verildi.
Gezi şehitleri ailelerinin ve Gezi direnişçilerinin adalet ve hesap sorma
mücadelesi tüm şiddetiyle bugün devam ediyor. Gezi direnişinde dövüşerek
ölümsüzleşenler devrim ve sosyalizm savaşımımızda yaşıyor ve yaşayacaklar.
ALİ İSMAİL KORKMAZ
Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi
öğrencisiyken Gezi ayaklanmasına katılan Ali İsmail Korkmaz, 2 Haziran 2013’te
polisin saldırısı sonucu bir ara sokağa girdiğinde sivil polisler ve sivil
faşistler tarafından dövülmüştü. Aynı gün “baş ağrısı” şikayetiyle gittiği
doktor tarafından hiçbir tektik yapılmadan “ağrı kesici” verilip geri
gönderilmiş, ardından şikayetinin artması ve fenalaşması sonucu kaldırıldığı
hastanede yoğun bakıma girmiş, 38 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını
kaybetmişti. Ali İsmail’den sonra birçok üniversitede amfilere isimleri
verilmiş, üniversitelerde “sen hep 19 yaşındasın” şiarıyla yürüyüşler düzenlenmiş,
üniversiteliler tarafından sıra arkadaşları Ali İsmail unutulmadı.
Ali İsmail’in Eskişehir’de görülmesi
gereken davası, Gezi direnişçilerinden kaçırılarak Kayseri’de görülmesine karar
verildi. Yürütülen mücadeleler sonucunda Yargıtay, sanıklara verilen cezaların
yetersiz olduğuna hükmetti. “Basit yaralamadan” 3 yıl 4 ay hapis cezası alan
fırıncı Ebubekir Harlar, “kasten yaralamadan ölüme neden olmak’ suçundan 6 yıl
8 ay hapis cezasına çarptırıldı. İlk yargılamada beraat eden polis memuru
Hüseyin Engin ise “kasten basit yaralamadan” 7 ay 15 gün hapis cezası aldı,
ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Yargıtay, sanık polis memurları Mevlüt
Saldoğan’a verilen 10 yıl 10 ay ve Yalçın Akbulut’a verilen 10 yıl hapis cezası
ile fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever’in 6’şar
yıl 8’er ay hapis cezalarını onadı.
Ailesi ve arkadaşları Ali İsmail Korkmaz
hatırasına Ali İsmail Korkmaz Vakfı açtı. Orada Ali İsmail adına öğrencilere
burslar veriliyor, etkinlikler düzenleniyor.
ABDULLAH CÖMERT
22 yaşındaki Abdullah Cömert, 3 Haziran
2013’te Hatay’da polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu
beyin kanamasıyla hayatını kaybetmiş, 4 Haziran’da binlerce kişi tarafından
uğurlanarak toprağa verilmişti. Abdullah Cömert’in dava dosyası da Hatay’da
değil Balıkesir’de görüldü. Emri verenlerin de bu davada yargılanmadığı gibi
tek bir sanık olan katil polis Ahmet Kuş hiçbir davaya katılmadı, SEGBİS
sistemi ile bağlandı. Avukatların sanık polisin davaya katılması talebi
defalarca reddedildi. Tutuksuz yargılanan katil polis Kuş’a ise 25 yıla kadar
hapis istemiyle yargılandı. Kuş önce “ağır yaralama” suçundan 12 yıl hapis
cezası aldı. Suçun kamu silahıyla işlendiği gerekçesiyle ceza 13 yıl 4 aya
çıkarıldı. Fakat; mahkeme heyeti katilin polis olması bahanesi ile delilleri
karartma ihtimalinin bulunmadığını, sabit adresinin olması ve adli kontrol
tedbirinin yeterli olacağını ifade ederek tutuklanmasına yer olmadığına karar
verdi.
AHMET ATAKAN
10 Eylül 2013’te Gezi Ayaklanması’nın
yankıları sürerken polisin Antakya’da katlettiği Abdullah Cömert’in hesabını
sormak için sokaklarda olan 22 yaşındaki Ahmet Atakan, yine Antakya’nın Armutlu
İlçesi’nde polis attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu çatıdan
düşerek katledildi. Atakan’ın ölümüyle ilgili valilik, savcılık ve emniyet
“çatıdan düştü” açıklamasıyla, polisin suçunu üstünü örtmeye çalışmıştı.
Yapılan otopsi ve görgü tanıklarının ifadeleri ise devletin yaptığı
açıklamaların yalan olduğunu gözler önüne sermiş, Atakan’ın kafasına gaz
kapsülü geldiği için çatıdan düştüğünü ortaya çıkmıştı. Atakan’ın katilleri
hakkında herhangi bir soruşturma dahi açılmamışken, Atakan’ı anan ya da
cenazesine katılanlar hakkında soruşturmalar açılmış, anmasına katılanlar
gözaltına alınmıştı.
MEHMET AYVALITAŞ
Gezi Ayaklanması sırasında 2 Haziran
2013 gecesi Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde gerçekleştirilen eyleme katılan 20
yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş, yürüyüş yapan kalabalığın arasına dalan özel bir
aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti, aynı arabanın çarpması sonucu
Ayvalıtaş’ın 17 yaşındaki kuzeni de ağır yaralanmıştı. Görgü tanıklarının
ifadelerine göre ise çarpan aracın Ayvalıtaş’ı görmemesi imkansızdı. Yani bu
olay kaza değil cinayetti. Ayvalıştaş’ı ezen aracın sürücüsü Mehmet Görkem
Demirbaş, aracı durdurduktan sonra, linç edilme gerekçesiyle mahallenin muhtarı
tarafından olay yerinden kaçırıldı. Daha sonra karakola götürülen Demirbaş
serbest bırakıldı, Ayvalıtaş’ın ölümü de kayıtlara “trafik kazası” olarak
geçti. Ayvalıtaş’ın katilleri Mehmet Görkem Demirbaş ile Cengiz Aktaş için
“taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçlundan 15 yıla kadar hapis cezası
isteniyor. Avukatların defalarca katillerin tutuklu yargılanması talebi
reddedildi.
BERKİN ELVAN
14 yaşındaki Berkin Elvan, 16 Haziran
2013’te Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisin mahalleyi ablukaya aldığı
sırada gaz kapsülünün başına gelmesi sonucu yaralandı. 269 gün komada kalan
Berkin Elvan, Gezi direnişçilerinin bir umudu olmuştu. Elvan için birçok yerde
eylemler yapılmış, ailesine destek için Elvan’ın kaldığı hastaneye binlerce
insan akın etmişti. 269. günün sonunda hayata gözlerine yuman Elvan, doğum
gününü de komada geçirerek 15 yaşında aramızdan ayrıldı. Elvan’ın cenazesine
yüz binler katılmış polis, cenazeye katılanlara gaz bombaları ve plastik
mermilerle saldırmıştı.
Berkin Elvan soruşturması da halktan
gizlemeye çalışıldı, soruşturmaya gizlilik kararı getirildi. Emniyet ve
savcılık katil polisi korumak için önce Elvan’ın vurulduğu yerdeki MOBESE
görüntülerini gizlemeye çalıştı, sonra zırhlı araçlarda bulunan görüntüler
“silindi, biz de değil” denilerek saklandı. 1270 gün sonra Elvan’ın ilk
duruşması görüldü, fakat; sanık sandalyesi boştu ve katil polis Fatih Dalgalı
duruşmaya yeni görev yeri olan Van’dan SEGBİS ile katıldı. Katil polis Fatih
Dalga’nın Elvan’ı katlettiği kesinleştiği duruşmada avukatların sanık polisin
tutuklanması talebi reddedildi.
Elvan’ı ananlar duruşma günü bile adliye
önünde işkenceyle gözaltına alınırken, emri verenler hakkında ise hiçbir
soruşturma açılmadı. Katil polis Fatih Dalgalı da görevine devam ediyor.
ETHEM SARISÜLÜK
1 Haziran 2013’te Gezi Ayaklanması’nda
Ankara halkı da sokaklardaydı. Güvenpark’ta yapılan eylemde Ethem Sarısülük
kameraların gözü önünde katil polis Ahmet Şahbaz tarafından silahıyla başından
vuruldu. 14 gün komada kalan Sarısülük, 14 Haziran’da hayatını kaybetti.
Sarısülük dava dosyasında katil polis
Şahbaz’ın “kasten öldürmekten” yargılanması gerekirken, “olası kasıttan
öldürmekten” yargılandı. Avukatların katil polisin tutuklanma ve duruşmaya
getirilme talebi reddedildi. Katil polis Ahmet Şahbaz’a “meşru müdafaada kastı
aşarak ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verdi. Hapis
cezası, 10 bin 100 lira adli para cezasına çevrildi. Ethem’in de katili
cezasızlıkla öldüllendirilenler kervanına katıldı.
MEDENİ YILDIRIM
Medeni Yıldırım, Gezi ayaklanması devam
ederken 28 Haziran 2013’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kalekol inşaatına karşı
çıkan halkın üzerine askerlerin yaylım ateşi açması sonucu başından yaralanarak
18 yaşında hayatını kaybetti.
Yıldırım’ın da tüm gezi şehitlerinde
olduğu gibi dava dosyasına gizlilik kararı getirildi, Yıldırım’ın ilk duruşması
katledilmesinin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra görüldü. Davada tek sanık
olarak o dönem Lice’de er olan Adem Çiftçi’ydi. Avukatların emri verenlerin de
yargılanma talebi ve sanık asker Adem Çiftçi’nin SEGBİS ile değil duruşmaya
getirilme talebi defalarca reddedildi. Yıldırım’ın katili de cezasızlıkla
ödüllendirilerek mahkeme heyeti tarafından beraat ettirildi.
HASAN FERİT GEDİK
Gezi Ayaklanması’nın umudu, enerjisi,
isyanı halkın arasında devam ettiği günlerde İstanbul’un Maltepe ilçesinin
Gülsuyu Mahallesi’nde çeteleşmeye ve uyuşturucuya karşı yapılan eyleme
çetelerin halkın üzerine ateş açması sonucu 29 Eylül 2013 tarihinde katledildi.
Gedik’in davasının görüldüğü duruşmalarda
defalarca çete üyeleri Gedik’in ailelerini ve avukatlarını tehdit etmesine
rağmen polis duruşmalarda çete üyelerine değil, Gedik’in hesabını sormak
isteyenlere saldırdı. Gedik davasının hukuki boyutunda ise Cumhuriyet savcısı,
esas hakkındaki mütalaasında, öldürme kastıyla hareket eden 10 sanığın Hasan
Ferit Gedik’in öldürülmesi eylemine karıştıkları gerekçesiyle “kasten öldürme”
suçundan müebbet, 3 kişinin yaralanması olayına ilişkin de “kasten öldürmeye
teşebbüs” suçundan yirmi yedişer yıldan kırk beşer yıla kadar hapisle
cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme ise tutuklu bulunan çete liderini
tahliye etti.
MEHMET İSTİF
Mersin’de yapılan Gezi eylemleri
sırasında polisin yakın mesafeden ağzına sıktığı biber gazı yüzünden dil kökü
kanserine yakalandı. Gezi direnişçilerinin gözaltına alınma ve tutuklanmaları
nedeniyle hastaneye gitmeyen İstif, yaklaşık bir yıl kanserle mücadele ettikten
sonra 30 Mayıs 2014’te hayatını kaybetti. İstif için her hangi bir kamu
görevlisine soruşturma bile açılmış değil. (ETHA)