12 Eylül'de faşist darbeci generallerin
iktidara el koymasıyla birlikte, Türkiye'nin dört bir yanında devrimci avı
başlatıldı. On binlerce insan gözaltına alındı, binlercesi tutuklandı,
hapishanelere tıka basa doldurdu, 50 kişi idam edildi, onlarca devrimci işkence
sonucu katledildi.. Henüz 19 yaşında genç bir devrimci olan Necdet Adalı, 1977
yılında tutuklanmış ve idamla yargılanmaya başlanmıştı. Adalı, 12 Eylül faşist
darbecilerinin 8 Ekim 1980 yılında idam ettiği ilk devrimcilerdendi .
Kurtuluş örgütü üyesi olan Necdet Adalı,
bir kahvehanenin taranması olayına karıştığı gerekçesiyle 1977 yılında
hapishaneye atıldı. Adalı, o dönemde Yıldırım Beyazıt Lisesi'nde öğrenciydi.
Ankara'nın İsmetpaşa Semti'nde bulunan kahvehanein taranmasıyla, içeride
bulunan kişilerden ikisi öldü. Ölenlerin MİT mensubu olduğu iddia edildi.
Necdet Adalı bu olaydan kısa bir süre
sonra yakalandı ve kahvehanenin taranmasından sorumlu tutuldu. İdam talebiyle
yargılanmaya başlandı. Kararlı bir devrimci olan Adalı, yargılama süreci
boyunca düşüncelerinden taviz vermeyen bir tablo çizdi. Ancak kahvehane
olayıyla bir ilgisinin bulunmadığının altını ısrarla çizdi.
Dava devam ederken 12 Eylül darbesi
gerçekleşti. Bu defa Adalı'nın davası askeri mahkemede görülmeye başlandı.
Hakim Albay Hamdi Sevinç, Adalı'nın doğruyu söylediğine inanıyor ve Adalı'nın
idamına ilişkin karara şerh koyuyordu. Ancak darbeciler halka gözdağı vermek
için Adalı'yı idam etmeye kararlıydılar. Hakkında tek bir kanıt, tek bir gördü
tanığı olmamasına rağmen Adalı idama mahkûm edildi. Bunun üzerine Albay Hamdi
Sevinç istifa etti.
Necdet Adalı, idam edileceği günü
metanetle bekledi. Ölmeden birkaç gün önce ailesine son bir mektup yazdı:
"Sevgili anneciğim ve babacığım, sizleri ve ezilen halklar adına
mücadeleyi, erken bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm, ama bundan ve içinde
bulunduğum durumdan dolayı hiçbir zaman pişmanlık duymadan ve şu kısa yaşamım
içerisinde hiçbir şahsi çıkar gözetmeden ezilen halklar adına verilen
mücadelede yerimi almaya çalıştım ve bundan dolayı gurur duyuyorum. Hakim
sınıfların göstermek istediği gibi bizler hiçbir zaman savunmasız insanlara
karşı katliam girişiminde bulunmadık.
Fakat onların bizi böyle göstermeleri ve
faşistlerle bizi aynı kefeye koyarak cezalandırmaları, bizim nezrimizde ezilen
halkların mücadelesine yapılan bir saldırıdır.
Anneciğim ve babacığım; sizlere kısaca
bahsettiğim gibi hiçbir pişmanlık duymuyorum. Sizlerin de ezilen halklar uğruna
verilen mücadelede katledilişimden dolayı üzülmemenizi ve bundan gurur
duymanızı bekliyorum".
Yıllar sonra Adalı'nın davası yeniden
ele alındı ve onun olayla ilgisinin bulunmadığı ispat edildi.
12 Eylül'ün darbecileri Kenan Evren ve
Tahsin Şahinkaya, 2012'de başlayan dava sürecinin sonunda ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Necdet Adalı'yı idam edilişinin 37. yıl
dönümünde saygıyla anıyoruz.