"Vurulduk Ey Halkım, Unutma Bizi
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
Bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksullugun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi..."
Uğur Mumcu "
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
Bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksullugun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi..."
Uğur Mumcu "
Onlar, demokrasi ve özgürlük için
mücadele yürtüyorlardı. Faşist çetelerin sokakları egemenlik altına almaya
çalıştığı, devrimci halk muhalefetinin MHP-Ülkücü faşist çetelerin sokaklara
salınarak ezilmeye çalışıldığı koşullarda Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi
devrimci üniversite öğrencileri, 8 Ekim 1978 günü akşam Ankara-Bahçelievler'de
kaldıkları evde devletin kontra çetesi konumunda Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı,
Ercüment Gedikli, Mahmut Korkmaz ve Kürşat Poyraz faşist çeteler tarafından,
ikisi boğularak beşi kurşuna dizilerek katledildiler. Dünden bugüne değişen
birşey olmadı. Bugünde devlet sokak infazlarıyla halka ve devrimcilere karşı
zulüm kusmaya devam ediyor.
Faşist katliamlara karşı örgütlü duruş
gösterilmeden yenilerini önlemek mümkün olmayacaktır. MHP-Ülkü ocakları,Osmanlı
ocakları,Alperenler vb. , AKP tarafından bugün yeniden ipleri çözülerek
sokaklara salınıyor. Kerkük-Musul hayalleri ve Kürt-devrim düşmanlığıyla bir
yandan devlet, öte yadan sivil faşist çetelerin terörüyle yeni katliamların
yolu döşeniyor. Emekçi halklar birleşik savaşım içine getirmeden katliamları
engellemek ve hesap sormak güç olacaktır. Faşizme karşı safları sıklaştırıp
devrimci kavgayı aynı kulvarda birleştirmek için kavgaya daha sıkı sarılalım.
Bahçelievler Faşizt Katliamını
Unutmadık, Unutturmayacağız..!