KP-İÖ’nün Ölüm Orucu savaşçısı Ali Ekber Barış yoldaş
1970 yılında Dersimin Mazgirt ilçesi Çat köyünde yoksul bir Kürt ailesinin
çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı, yoksulluk nedeniyle çok sevdiği eğitimini
yarıda keserek çalışmak zorunda kaldı. Yaşamı yokluk ve yoksulluk içinde geçen
yoldaş geçimini sürdürebilmek için İstanbula geldi. Daha küçük yaşlarda
devrimci mücadelede etkilendi ve 1996 yılında KP-İÖ ile tanıştı ve kısa bir
sürecin ardında KP-İÖ’nün bir militanı olarak örgütlü mücadeleye katıldı.1997
yılında bir operasyonda yakalandı ve ağır işkencelerden geçirilerek
tutuklanarak Gebze zindanına kapatıldı. Polislere yönelik askeri eylemlere
katıldığı gerekçesiyle idam cezasıyla yargılanan AliEkber yoldaş zindan
sürecinde kendisini geliştirmeye ve örgütün sorunlarına daha bir hakim olmaya
yöneldi. devrimci görevlerine sıkıca sarılarak yerine getirmeye ve KP-İÖ’ye bağlılığını
pekiştirmeye çalıştı.
Faşist diktatörlük
devrimci tutsaklardan intikam almak için 20 cezaevinde aynı anda başlatılan 19
Aralık 2000 operasyonuyla zindanlarda faşist baskı, işkence, tecrit, izolasyon
ve zulüm dayatmalarıyla intikam almak ve F Tipi Hücre Cezaevi uygulamasını
egemen kılmak istiyordu. Çünkü devrimci muhalefetin ve emekçilerin tepkilerinin
gelişip eylemlere dökülmesini önlemek, darbelemek aynı zamanda devrimci
öncülerin kapatıldığı zindanlarda yükselen devrimci sesin boğulması ve etkisiz
kılınması ve böylece TC devletinin gücünü gösterilmesi gerekiyordu. Egemen
sınıflar bakımında zindanlarda yükselen devrimci sesin boğulması aynı zamanda
demokratik halk muhalefetine karşıda devletin demir yumruğunu göstererek susku
kumpasının sürdürülmesi bakımından da önem taşıyordu. Unutulmayan kanlı
katliamlardan birisi olarak tarihte yerini alan operasyonda 31 devrimci
katledildi ve yüzlercesi sakatlandı
İşte tamda burada
faşist diktatörlükle devrimci iradenin hesaplaştığı19 aralık 2000 operasyonu
devrimci ve komünistlerin omuzlarına ağır ama bir o kadarda büyük devrimci
görevler yüklüyordu. Ya faşist diktatörlüğün zindanları teslim alarak F Tipi
Hücre uygulamasıyla yeni Mamaklar, Diyarbakırlar yaratarak ihanet ve boyun eğme
amacına yol açılacak, devrimci irade ve değerler bir yana bırakılarak kölece
yaşam kabul edilecek yada her zaman olduğu gibi devrimin onuru ayakta tutularak
teslimiyet ve hiçleştirme saldırısı devrimci direnişle boşa çıkarılarak ve bir
kez daha faşist diktatörlüğün zindanları ihanet yuvaları haline getirme planı darbelenecek
ve geri püskürtülecekti.
İşte Büyük Ölüm Orucu eylemi faşist
diktatörlüğün zindanlarda devrimci tutsaklara ihaneti ve boyun eğmeyi dayattığı
koşullarda ortaya çıktı ve kısa sürede dalga dalga yayılarak binlerce devrimci
tutsağı direniş içine çekti. F Tipi Hücre uygulamasıyla devrimci tutsaklara
dayatılan teslimiyet ve izolasyon politikasını boşa çıkarmak ve teslimiyeti
yere çalarak devrimci onuru bayraklaştırmak o koşullarda ancak kitlesel Ölüm
Orucu ve SAG direnişleriyle mümkündü. Burada devrimci irade bir kez daha deneniyor
ve gerçek devrimciler ile sahteleri ayrışıyordu. Ya faşizmin devrimci
tutsakları ehlileştirerek birer hiç durumuna getirme amacıyla gündemleştirilen
F Tipi Hücre Cezaevi saldırısına boyun eğilecek yada devrimci direnişle bu
ihanet dayatması boşa çıkarılacaktı.
Örgütümüz KP-İÖ’nün de
içinde yer aldığı devrimci tutsaklar faşist diktatörlüğün bu teslimiyet ve
ihanet dayatma sına karşı topyekün devrimci direnişi örgütlemeye yöneldiler. KP-İÖ
savaşçıları tereddütsüzce SAG ve Ölüm Orucu eylemine katıldılar.
Nitekim, devrim ve sosyalizme olan yüksek
bağlılığı ve örgüt için kendini feda etme kararlılığı Ali Ekber yoldaşı Ölüm
Orucu direnişinin ön saflarına itti ve ölüme hazır olduğunu ilan ederek kızıl
bandı kuşandı. KP-İÖ’nün yılmaz savaşçılarından birisi olan AliEkber yoldaş Ö.O
direnişinde görev almak için hep zorlayıcı oldu. O gönüllü bir feda eylemcisi
olarak omuzlamış olduğu devrimci görevini en küçük bir tereddüt göstermeden
başararak yoldaşlarına ve halkına vermiş olduğu devrim sözüne bağlı kaldı. Nice
yoksulluk ve yoksunluklar içinde Ö.O direnişini yürüten AliEkber yoldaş, her
koşul altında da devrimci iradenin egemen kılınacağının örneğini sundu. O
devrimciliğin büyük fedakarlık, cesaret ve örgütü ve davasının başarısı için
ikircimsizce ileri atılmak, görevlerin altına girmek olduğunu biliyordu. Her
türlü ihanete ve düşkünlüğe cepheden tutum alarak, direnişin zaferine kilitlenerek
hücresinde milim milim bedenini eriterek feda eyleminde bayrağı kale burçlarına
dikmede en önde koşarak, Ö.O eyleminin 180.gününde yani direnişe başlamasının
6.ayında 18.Ekim 2002 yılında onlarca ölüm Orucu direnişçisi gibi ölümü gülerek
kucaklayarak kavga bayrağını yoldaşlarına devrediyordu.
Mevsimlerin bir birini
kovaladığı ve dördüncü yılını geride bırakan büyük ölüm orucu eylemidir ki
zindanların Mamaklaşmasının-Diyabakırlaşmasının önünü aldı ve devrimci irade
karşısında ihanet ve teslimiyet kar gibi eridi.Büyük ölüm orucu eyleminde
bugüne kadar122.devrimci ölümü gülerek kucakladı ve yüzlercesi gazi olarak
faşizmin saldırılarının karşısına dikilerek devrimci tutsakların ihanete ve
teslimiyete asla geçit vermeyeceklerini haykırdılar.
Ölüm Orucu feda
eylemcisi AliEkber Barış yoldaş, bir komünist gibi düşündü, öyle mücadele etti
ve ölümü de aynı kararlıkla karşıladı. Yoldaş vasiyetine bağlı kaldı, az
konuştu ve çok iş yaparak bizlere yürünmesi gereken devrimci yolu gösterdi. Bugün
Ö.O direnişinde ölümü gülerek kucaklayan AliEkber yoldaşı 15.yılında anarken, onun
bizlere bırakmış olduğu, KP-İÖ’yü devrimin öncü konumlarına yükseltme ve
çürüklerden arınarak sağlamlaştırma vasiyetine sıkıca bağlı kalarak, uğruna
ölümü gülerek kucakladığı devrim ve sosyalizm mücadelesini ileriye taşıyıp
zafer yürüyüşünü hızlandırarak sürdüreceğimize söz veriyoruz.
Ö.O Direnişçisi Ali Ekber Barış Yoldaş
Ölümsüzdür!
Yaşasın Büyük Ölüm Orucu Direnişimiz!
F Tipi Hücre Tecrit, İzolasyon Dayatmasına
Hayır!
Zindanlar Yıkılsın, Tutsaklara Özgürlük!
Yaşasın devrim ve sosyalizm mücadelemiz!