Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 2005
yılında Umut Kitap Evi’nin bombalanması olayında suçüstü yakalanan ve
geçtiğimiz gün tahliye edilen Ali Kaya verdiği bir röportajda “Devlette resmi
göreve gerek yok. Öncelikli mücadelemiz, FETÖ’cü ve bölücü hainlerle mücadele”
diyerek göreve hazır olduğu mesajını verdi. Hürriyet gazetesine konuşan Kaya,
“Şemdinli TSK’ya kurulan ilk kumpastı. Şemdinli iddianamesi Ankara’da FETÖ’cü
kriptolar tarafından hazırlandı” sözlerine tepki geldi.
Umut Kitap Evi bombalanması olayında
Şemdinli halkı tarafından suçüstü yakalananlardan Ali Kaya’ya ait olan arabada
yapılan aramada, silahlar, öldürülecek kişilere ait listeler, krokilerin
bulunmuştu. Olaydan sonra Ali Kaya, Özcan İldeniz, Veysel Ateş
tutuklanmışlardı. Ali Kaya için dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt,
“Tanırım, iyi çocuktur” açıklamasını yapmıştı. Bombalama olayının iddianamesini
hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya’nın kendilerini FETÖ’nün yönlendirdiği söylemesinden
sonra tutuklular hakkında yeniden yargılamada ilk önce “örgüt kurmak”tan beraat
verildi. Ardından da 3 sanık tahliye oldu. Tahliye olan “iyi çocuk” Ali Kaya,
Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada, “Devlette resmi göreve gerek yok.
Öncelikli mücadelemiz, FETÖ’cü ve bölücü hainlerle mücadele. Şemdinli TSK’ya
kurulan ilk kumpas. FETÖ’nün PKK ile müşterek hareket ettiği ve işbirliği içine
girdiği ilk olay. Fırsat bulduğumda inşallah Büyükanıt Paşa’nın ellerinden
öpmeye gideceğim” ifadelerini kullandı.
‘NASIL KUMPAS OLABİLİR O KADAR DELİL
VARKEN’
HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan
Söz konusu tahliye sonrasındaki
ifadeleri değerlendiren HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, “Siz bölgede
Kürtleri öldürebilirsiniz, belediye başkanlarını ve seçilmişlerini
öldürebilirsiniz sonra çıkıp orduya kumpas kuruluyor dersiniz. Ali Kaya, Özcan
İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş’in elinde 105 kişilik liste vardı. Sakıncalı
olan kişiler bu listede çok net belirtilmişti. 300 sayfalık 4 klasör dosya.
Bunlar bombalı eylem gerçekleştirmeye gidenlerin aracında halk tarafından
bulunan somut deliller. Halk o anda bu insanları yakalıyor ve devlete teslim
ediliyor ve polise teslim olurlarken ‘biz devlet için çalışan kişileriz’ diyor.
Açıklamalarında ne diyorlar, bizim resmi olmamıza gerek yok zaten
öldürebiliriz. 105 kişinin isminin yazılı olduğu liste küçük bir yer için
kenara atılacak bir durum değildir. O dönem DTP’in 18 delegesinin
fotoğraflarının da bulunduğu öldürülmesi gerekenlerin listeleri bu insanların
üzerinde yakalandı. Dönemin Genelkurmay Başkanı her iki Astsubay için ‘tanırım
iyi çocuklardır’ diyebiliyor, şuan ise bu bir kumpastır diyor. Nasıl kumpas
olabilir halkın araçta ele geçirdiği deliller, silahlar, el bombaları ölüm
listeleri var bunlara ait. Ortada somut deliler var. sivil vatandaşları
siyasileri öldürmeye giden bir çetedir bu” dedi.
‘ADAM ÖLDÜRMEK İÇİN RESMİYETE GEREK
YOK!’
“Şemdinli de 105 kişinin ölüm listesi
elinde olan kişiler sokağa salındı o yüzden adam öldürmek için resmiyete gerek
yok” diyen Akdoğan, “Hukukun, özgürlüklerin, insan haklarının olmadığını
hepimiz biliyoruz. İnsan öldürmeye yemin edenler serbest bırakılırken işini
geri isteyen Nuriye ve Semih açlık grevinde. 8-9 aydır bu insanlar rehin ama
insan öldürmek, savaş çığırtkanlığı yağmak bu ülkede bu şartlarda ve hükümetin
izlediği politikayı göz önünde bulundurursak daha çok alıcı buluyor. Biz buna
şaşırmıyoruz 8 insan hayatını kaybetti, hiç birine soruşturma açılmadı. SİHA
saldırısı sonucu 4 insan ölüyor ‘PKK’li öldürdük diyorlar’ biz aksini ispat
edince ‘işbirlikçi öldürdük’ diyorlar. Bu dediklerinin 1-2 yıl sonra tersi
çıktığında ise efendim ben o dönem öyle kanat getirdim. Yalan söyleyen ve kan
kaybeden bir iktidar ve kan kaybettikçe eski çeteciler ve karanlık odaklarla
anlaşan bir iktidar. Gününü uzatmaya çalışan yeni bir dönemle karşı karşıyız
toplum bunun önüne geçmezse bunun muhalif kesimi sindirmeye dönük yeni bir
süreç olduğunu da bilmek gerekiyor” dedi.
‘KARANLIK BİR DÖNEMLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Tahliye olan Kaya’nın “iyi çocuklardır”
diyen kişinin elini öpmek içi zaman beklediğini söyleyen Nihat Akdoğan,
“Kürtleri öldürmeye yemin etmiş bu katiller hiçbir şey olmamış gibi
dolaşacaklar. Dışarıya salma nedeninden bir tanesi de cemaatin hazırlamış
olduğu iddianame ama bugün partili arkadaşlarımızın tümünün dosyalarını bu
savcılar hazırlamış. Genel başkanımız 1 yıla yakındır tutuklu, arkadaşlarımızın
vekillikleri düşürülüyor, ben 6 ay tutuklu kalıyorum ve davam hâla sürüyor ama
tüm bunlar Kürt halkına karşı kumpas olmuyor. Somut deliller varken, mahkemenin
kararı varken bu insanların salı verilmesi bu ülkede muhalif olan hiç kimsenin
can güvenliğinin olmadığı anlamına geliyor. Karanlık bir dönemle karşı karşıya
olduğumuzun kanıtıdır” dedi.
‘DÖNEMİN RUHUNA UYGUN KARAR’
Van Baro Başkanı Murat Timur
Kararı değerlendiren Van Baro Başkanı
Murat Timur, tahliye kararının politik olduğunu söyledi. Ülkenin politik
atmosferine göre verilmiş bir karar olarak yorumlayan Timur, “Şemdinli halkı
suçüstü bir olay gerçekleştirdi, delilleriyle birlikte. Bunlar suç işlerken,
kitap evine bomba atarken, insanları öldürürken ve yaralarken suçüstü
yakalandılar. Dolayısıyla ister FETÖ’den ister Metöden hakim olsun fark
etmiyor. Hangi örgütten olursa olsun bu suçüstü olayını aynı şekilde
değerlendireceğiz. Bunlar yargılamanın yenilenmesine kılıf olarak buldukları
şeyden, binlerce insan hala ağır hasta olup bu adamların verdiği kararlarla
cezaevlerinde. Eğer burada samimiyet olacaksa tamamen FETÖ’den tutuklanan
hakimden aşılıp yeniden yargılanması gerekiyor. İşlerine geldikleri gibi
ülkenin politik atmosferine göre bu şekilde karar veriyorlar. Daha önce zaten
söylenen “iyi çocuktur, tanırım korum” güdüsüyle sanığı, yıllardır kamu
görevlilerinin özellikle suç işlerken imtiyazlı bir konumda olduklarını
biliyoruz. Burada da yargılamada kendilerine ayrıcalık tanınması, yargıdan
kaçma veya yargıya mesaj verme anlamında söylenen şeydir. Bunu bu çerçevede
değerlendirmek gerek”dedi.
SANIKLARIN TAHLİYESİNE İTİRAZ
Öte yandan Şemdinli Umut Kitabevi
sanıklarının tahliye edilmesine Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edildi.
İtirazı yapan Van Baro Başkanı Murat Timur, suç delilleriyle birlikte suçüstü
yakalanmış sanıklara imtiyazlı davranıldığına, bu nedenle “eşitlik ilkesinin”
ihlal edildiğine dikkat çekti. Kitapevine yönelik saldırı öncesi kent genelinde
yaklaşık 4 ay içinde 18 bombalama olayının yaşandığını hatırlatan Timur, “Örgüt
kurmaktan” beraat eden sanıklar astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı
Veysel Ateş’in tutuklanması ardından kentte uzun bir süre hiçbir patlamanın
yaşanmadığını hatırlattı.