
Nadya Krupskaya: Yaşamı işçilerin devrimci
eylemi değiştirecek
"Başlarında eşarp (çok nadiren
kızıl bir bandana), eski bir etek, yamalı bir kışlık ceket… Genç ve yaşlı kadın
işçiler ve asker eşleri, köylü kadınlar ve kentli yoksul ev kadınları."
Böyle tanımlıyordu Kollontay, Ekim Devrimi'ne can veren kadınları. Kadın
devriminin yolunu açan Ekim Devrimi 100. yılında. Çoğu erkeklerden oluşan
Bolşevik Parti'de yer alan kadın devrimciler, devrimin inşasında büyük rol aldı
ve iç savaş yıllarında muazzam bir özveriyle mücadele etti. İşte devrime can
suyu olan kadın önderler..
Nadya Krupskaya, aristokrat kökenli bir
ailede dünyaya geldi. Babası Rus ordusunda teğmen olan Konstantin İgnatevich
Krupskaya, annesi ise bir Rus soylusunun kızı Polonya isyanı sırasında öğretmen
olan Elizabeth Vasilyevna Tistrova'dır. Konstantin Ignatevich altı yıllık
hizmetten sonra devrimci hareketlere katıldığı için ordudan ihraç edildi.
Bundan sonra fabrikalarda ve çeşitli yerlerde çalıştı.
Nadya, eğitimli bir ailede dünyada geldi
ancak gelirleri artık çok iyi olmadığı için alt sınıf koşullarında yetişti. Bu
durum onun devrimci harekete katılmasında etkili oldu. Nadya genç yaştan
itibaren eğitimle ilgilendi, özellikle Tolstoy'un teorilerine önem verdi. Bir
pedagog olan Nadya, özellikle öğretmen-öğrenci ilişkilerine dikkat çekti.
Sovyet eğitim sistemine Tolstoy'un eserlerinden faydalanarak geliştirdiği
teorilerle katkıda bulundu.
Mezun olduktan sonra Marksist
ideolojiyle tanışan Nadya, bu ideolojinin savunucularından oldu. Çar
hükümetinin Marksist eserleri yasaklaması üzerine, devrimciler sayesinde ve yer
altı kütüphanelerde bu eserlere ulaştı.
SÜRGÜN YILLARINDA MÜCADELE
1894 yılında avukat olan M.F.
Wolkenstein'in hukuk bürosunda çalışan Lenin'le tanıştı. Birlikte politik
toplantıları ziyaret etmeye başladılar. 1896 yılında Krupskaya "yasadışı
ajitasyon" nedeniyle iki yıl hapse mahkum edildi. Mahkumiyeti daha sonra 6
ay hapis ve 3 yıl sürgüne çevrildi. Nadya, oldukça kötü iklim koşulları olan
Ufa'ya sürgün edildi. Lenin'in eşi olarak sürgününü Şusenskoye'de tamamlamak
için başvuruda bulundu. Bu başvuru ancak Lenin'le hemen evlenmesi ve Lenin'in
sürgün süresi bittikten sonra Ufa'ya dönmesi koşuluyla kabul edildi. 1898'de
Lenin'le Sibirya'da evlenen Nadya, serbest kaldıktan sonra 1901 yılında
Lenin'le Münih'e gitti. Burada İskra gazetesinde sekreter olarak görev yaptı,
bir süre sonra Londra'ya gittiler.
Mücadelede aktif rol oynayan Nadya,
Londra'da RSDİP Kongresi'nin hazırlanması ve yürütülmesinde görev aldı. 1905
yılında RSDİP Merkez Komitesi sekreteri oldu. 1903 yılında Lenin ile birlikte
Rusya'ya dönseler de 1905 yılındaki başarısız devrim girişiminden sonra
Fransa'ya sürgün edildi. Burada Inessa Armand'la tanıştı. Krupskaya Paris'te
Longjumeau Parti Okulu'nda öğretmen olarak çalıştı. Lenin'in sekreteri olarak
Rusya'daki parti örgütleriyle bağlantı kurulmasını sağladı, Bolşevik basında
aktif rol aldı. Bir suikast sonucu sağlığı kötüleşen Lenin'in yanında olan
Nadya, onun son yıllarında politik yaşamın dışına düşmemesinde önemli bir rol
oynadı.
GENÇLİK ÖRGÜTLENMESİNİ ÖNEMSEDİ
1917 Ekim Devrimi'nden sonra, Eğitim
Halk Komiserliği'nde çalışmaya başladı. 1920'de Eğitim Komitesi başkanı oldu.
1929 yılından ölümüne kadar ise Eğitim Halk Komiserliği (bakanlık) yardımcısı
olarak görev yaptı.
Parti içinde kod adı "balık"
olan ve yeraltı mücadelesinde görünmeyen mürekkeple şifreli mektuplar yazmak
konusunda uzmanlaşmış olan Nadya, gençlik hareketinin örgütlenmesini oldukça
önemsedi ve bu alanda çalışma yürüttü. Komsomol ve Pioner örgütlerinin
kurulmasına öncülük etti. Pionerskaya Pravda adlı Sovyet çocuk gazetesinin de
kurucuları arasında yer alarak gazetede çocuklara yönelik pek çok makale yazdı.
Sovyet eğitim sisteminin gelişimi ve kütüphaneciliğin yaygınlaşmasında da
birincil öneme sahip kişi oldu.
1920 yılında Eğitim Halk Komiserliği
Merkez Siyasi Eğitim Komitesi Başkanı seçildi. Öncü çocuk birliği olan Pioner'i
kurarak izciliğin görev ve sorumluluklarını, çocukların gelişimindeki önemini
belirledi. Çocukların komünist felsefenin ilkeleriyle gelişimi konusunda
çalışmalar yaptı. XIV. Parti Kongresi'nde Stalin'e karşı muhalefeti destekledi.
Ancak daha sonra Merkez Komitesi plenumunda konuşarak muhalif cepheden
ayrıldığını belirtti. 1924 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez
Komitesi üyesi, 1927 yılında Merkez Komite Denetim Komisyonu üyesi, 1931
yılında da Yüksek Sovyet meclisi üyesi olarak siyasi faaliyetlerde bulundu.
Ölene kadar SBKP Merkez Yürütme Kurulu
ve Merkez Komitesi üyesi olarak görev aldı. Basın çalışmalarını sürdürdü.
1937'de SSCB Yüksek Sovyeti başkan yardımcısı seçildi. Pedagojik Bilimler
doktora unvanını aldı. Stalin'in politikasına destek vermemekle birlikte
Sovyetler Birliği'nin kalkınmasındaki rolünü kabul etti.
Nadya Konstantinovna Krupskaya 27 Şubat
1939'da Moskova'da yaşamını yitirdi. Sovyet yönetimi Nadya'nın onuruna bir
astroide "2071 Nadezhda" adını verdi.
KRUPSKAYA'NIN OTOBİYOGRAFİSİNDEN
Krupskaya'nın ağzından mücadelesi:
"Bir gün öğrencilerin politik tartışmalarına tesadüfen katılmıştım. Bu
olayla gözlerimi açtım. Kurslara gitmekten vazgeçip, Marksist eserleri okumaya
başladım. Yaşamı, sadece işçilerin devrimci eyleminin değiştirebileceğini
kavradım... 1917'yi kapitalizmin ölüm saati olarak düşündüm. Aynı şeyi
Sovyetlerin 2. Kongresi'nde toprağın ve üretim araçlarının mülkiyetinin halka
verildiği zaman da düşünmüştüm. Nihai amacın başarılmasından önce daha kaç adım
atılması gerekiyordu? Son adımı görecek kadar yaşayabilecek miydim? Önemli olan
bunu düşlemek ve bilmek değil, tersine bu düşün gerçekleşmesinin olanaklı ve
elimizde olmasıydı. Onun gerçekleşmesini önleyebilecek hiçbir gücün olmadığı
herkesçe açıktı. Kapitalizm can çekişiyordu. (...) Lenin 1894'de Petersburg'a
geldiğinde, çalışmalar daha bir canlılık kazandı ve örgüt daha güçlü bir hale
geldi. Lenin'le aynı bölgede çalıştık ve hemen arkadaş olduk... Sürgünde
Lenin'le evlendim. Ondan sonraki yaşamım onun damgasını taşır. Ona
çalışmalarında yapabileceğim yardımın en iyisini yaptığıma inanıyorum... İşçi
sınıfının güçlenmesini, partinin büyümesini, dünyadaki en büyük devrime
hazırlanmasını, yeni sosyalist bir sistemin doğuşunu, tamamen yeniden kurulan
bir yaşamı görmek kaderimmiş. Hiç çocuğum olmadığı için üzülmüştüm, kendimin
olmasa da şimdi birçok çocuğum (Genç Komünistler Birliği üyeleri ve genç
öncüler) var. Hepsi Leninist olmak istiyor. Otobiyografimi yazmamı genç öncüler
istemişti. Otobiyografimi onlara, sevgili çocuklarıma adıyorum."