Agos gazetesi genel yayın yönetmeni
ermeni gazeteci Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde Şişli Osmanbey’de Agos
gazetesinin önünde Trabzon’dan gelen faşist tetikçi çete Ogün Samast tarafından
öldürüldüğünde, bu cinayetin Türkiye’nin aydınlatılamayan diğer politik cinayetlerinden
birisi olacağı düşünülmüştü. Fakat Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından
cenazesinde yürüyen on binlerce kişinin gösterdiği tepki ve kamuoyunun bu
cinayete karşı gösterdiği duyarlılık sonucu geride bıraktığımız on yılda birçok
gerçek ortaya çıktı. Bu gerçeklere göre devletin bütün birimleri cinayetin
işleneceği biliniyordu. Cinayetin işlendiği on bir, davanın başladığı on yılın
ardından öne çıkan gerçekleri on başlık altında aktardık.
Cinayet 19 Ocak 2007 tarihinde
işlendiğinde tetikçi, Trabzon’un Pelitli ilçesinden gelen 17 yaşındaki Ogün
Samast olarak tespit edilmişti. Samast, saldırının ertesi günü Samsun
otogarında cinayet silahı ile yakalandı.
Fakat Samast’ı yönlendirenin daha önce
Trabzon Mc Donalds’ı da bombalayan Yasin Hayal olduğu ortaya çıktı. Grup uzun
süredir bu suikast için hazırlık yapıyordu. En önemlisi grubun ‘büyük abisi’
olarak bilinen Erhan Tuncel polis muhbiriydi. Ve bu cinayetin işleneceğini
polise bildirmişti.
Erhan Tuncel cinayeti Yasin Hayal’in
işleyeceğini ve bu amaçla İstanbul’da abisi Osman Hayal’in yanına gideceğini
bildirmişti. Trabzon polisi bu gelişmeyi İstanbul Emniyeti’ne daha sonra çok
tartışılacak olan Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik “ses getirici bir eylem”
yapacağı ihbarıyla bildirmişti. Ancak İstanbul polisi Osman Hayal’in çalıştığı
ekmek fırınının adresinin bulunamadığını iddia etmişti. Bu gelişmeler nedeniyle
bugün, dönemin Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul Valisi
Muammer Güler gibi isimler, görevi ihmal nedeniyle yargılanıyorlar.
Samast Samsun otogarında yakalandığında
ifadesinin videoya çekildiği ortaya çıktı. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Vatan
toprağı kutsaldır. Kaderine terk edilemez” sözü önünde verilen poz dolayısıyla
bugün bazı gazeteciler ve emniyet görevlileri tutuklu olarak yargılanıyor.
Cinayeti tasarlayan Yasin Hayal grubu,
jandarmanın görev alanında bulunan Trabzon’un Pelitli ilçesinde yaşıyordu. Bir
başka şaşırtıcı gelişme de burada yaşandı. Trabzon jandarması, Yasin Hayal’in
Hrant Dink’i öldürmek için harekete geçtiğini ve silah bulmak için Hayal’in
eniştesi Coşkun İğci’ye başvurduğunu öğrenmişti. Enişte Coşkun İğçi jandarma
muhbiriydi. Fakat jandarma bu konuda hiçbir çalışma yapmamıştı. Üstelik
cinayetten sonra sanki çalışma yapmış gibi sahte belge düzenlemişti. Üstelik Samast
daha yakalanmadan hazırlanan bu belgede cinayetin “Ardeşen el yapımı bir silah”
ile işlendiği bilgisi yer alıyordu. Albay Ali Öz cinayet silahı elde edilmeden
bu bilgiye nasıl ulaştıklarına, bugüne kadar bir açıklık getiremedi. Bu
nedenle, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü
Yüzbaşı Metin Yıldız ve diğer jandarma görevlileri yargılanıyor.
Cinayetten sonra ortaya çıkan bir başka
gerçek de MİT ile ilgiliydi. Agos gazetesinde ve daha sonra Hürriyet
gazetesinde yayınlanan Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu ile ilgili haberin
ardından MİT görevlilerinin İstanbul Valiliği’nde Dink’i tehdit ettiği ortaya
çıktı. Bu olayla ilgili olarak dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergün Göngör ve
MİT mensubu Özel Yılmaz yargılandı. Sanıklar beraat ettiler.
Cinayet işlendiğinde Trabzon Emniyet
Müdürü Reşat Altay, cinayetin tasarlandığı dönemde ise (daha sonra Ergenekon
operasyonları ile de tanınacak) Ramazan Akyürek’di. Reşat Altay davada görevi
ihmalden tutuksuz olarak yargılanıyor. Trabzon emniyet müdürlüğünden sonra,
emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire başkanı olan Ramazan Akyürek, bugün
‘cinayeti tasarlamak’tan tutuklu olarak yargılanıyor. Yine davada önemli bir
isim istihbarat daire başkanlığında C şube müdürü olan Ali Fuat Yılmazer’di. Yılmazer
hakkında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, “Dink’in öldürüleceği ve
bu bilginin Erhan Tuncel’in polis muhbirliğinden alındığı” bilgisini kendisine
haber vermediğini iddia etmişti. Ali Fuat Yılmazer de bugün cinayeti
tasarlayanlar arasında olduğu gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanıyor.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra
davayı etkileyecek önemli gelişmeler oldu. Yeni ortaya çıkan kanıtlara göre
jandarma bu cinayetin içinde aktif olarak yer alıyordu. Bu kanıtlara göre
cinayetten beş ay önce Trabzon İl Jandarma görevlileri ve İstanbul Jandarma
İstihbarat görevlileri Hrant Dink’i takip ediyorlardı. Ayrıca cinayet günü Ogün
Samast’ın etrafında bazı jandarma görevlileri tespit edilmişti. Bu nedenle 15
Temmuz darbe girişimine de katılan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat
görevlileri Muharrem Demirkale, Yavuz Karakaya ve yüzbaşı Ali Barış Sevindik
gibi isimler yine davada sanık olarak yargılanıyorlar.
Davanın 2007 ile 2012 arasında geçen
‘ilk yarısı’ denilebilecek kısmında İstanbul 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi,
sanıkların 17 Ocak 2012 tarihinde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan
beraatına karar verdi. Yasin Hayal, “Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmeye
azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Erhan
Tuncel, “patlayıcı madde imal etmek, kullanmak” suçlarından 10 yıl hapse mahkûm
oldu ancak yattığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Savcılık bu
kararı “örgüt de var delil de var” diyerek temyiz etti. Yargıtay mahkemenin
kararını bozarak “suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye
olmak” suçlarından yargılamanın tekrar başlamasını istedi. Dava tekrar başladı.
Bu arada 17-25 Aralık soruşturmaları ve
15 Temmuz darbe girişiminin ardından davaya bir başka gözle bakılmaya başlandı.
Davanın ilk dönemlerinde ağır basan ‘Ergenekon’un bu işin arkasında olduğu’
şeklindeki görüş yerine şimdi daha çok FETÖ’nün bu cinayeti işlemiş olabileceği
söyleniyor. Bugün 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada ifade veren
dönemin mülkiye müfettişleri, yaptıkları araştırmaların emniyet müdürleri
Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer tarafından engellendiğini söylediler.
Soruşturmayı devralan Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, cinayetin İstanbul,
Trabzon ve Genel Komutanlık’taki jandarma istihbarat görevlileri tarafından
tasarlandığını iddianamenin merkezine koyarak bu sanıkların cezalandırılmasını
istiyor.