"HDP'nin
başına Türk geçmesin"
çıkışıyla büyük tepki çeken Hasip
Kaplan,
bugün Edirne Cezaevi'ne
giderek Selahattin Demirtaş ile
görüştü.
Aynı
zamanda avukat olan Kaplan, Demirtaş ile yaptığı görüşmenin
ardından açıklamalarda bulundu.
BirGün’den
Hüseyin Şimşek’in haberine göre Kaplan,
"Biz zaten sayın Demirtaş ile sık sık görüşüyorduk.
Fakat bu görüşme talebi kendisinden geldi" dedi.
Görüşmenin
ardından açıklama yapan Kaplan, tepki toplayan tweetine ilişkin,
“Bu tartışmalar yaşanırken kırılanlar olabilir, üzülenler
olabilir. Gönül almasını da biliriz, doğru olan yerde de doğru
olduğumuzu ifade etmesini de biliriz. Halklarımızın gerçeklerini
de takip eder dikkat çekeriz. Zaten benim dikkat çekmek istediğim,
Doğu'da, Güneydoğu'da partimin çok oy aldığı bölgelerde, eş
başkanlık seçimlerinde bunların dikkat edilmesiydi. Umarım
bunlar anlaşılmıştır. Tartışmaların hepsini geride
bırakıyoruz" dedi.
Bir
başka gazetecinin "Demirtaş aday olmayacağını açıkladı
ama bu kesin karar mı? Siz aday olacak mısınız?" sorusuna
ise Kaplan, "Ben aday olmayacağım. Çok keyifli bir görüşme
yaptık. Halkımıza selam sevgileri var. Süreci çok iyi takip
ediyor. İnanın şu anki parti liderleri içinde geleceği olan tek
lider Selahattin Demirtaş'tır. Diğerlerinin hepsi gidicidir. Çünkü
insanların fikirleri, insanların mücadelesi götürür. Ve eğer
birilerinin arkasında halk varsa, o yaşar ve yaşatır. Şu anki
durum da bu. Sayın Demirtaş da izliyor. Kesin bir karar diyemeyiz.
Halkımız isterse Selahattin Demirtaş ikna edilebilir. Örgüt,
parti isterse ikna edilebilir" yanıtını verdi.
Bugün
uzun ve verimli bir görüşme yaptıklarını belirten Kaplan, şöyle
dedi:
"Hem
kendi davalarının durumunu hem önümüzde yaklaşan kongre tarihi
ve yaşanan tartışmaları konuştuk. Kastı aşan bir tweet
üzerinden sonraki 2-3 tweet'te parti iç tüzüğü, parti
geleneklerine dikkat çekilmesine rağmen ırkçılık bazına
taşınmak istenilen, partimize karşı pusuda bekleyen bazı
kesimler oldu. Ve ben, her gün basında bunların hepsi her gün
sansür uygularken, her gün bu partiyi yok sayarken, televizyonlarda
HDP'yi konuşurken ama HDP'li bir milletvekilini çağırmayan bu
yaklaşımların hastalıklı olduğunu ve pek de dostane olmadığını
bildiğim için hiçbir basına bu konuda açıklamada bulunmadım.
Ta ki Sayın Demirtaş, kendisi açıklamada bulundu. Kastı aşan
bir tweet nedeniyle ırkçılık suçlamalarının son derece yanlış
olduğunu, Hasip Kaplan'ın hayatı boyunca tüm mücadelesiyle
ırkçılığa, ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı mücadele
eden bir hukukçu, bir de demokrasi mücadelesinde bulunan bir
milletvekili olduğunu, Meclis performansıyla, kitaplarıyla bunu
söylediğini anlattı. Ben de teşekkür ettim."
Kaplan,
Demirtaş'a, doğrusunun bu olduğunu ve genel başkanının
açıklamalarına itibar ettiğini ve bundan sonraki süreçte bu tür
tartışma zemininde bulunmak istemediğini anlattığını söyledi.
40
yıllık bir hukukçu olduğunu ve bugüne kadar parti içinde
yaptığı çalışmaları anlatan Kaplan, şunları söyledi:
"Şunu
ifade etmek istiyorum; HDP Türkiye'nin 3'üncü büyük partisi. Bir
realitemiz, bir gerçekliliğimiz var. İki eş başkan var, genelde
birisi Türk oluyor, birisi de Demokrasi Barış Partisi geleneğinden
gelen arkadaşlarımızdan oluyor. Sayın Demirtaş da bunun en son
başkan temsilcisiydi. Yine bir kongre süreci var önümüzde. HDP
farklı kültürlerin, farklı kimliklerin, inançların, ırkların
hepsinin mozaiği olan bir partidir. Biz bu partiyi direne direne
kurduk. Meclis'te mücadelesini vererek büyüttük ve barajı aştık.
Bizim görevimiz milletvekili olarak, eski bir milletvekili olarak
halkımız için çalışmak. Barış, demokrasi mücadelesini
sürdürmektir. Umuyorum ki parti de bu yanlış tartışmaya son
nokta koyacaktır. Sayın Eş Başkanımın bu açıklamalarından
sonra, daha sağlıklı bir kurultay çalışmasına yönelip,
konferanslarda kim başkan olmak istiyor, nasıl projeler götürmek
istiyor, bunların tartışacağı daha farklı bir tartışma zemini
yaratılmasını diliyorum. Bu tartışmalar yaşanırken kırılanlar
olabilir, üzülenler olabilir. Gönül almasını da biliriz, doğru
olan yerde de doğru olduğumuzu ifade etmesini de biliriz.
Halklarımızın gerçeklerini de takip eder dikkat çekeriz. Zaten
benim dikkat çekmek istediğim, Doğu'da, Güneydoğu'da partimin
çok oy aldığı bölgelerde, eş başkanlık seçimlerinde bunların
dikkat edilmesiydi. Umarım bunlar anlaşılmıştır. Tartışmaların
hepsini geride bırakıyoruz."
Bir
gazetecinin, "Attığınız bir tweet'te bir Türk'ün partinin
başına geçmemesini istemediniz mi?" sorusu üzerine Kaplan,
şöyle yanıt verdi:
"Asla
böyle bir şey söz konusu değil. Ben attığım tweet'lerin
devamında diyorum ki partinin tüzüğüne göre iki eş başkan
vardır, biri kadın biri erkek olur. Biri Türk, biri Kürt'tür.
Farklı bileşenlerden olur. Partinin tüzüğünü hatırlatmak
neden ırkçılık olsun. Biz kendi partimizde Türk'e, Türk deriz,
Kürt'e de Kürt deriz, Boşnağa, Boşnak deriz, Arnavut'a Arnavut,
Süryaniye, Süryani, Ermeniye Ermeni deriz, Laza da Laz deriz. Bizim
partimizde herkes kendi kimliğiyle onurlu bir mücadele eder ve
herkes bu hukuk çerçevesinde bir araya gelir. Benim gibi hayatı
ırkçılıkla, ayrımcılıkla geçen birine yöneltenler hepsi hava
cıva almıştır. Sadece tüzük hatırlatması yaptım."
Kaynak:
BirGün