10 Ocak 2018 Çarşamba

PKK'nin tutukladığı MİT'in üst düzey yöneticisi Erhan Pekçetin, 3 Kürt kadın devrimcinin Paris'te nasıl katledildiğini itiraf etti.

2012 yılı sonlarında İmralı'da Türkiye devleti ile PKK lideri Abdullah Öcalan arasında görüşmeler başlamış, 3 Ocak 2013'de İmralı'ya ilk kez bir sivil heyet gitmişti. Bu görüşmeden altı gün sonra, 9 Ocak 2013’de Paris'te kanlı bir saldırı gerçekleşti. PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez, başlarına sıkılan üçer kurşunla katledildi.
Tetikçi Ömer Güney kısa sürede tutuklandı ancak katliamın arkasındaki güçler karanlıkta kaldı. Genel kanı ise katliamın arkasında Tayyip Erdoğan ve MİT'in olduğu yönündeydi. Zira, bunu gösteren belgeler de ortaya çıktı.
Türkiye’de başlatılan soruşturmada tam ismi Ömer Ziya Güney olan şüphelinin, ilk olarak 22 Ağustos 2012’de Ankara’ya geldiği ve bir gün sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne çipli pasaport için başvurduğu ortaya çıktı. Güney, 24 Ağustos’ta yeni pasaportunu almıştı. O dönem yapılan incelemede Güney’in bir yılda Türkiye’ye 13 kez giriş-çıkış yaptığı belirlenmişti. Güney’in 18 Aralık 2012 tarihinde Paris’ten İstanbul aktarmalı olarak Ankara’ya gitmiş, üç gün kaldıktan sonra Paris’e dönmüştü.
14 Ocak 2014'de basına sızan bir belgede infaz emrini MİT'ten dört yetkilinin verdiği anlaşılıyordu. 18 Kasım 2012 tarihli belgede MİT yetkilileri O. Yüret, U.K. Ayık, S. Asal ve H. Özcan'ın imzası vardı. Yine basına sızan bir ses kaydında, Ömer Güney, kimliği belirsiz MİT üyeleriyle cinayet planları yapıyordu. Hedefte Sakine Cansız dahil birçok Kürt temsilci vardı.
Tetikçi Ömer Güney'in kaçış planları yaptığı da ortaya çıktı. Güney, kendisini hapishanede ziyaret eden Ruhi S'den, şifreli ifadelerle Ankara'daki MİT binasına gitmesini istiyordu. Söz konusu görüşme, savcının talimatıyla görüşme kabinine yerleştirilen cihaz ile kaydedilmişti. Bunun üzerine Ruhi S.’nin Almanya'daki evine baskın yapıldı. Evde 9 Ocak 2014 tarihli üç fotoğraf ve el yazması belgeler bulundu. Bunlar arasında Güney'in Paris'teki Salpêtrière hastanesinden kaçırılmasına ilişkin planlar da yer alıyordu. Güney, Aralık 2016'da, duruşmasına çok az zaman kala bu hastanede öldü.
SIR PERDESİ ARALANDI
Ömer Güney sırlarıyla birlikte ölürken, Paris katliamının perde arkası PKK'nin iki üst düzey MİT yöneticisini tutuklamasıyla ortaya çıktı.
PKK, operasyonun detaylarına ilişkin ilk yaptığı açıklamada, Paris katliamına ilişkin şunları belirtmişti: "İmralı görüşmelerine devlet heyeti adına Muhammed Dervişoğlu’yla birlikte katılan Sabahattin Asal’ın bir MİT yöneticisi olarak 9 Ocak 2013’de gerçekleşen Paris Katliamı’nın planlayıcılarından olması, AKP iktidarının ve MİT’in komplocu karakterinin kanıtı olmaktadır. Şu bir daha görülmüştür ki, Türk devleti ve onun kirli işlerini yapan MİT için Kürtleri yok etmede her yol mubahtır."
CUMHURBAŞKANINA SORAR
ANF, bugün de MİT’in en stratejik dairesi olan yurtiçi etnik bölücü faaliyetler başkanı Erhan Pekçetin'in Paris katliamına ilişkin itiraflarını yayınladı. Video görüntüsü de bulunan Pekçetin, 2014 yılında ortaya çıkan ve Ömer Güney'in üç ajanla cinayet planları yaptığını gösteren ses kaydını da doğruladı. Erhan Pekçetin, konuşmasında şunları söyledi:
"Yine internete düşen ses kayıtları var. Onları dinlediğimde o zaman suikastın yurtdışı EBF daire başkanı olan o dairedeki Uğur Kaan Ayık, o dairedeki operasyon şube müdürü Oğuz Yüret ve o şubedeki Ayhan Oran memur üç personelimiz tarafından planlandığı ve hayata geçirildiğini anladım. Çünkü ses kayıtlarından mensuplarımızı tanıdım. Ömer Güney diye bir haber elemanıyla Ankara’da bir otelde görüşülmüş. Oteldeki ses kayıtları alınmış.
"Bu tür suikastlar hassas tabi. Çok üst düzeyde bir karar verilmesi gereken bir konu, çok dar bir kadro bilir. Arz notunun müsteşara kadar çıkması gerekir. Hatta müsteşar cumhurbaşkanına sorar, tek başına karar vereceğini düşünmüyorum. Çünkü uluslararası sıkıntı yaratabilecek konular. Barış görüşmelerinin devam ettiği bir dönem. O arz notu Ayhan Oran değil, muhtemelen şube müdürü yapmıştır. Sıra silsilesi Uğur Kaan Ayık daire başkanı ona çıkar. Uğur Kaan Ayık’ın bir üstü başkan yardımcısı Sabahattin Asal‘dır. Sabahattin Asal’a gider ki Sabahattin Asal o dönem bildiğim kadarıyla Muhammed Dervişoğlu ile birlikte barış görüşmelerine giden bir isim. Sabahattin Asal’dan sonra o dönem GİB başkanı Haluk Özcan diye hatırlıyorum. GİB başkanı da müsteşar yardımcısına gönderir. Müsteşar yardımcısı da müsteşara gönderir. Arz notunun silsilesi böyledir. Bunu bir GİB Başkanı Müsteşar Yardımcısının yapacağı bir faaliyet değil. Müsteşara kadar çıkar ve orada onaylaması gerekir."
O İMZALAR KİME AİT?
18 Kasım 2012 tarihli belgede MİT yöneticilerinin imzaları bulunuyordu. Belgenin altında Şube Müdürü O. YÜRET, Daire Başkanı U. K. AYIK, Başkan Yardımcı Vekili S. ASAL, Başkan H. ÖZCAN isimleri yer alıyordu.
Pekçetin, söz konusu isimlere dair şu bilgileri verdi:
"O.Yüret olarak yer alan imza Oğuz Yüret’e aittir. Oğuz Yüret şu anda Van bölge daire başkanı. O dönem operasyon şube müdürüymüş.
U. K. Ayık, Uğur Kaan ayıktır. Şu anda özel faaliyetler başkanı. O dönemde yurtdışı EBF (Etnik Bölücü Faaliyetler) daire başkanıydı.
S. Asal ise Sabahattin Asal’dır. Şu anda Stratejik İstihbarat Müsteşar Yardımcısıdır. O dönem Etnik Bölücü Faaliyetler’de Başkan Yardımcılığındaydı.
Arz notunda yer alan imzalar bunlara aitti."
ASAL İMRALI'DA GÖRÜŞMELERE KATILIYORDU
Sabahattin Asal, İmralı’daki görüşmelerde devlet heyeti içinde Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ile birlikte MİT adına yer alıyordu. Asal'ın tetikçi Ömer Güney ile Ankara’da MİT lojmanlarında görüşmeler yaptığı da ortaya çıkmıştı.
Erhan Pekçetin, Paris katliamının Ankara'daki MİT lojmanlarında planlandığını, hatta Ömer Güney’e alınan uçak biletinin MİT lojmanlardaki seyahat acentasından alındığını da açıkladı: "Suikast aşamasında Ankara’ya gelip Paris’e geri dönüş uçak bileti basına yansıyınca, Ömer Güney’in olduğu anlaşılınca, Fransız servisinin bize yazı yazdığını duydum. Konu hakkında bilgi talep edildiğini ve cevap verilmediğini biliyorum. Herhalde Fransız emniyeti de Türk emniyetine bir yazı yazmış. Emniyette çalışma yürütmüş, Ankara Emniyeti Ömer Güney’in Ankara’dan Paris’e dönüş biletini PNN numarasından veya izini takip ederek satın alındığı acentayı Türk Hava Yolları acentasına ulaşıyor. Bu acenta Yenimahalle batı lojmanları içerisinde bizim teşkilat mensuplarına resmi görevlerde bilet temin eden bir acenta var. Yerini görmedim. Biz sadece telefon açıp söylüyoruz, o bize bileti temin ediyor. PNN numarasını veriyor. Oradan alınmış batı lojmanları içerisinden ki bizim acentadan. Teşkilatın içinde değil ama lojmanların içinde Ömer Güney Paris’e geri dönüş bileti alınmış."
TERFİ ETTİRİLDİLER
Erhan Pekçetin, şöyle devam etti: "O üç kişi bir süre sonra Uğur Kaan Ayık Doha’ya temsilci olarak gitti. Oğuz Yüret de ETİ başkanlığına daire başkanı olarak atandı. Ayhan Oran da Atina’ya legal seçildi bir süre sonra. Bir bir buçuk sene kaldılar. Onlar şu an Oğuz Yüret Van bölge başkanı, Uğur Kaan Ayık özel faaliyetler başkanlığına terfi ettiler. Hızlı terfi ettiler. Ayhan Oran da teşkilattan atıldı."